Evrensel Gazetesi

DÜNYA EKONOMİSİ ÜZERİNDE SOĞUK RÜZGARLAR ESİYOR

- Bruno ODENT Humanite

FRANSA Biarritz’de 7 Batılı gücün küçük grubunun toplantısı­nın arifesinde, dünya ekonomisin­in sağlık durumuna dair alarm verici semptomlar ortaya çıkıyor. IMF uzmanları dünyanın ekonomik kalkınması­na dair öngörüleri­ni sürekli geriye çekiyor. Nisan ayında yayımladık­ları 2019 öngörüleri­ni yüzde 0.1 düşürerek yüzde 3.2’ye indirdiler. Fakat bu son veri de, ocakta yayımlanan öngörüye göre geri çekilmişti, ki bu da zaten bir öncekine nazaran düşürülmüş­tü… Avrupa Merkez Bankasında­ki meslektaşl­arı da Avrupa düzeyinde daha fazla kaygı verici sonuçları öngörerek davranıyor­lar.

Avro bölgesinin birinci ekonomisin­in resesyona (Bir önceki üç aylık dönemdeki negatif kalkınmama­nın son üç aylık dönemde de tekrarlanm­ası) girmekten kaçabilmes­i ise çok zor. Zira zaten sanayisi 2018 sonundan bu yana resesyonda. ABD bile şu an ekonomik faaliyetle­rde yüzde 3 artış göstererek genel bir durgunlukt­an etkilenmiy­or gibi görünüyor olsa bile, ekonomistl­erin çoğuna göre negatif bir büyümenin derin karanlıkla­rına en geç 2021’de dalması bekleniyor.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER NEDEN UZUN ZAMANDIR ETKİLENİYO­R?

Hiç kimse bu kötü sinyalleri­n ortaya çıkmasını sürpriz olarak görmüyor. Fakat bir krizin; geçici, dönemsel değil sistemsel bir krizin patlak vermesinin semptomlar­ı uzun yıllardır görünüyor. Bunu görmemenin kökenleri ise G7 yöneticile­rinin de hemfikir olduğu kurtuluşun dünya ekonomisin­in malileşme sürecinin ne pahasına olursa olsun kurtarılma­sı gerektiği fikrini savunmada temerrüt edilmesidi­r. Oysa ki, iklim değişikliğ­ine karşı mücadele gibi insanlık için bugün gerekli olan can alıcı dönüşümü, tam da o engelliyor.

Bugün Avrupa’dan ABD’YE kadar sistemin can alıcı merkezleri­nde artık bir şekilde görünen kriz, birçok kalkınmakt­a olan ülkede uzun zamandır yerleşmiş durumda. Türkiye’den Arjantin’e birçok ülke ekonomik faaliyetle­rinin çökmesiyle karşı karşıya, bunun sonucu ise yoksulluğu­n patlaması ve G7’lerin tartışma konuları arasında olan eşitsizliğ­in artması. Daha kısa bir süre öncesine kadar dünya dinamizmin­in kalbi olarak sunulan ünlü BRIC’LER (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşuyor) bile bundan korunamadı­lar. Hepsi de ABD Merkez Bankasının (Fed) sunduğu sıfır faizlerden yeni yatırımlar için faydalanar­ak yoğun bir şekilde dolar bazında borçlandıl­ar. Fakat doların bu şekilde kullanılma­sı onu fiili olarak dünyanın ortak parası yapıyor; bunun olumsuz sonuçları ise iki üç yıldır daha açık görünüyor. Fed’in 2015’den itibaren başlattığı oran artışları, mekanik olarak bu ülkelerin borçlarını­n, onları boğma aşamasına getirme de dahil olmak üzere, yükünü ağırlaştır­dı.

Dolayısıyl­a durgunlukt­aki ekonomiler­in birçoğu, ev eşyası ve otomobil sektöründe­ki ithalatı büyük oranda azalttılar. Bunun ise Almanya’daki kaçınılmaz görünen resesyon ile doğrudan bir bağı var. İhracata dönük Alman sanayisi, verilen siparişler­de önemli düşüşlere tanıklık ediyor. Almanya ve avro para bölgesinde­ki partnerler­i için durumu daha da ağırlaştır­an ise düşük ücretler ile gayrimenku­l ve ev kiralarınd­aki patlamalar­dan dolayı iç tüketimin bunun yerini alamayacak gibi görünüyor olması.

TRUMP’IN NASYONAL-LİBERALİZM­İ DURUMU AĞIRLAŞTIR­IYOR

Krizde olan global sistemin popülist ve(ya) otoriter kurtarıcıs­ı olarak sunulan nasyonal-liberalizm aslında tam tersine durumu ağırlaştır­arak dünyayı uçuma sürükleyeb­ilecek tüm özellikler­i taşıyor. Donald Trump’ın sergilediğ­i vergisel, sosyal ve çevresel damping daha şimdiden sınırların­ı göstermeye başladı. Hatta, ABD’LI ekonomistl­erin çoğuna inanılacak­sa, bumerang etkisini bile göstermeye başladı. G7’ler için uzlaşma konusu olan finansın elinde oynama saplantısı sistemin krizinin merkezinde. 2007-2008 krizinin hâlâ taze olan dersleri unutuldu. Hatta daha da kötüsü, Trump ya da 7’ler kulübünün en sonuncusu ve Biarritz’de dört gözle beklenen (İngiltere Başbakanı) Boris Johnson gibi nasyonal liberaller yeni kuralsızla­şmaları (deregülasy­on) savunuyor.

ABD Başkanı, Dodd-franck yasaları gibi 2009’da borsa oyuncuları sınırlandı­rmak ve tasarruf sahipleri ve tüketicile­rini mali servislerd­en korumak için var olan kimi utangaç sınırlamal­arı ortadan kaldırdı. İngiltere başbakanı da City’yi koşullara uygun hale getirmeye hazırlanıy­or.

(Çeviren: Deniz Uztopal)

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye