RTÜK, şiddet şikayetlerinin birini bile görüşmedi
RTÜK’ÜN CHP’LI Üyesi İlhan Taşcı, RTÜK İletişim Merkezine ekranlardaki “şiddet” nedeniyle 8 aydır 16 bin şikayet ulaştığını ancak bu süreçte bir tanesinin bile RTÜK Üst Kurul gündeminde ele alınmadığını söyledi. Taşcı, “İktidara yakın televizyon kanalında iki sezondur kırılmadık parmak, dövülmedik kadın kalmadı. Diziye değil yaptırım uygulamak, bir uyarıda bulunmak bile RTÜK’E şu ana kadar nasip olmadı!” dedi.
RTÜK’ÜN CHP’LI Üyesi İlhan Taşcı, televizyon ekranlarına yansıyan şiddet nedeniyle RTÜK’E ulaşan şikayetleri inceledi. 2019 yılı ocak ayından bu yana RTÜK İletişim Merkezi’ne izleyicilerden “şiddet” nedeniyle gelen başvuruları ayrıntılarıyla ele alan Taşcı, 2019 yılının 8 aylık sürecinde ekrandaki şiddet nedeniyle toplam 16 bin 514 şikayetin geldiğini söyledi. Taşcı’nın incelemesine göre; içeriklerine göre şikayetlerde ilk sırayı 13 bin 425 bildirimle “şiddeti özendirici ve kanıksayıcı yayınlar” alırken, şiddete ilişkin şikayetlerin yüzde 90’ını “dizi film” içerikleri oluşturdu.
EN FAZLA ŞİKAYETÇİ KADINLAR VE DOKTORLAR
Şiddetten rahatsız olup bildirimde bulunanlar yüzde 55.4 ile daha fazla kadınlar oldu. Bir başka dikkat çekici nokta ise ekranlardaki şiddet içeriği nedeniyle en fazla şikayet eden meslek grubunun doktorlar olması. Şikayetler arasında doktorların oranı yüzde 53. Doktorların ardından yüzde 8.1 ile üniversite öğrencileri, yüzde 5.5 ile memurlar, yüzde 5.1 ile çalışmayanlar ve yüzde 4.5 ile öğretmenler tarafından “şiddet” gerekçesiyle şikayet iletildi. Diğer yandan şikayetçilerin yüzde 41’i üniversite mezunu iken yüzde 21.5 yüksek lisans, yüzde 15 doktora, yüzde 12 lise mezunu olarak saptandı.
‘KINAMAK YETERLİ DEĞİL’
CHP’LI RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, ekranlardaki şiddetten 16 bin 514 izleyicinin rahatsızlık duyarak şikayetçi olmasına rağmen RTÜK Üst Kurulunun 8 aydır bir tane şiddet dosyasını ele almadığını açıkladı. İzleyici şikayetine bile gerek duymadan da RTÜK’ÜN harekete geçebileceğini belirten Taşcı, “Şiddet içerikli yayınlarla ilgili raporları üst kurul gündemine alıp, kuruldan çıkacak kararlar ışığında yaptırımlar uygulayabilir. Yasayla ekrandaki şiddeti özendirici ve kanıksatıcı yayınları engelleme yetki ve görevi RTÜK’TE. Ancak ısrarla ekrandaki şiddet görülmüyor, çağrılarımıza karşın dosyalar üst kurula getirilmiyor” dedi. Son yaşanan Emine Bulut cinayetinin ardından Cumhurbaşkanlığı dahil her kurumun kınama açıklaması yaptığını hatırlatan Taşcı, “Ancak bu yetmez. Her kurum şiddete karşı üstüne düşeni gözden geçirmeli. RTÜK’ÜN de önce kendisini, ardından da ekranları gözden geçirmesi gereken öncelikli konu budur” dedi.
‘RTÜK ŞİDDETE KARŞI HAREKETE GEÇMELİ’
RTÜK’ÜN kanal ayrımı ve kime yönelik olduğuna bakmadan her türlü şiddete karşı duyarlı bir şekilde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Taşcı, kadın cinayetlerinin bu kadar arttığı bir dönemde bunun RTÜK’ÜN görevi olduğunu ifade etti. Taşcı şöyle konuştu: “Türkiye’de neredeyse her gün kadına yönelik şiddet, kadın cinayeti haberinin duyulduğu bir ortamda -ki maalesef en son örneği Emine Bulut- RTÜK’ÜN tüm radarlarını bu alana yöneltmesi hem yasanın verdiği bir görevdir, hem de toplumsal bir sorumluluktur. Kadın şiddetini izleyiciye tüm ayrıntılarıyla izleten; parmakların kırıldığı, ellerin sıcak sular altında yakıldığı, fiziksel şiddetten psikolojik şiddete, ekonomik şiddetten cinsel şiddete kadar pek çok şiddet uygulanmasını RTÜK’ÜN görmezden gelmesi mümkün değildir.
‘KIRILMADIK PARMAK KALMADI AMA BİR TANE UYARI YOK’
RTÜK Başkanına üst kurul gündemini belirleme konusundaki yetkisi nedeniyle çağrıda bulunan Taşcı, şiddetin hangi ekrandan yayımlandığına bakılmaksızın denetim yapılması gerektiğini söyledi.
Taşcı, “Zira şiddetin şiddet olarak değil, yayımlandığı kanala göre değerlendirildiği dönemleri de biliyoruz. İktidara yakın televizyon kanalında iki sezondur kırılmadık parmak, dövülmedik kadın kalmadı, diziye değil yaptırım uygulamak bir uyarıda bulunmak bile RTÜK’E şu ana kadar nasip olmadı!” dedi. Taşcı, RTÜK’ÜN ekranlardaki şiddeti ve buna yönelik vatandaşların şikayetlerini görmezden geldiği ve şiddete karşı sorumluluğunu yerine getirmediği sürece şiddetin ekranlardaki dozunun giderek arttığını vurguladı.