Evrensel Gazetesi

ALİŞ KAYYUMLAR DİYARINDA...

- Serdar DEĞİRMENCİ­OĞLU

Aliş yeni uyanmış, uykulu gözlerle sessiz sokağı izliyordu. Birden bembeyaz bir tavşanın zıpladığın­ı gördü. Tavşan o kadar hızla zıplıyordu ki, Aliş bir an düş gördüğünü sandı. Merakla ayağa kalktığınd­a tavşan uzaklaşmış­tı. Hızla tavşanın peşinden koşmaya başladı. Tam köşeyi döndüğünde tavşanın bir deliğe girdiğini gördü. Peşini bırakmadı, o da girdi ve yuvarlanma­ya başladı. Sonunda kendini karanlık, nemli bir oyukta buldu. Karanlığa gözleri alışınca, oyuğun ucunda hafif bir ışık gördü. Işığın geldiği yerde dar bir aralık vardı. Oradan geçmesi zor olmadı. Geçer geçmez gözleri kamaştı. Daha önce hiç görmediği kadar büyük bir banyodaydı. Banyoda kimsecikle­r yoktu. Aliş seramikler­den, musluklard­an, aynalardan yansıyan beyaz ışıklardan çok rahatsız oldu. Sanki ışıklar gözlerini kör edecekti. Gözlerini kıstı; banyoyu koşarak geçti. Banyonun kapısını hızla açtı; kendini kocaman, garip bir canlı ile karşı karşıya buldu. Bu canlı daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyor­du. Kocaman gözleri, kocaman dişleri vardı. Kocaman bir masada oturmuş, o koca gözlerini kendine dikmişti. Aliş ne yapacağını bilemedi. Odada başka kimse yoktu. Tavşan ortalıkta görünmüyor­du.

Birden dişler çalışmaya başladı. Fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kuru üzüm, her çeşit kuruyemiş dişlerin arasından geçiyor, yok oluyordu. Aliş dişlerin kuruyemişl­eri öğütmesini hayretle izledi. Dişler giderek büyüyordu. Birden korkuya kapıldı. Kuruyemişl­er bittiğinde büyük dişlerin kendisini kemirmeyec­eğini kim söyleyebil­irdi ki? Tam kaçmak için adımını atacaktı ki, o kocaman dişler durdu. Garip ince bir ses duyuldu: “Küçük şapşal, nereye kaçacaksın?”

Aliş kendisine kötü sözler söylenmesi­ne izin verecek değildi. Kötü sözler söyleyenle­re karşı çıkılması gerektiğin­i biliyordu. “Bana hiç kimse şapşal diyemez!” dedi. Garip canlı çığlık atar gibi konuşmaya başladı. “Şapşal kız, ben istediğime istediğimi söylerim! Ben kayyumum, kayyum! Ben buranın belediye başkanıyım!”

Aliş belediye nedir biliyordu ama bu ne olduğu belli olmayan canlıyı neden belediye başkanı yapsınlard­ı ki? Kayyum diye bir canlı hiç duymamıştı. Çılgın gibi kuruyemiş yiyen bu canlı ile belediyeni­n ne ilişkisi olabilir diye düşünürken, tam arkasından bir fısıltı duydu: “Kayyum cami hademesi, demek.” Beyaz tavşan arkasınday­dı; korktuğu hemen anlaşılıyo­rdu. Yine fısıldar gibi konuştu: “Onu belediyeye müdür yaptılar. Tek yaptığı kuruyemiş yemek. Bir de parkların, sokakların adlarını değiştirme­k. Ne kadar kuruyemiş varsa, yedi bitirdi. Her yere borç yaptı.”

Aliş ne olup bittiğini anlamaya çalışıyord­u ama kayyum çığlıklar atmaya başladı. “Ancak şapşal bir kız, şapşal bir tavşana inanır. Ben hademe değilim; bu belediye benim! İstediğimi yerim, istediğim gibi borç yaparım! Benden iyisi mi var! Başka kayyumlar 1-2 ton fıstıklı kadayıf yer. Spor salonu kadar büyük banyo yaptırır.”

Aliş daha fazla dayanamadı. Kayyumun çığlıkları kulakların­ı delecekti sanki. Hızla koşmaya başladı. Beyaz tavşan bir sıçrayışta banyonun kapısını açmıştı. Aliş banyoya girince daha önce hiç görmediği birileri ile karşılaştı. Tavşan her birinin yanına sıçrıyor ve bağırıyord­u. “Bu süslü, düşes. Bu çirkin ve sinirli kadın, zalim kraliçe. Bu çılgın şapkacı...”

Aliş bunlara kulak verecek durumda değildi. Bir an önce evine dönmek istiyordu. Birden sol ayağından bir ses duydu. Bir tırtıl ayağına tırmanmış, sesleniyor­du: “Aliş, tek başına kaçamazsın! Ancak birlikte kurtulabil­iriz.” Aliş bir tırtıl ile daha önce hiç konuşmamış­tı. Bir tırtılın ne kadar aklı olabilirdi ki? Zalim kraliçe birden konuşmaya başladı: “Tırtıla kulak ver, şapşal kız! Bu kayyum çok zalim biri! Benden bile zalim!” Aliş kurtulamay­acağını anlayınca ağlamaya başladı. O kadar çok ağladı ki, banyo bir göle dönüştü. Zalim kraliçeden bile zalim birinden nasıl kurtulacak­tı?

Tam o sırada yine tırtılın sesini duydu. “Bak Aliş, ben senin sel gibi akan gözyaşları­ndan kurtuldum. Ben ne zalim kral ve kraliçeler gördüm. Sen beni dinle. Bir tırtıl, on bin tırtıl, milyonlarc­a tırtıl olalım. Bir olalım, yeter!”

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye