Duvardan dönmeden yürümeyi özledim
İSTANBUL Beşiktaş’ta 10 Aralık 2016’daki bombalı saldırı sonrası gözaltına alınarak tutuklanan Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi çene cerrahisi alanında hekimlik yapan Eren İlhan geçtiğimiz günlerde özgürlüğüne kavuştu. Kendisine yöneltilen tüm suçlamaların çürütülmesine rağmen 22 ay tutuklu kalan İlhan, “Tek suçum bu dosya kapsamında alınan bir sanığın diş tedavisinde yer almamdan dolayıydı.” diyor.
BİR KORKU FİLMİ GİBİYDİ
Suçlamaları duyunca ve ardından tutuklanınca neler hissettiniz?
Evimden operasyonla alındığımda neden alındığımı bilmiyordum. 13 günlük bir gözaltı süreci geçirdim. Çok kötü koşullarda yoğun baskı altında geçen 13 gün. Sorgu hakimliğinde öğrendim üzerime atılmaya çalışılan korkunç suçlamayı, iddianame elime ulaşana kadar da işin bu boyutta olabileceğini, bunca pervasız tutarsız bir senaryonun parçası yapılacağımı tahmin etmemiştim. Kötü senaryolu, bitmek bilmeyen bir korku filmiydi benim için. Hepimiz çocukluğumuzda uğradığımız haksızlık karşısında hissettiğimiz çaresizlik anlarını hatırlıyoruzdur. Tutuklandığımda aynı duyguyu hissettim. Hâkim karşısına çıkana kadar inancım vardı fakat düş kırıklığına uğramıştım sonrasında acıyla yoğrulmuş bir öfke duydum. Korkunçtu. Hakkımda düzenlenen iddianamede Beşiktaş saldırısının planlayıcısı ve bir numarası olarak gösterildim, iddia makamı esas hakkındaki mütalaasında hakkımda 49 kere ağırlaştırılmış müebbet 8500 yıla kadar ceza istedi. Tek suçum bu dosya kapsamında alınan bir sanığın diş tedavisinde yer almamdan dolayıydı. Peki neden ben, benle birlikte bu hastaları önceden tedavi eden doktorlar da vardı, neden onlar değil de ben? Bunun cevabını ben de bulamadım, aklıma gelen ve olmasını ummadığım tek şey Kürt kimliğim ihtimalidir.
22 ay tutuklu kaldınız. Cezaevindeki ilk gününüzü hatırlıyor musunuz? Cezaevi günleriniz nasıl geçti?
İlk günümü Metris cezaevinde tek başıma bir hücrede geçirdim. Yapacak hiçbir şey yoktu. Yalnızlığı bu kadar derin yaşamamıştım hiç. Bugünü unutmam mümkün değil sanırım. Metris’te yer olmadığı için Silivri’ye götürüldüm. İlk günden son güne kadar her gün benim burada ne işim var sorusuyla geçti. Benim gibi şanssızlık eseri desem daha iyi olacak, cezaevinde olan, haksız yere suçlanan, sesini duyuramayan insanlarla da karşılaştım. Hemen aralarına aldılar ilgilendiler. Uzun süre alışamadım, üzerimdeki şoku atlatamadım. En çok neyi özlediniz? Toprağı özledim, duvardan dönmeden yürümeyi özledim, yeğenlerimi özledim.
Aileniz için tutuklu bulunduğunuz günler nasıl geçti?
Bana çok belli etmiyorlardı ama tahliye olduğum gün konuşuldu, onlar da tahliye olmuş hissediyorlar kendilerini. Ailem Muğla’da yaşıyor, görüşe gelmek için saatlerce yol gelmeleri gerekiyordu, aramalar, bekleyişler, 1 saate sığdırılmaya çalışılan onlarca konu, çaresizlik, beni orada bırakıp geri dönmek çok zorlamış onları her görüş günü.
Hasta tutukluların tedavi sürecinde cezaevi idaresi ile doktorların tutumuna da dikkat çeken Yoleri, şunları söyledi: “Hasta tutukluların hastaneye sevki yapılırken tutuklular kelepçeli bir şekilde hastaneye sevk ediliyor. Doktorların kelepçeyle tedavi etmemesi gerekirken, kelepçeyle tedavi ediyor. Ağır hasta tutukluların ambulansla hastaneye sevk edilmesi gerekirken, ring araçlarıyla hastaneye götürülüyor. Zaten fiziksel engeli ağır hasta tutuklular engelinden olayı bu araçlarda duramıyor. Bazen saatlerce ring araçlarında bekletiliyorlar.”
OHAL döneminden itibaren cezaevlerinde hak ihlallerinde yüzde 300 artış olduğunun altını çizen Yoleri, “Her geçen yıl cezaevlerinde hak ihlalleri artıyor. Tutuklulardan aldığımız mektuplarda, ‘4 kez mektup yazdığım halde cevap vermediniz’ diye geri dönüşler alıyoruz. Mektupların bizlere ulaşması engelleniyor. Bu da demek oluyor ki pek çok hak ihlalleri yaşanıyor. Cezasızlık politikası cezaevinde yaşanan hak ihlallerinin artmasına sebep oluyor. Şu an Silivri, Kandıra, Tekirdağ, Gebze ve Düzce cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini ilk sıralarda sayabiliriz. Belirli cezaevlerinde daha fazla sorunlar oluyor. Hukuk dışı uygulamaların yaşanıyor ve tamamen cezaevi idaresinin keyfi uygulamalarıyla tutukluların hakları ihlal ediliyor” şeklinde konuştu. (İstanbul/ma)