KOLOMBİYA HÜKÜMETİNİN PLANI NE?
HÜKÜMETIN bugün anlaşma ve anlaşmadan kaynaklı sorumlulukları ve yasal zorunlulukları konusundaki planı ne görünüyor?
Hükümetin yükümlülükleri, nihai barış anlaşmasını, yasal olarak bağlı olduğu uygulama çerçeve planında kararlaştırılan şartları uygulamaktır. Ayrıca Kolombiya halkının taleplerine ve uluslararası toplumun beklentilerine yanıt vererek anlaşmayı yerine getirmek konusunda siyasi ve ahlaki sorumlulukları var. Ancak, Devlet Başkanı Ivan Duque bir yandan anlaşmayı yerine getirmek konusunda sahte bir rıza süreci ilerletirken, aynı zamanda, anlaşmanın uygulanmasını hükümetin takdirine bırakıyor.
Bu, bir yandan, içerideki politik güçlerin ve uluslararası toplumun baskısına karşı aldatıcı bir yanıt sunmasına, hükümetin ilk yılında popülaritesini yüzde 53’ten yüzde 25’e düşüren eleştirinin yoğunluğunu azaltmasına yarıyor. Öte yandan, yeniden yapılandırma hedefli eylemlerle anlaşmanın dönüştürücü potansiyelini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu amaçla, anlaşma ile tanımlananlara paralel kurumlar yaratıyor, anlaşmanın temel dayanaklarına saldırıyor ve finanse edilmesini engelliyor.
ESKİ FARC GERİLLALARI BUGÜN NE YAPIYOR?
Bugün FARC militanları, eski gerillalar ne yapıyorlar? Silahlar bırakıldıktan sonra sizin için hayat nasıl ilerledi?
Eski savaşçıların büyük kısmı anlaşmaya uymaya devam ediyoruz. Bir bölümü bölgesel eğitim ve yeniden bütünleşme alanları (ETCR) adı verilen yerlerdeler, buralarda, kolektif olarak yeniden bütünleşme faaliyetleri geliştiriyor, üretimle ilgili projeleri yönetiyor ve yürütüyorlar. Diğer yoldaşlar bu alanlardan çıkmaya ve yerlisi oldukları topraklara veya şehirlere yerleşmeye karar verdiler, kooperatiflerde örgütlendiler ve ayrıca üretim ya da barınmayla ilgili projelerin yönetilmesi faaliyetleri yürüttüler. Bazıları ise mesleklerini uygulamak anlamında teknik eğitim ile resmi ilk, orta ve üniversite eğitimi almaktalar. Bir diğer grup örgütlenme ve siyasi olarak güçlenme konusunda parti içinde çalışıyor; bir başkası anlaşmanın ürünü olan kamu görevlerini üstlendiler, bazıları da Yeniden Bütünleşme Ulusal Konseyi (CNR) ve (Koka ekimi gibi yasa dışı tarımın yeni ürünlerle değiştirilmesini sağlamak amacıyla kurulan) ulusal ürün değişimi programı (PNIS) gibi anlaşmanın maddelerinin uygulanabilmesi için hükümet tarafından oluşturulan kurumlarda görev aldılar.
Ben ise, partide örgütlenme ve eğitim konusunda görevliyim. Ayrıca Valle Üniversitesinde siyasi bilimler eğitimi alıyorum. Cezaevinde bulunduğum süreyi ve nasıl hapisten kaçtığımı anlattığım bir kitap yayımlamak üzereyim.
KOLOMBİYA HALKI NEDEN BARIŞA İKNA OLMADI?
Anlaşmanın ardından, Kolombiya halkı, daha gerici bir hükümet seçti. Genel olarak halk, ülkeyi ilerletecek bir barış ve toplumsal adalet sürecine neden ikna edilemedi?
Mevcut hükümet oligarşinin toprak sahibi bir kesimi ile, uyuşturucu ticareti ve suçla bağlantılı -ve bu alanda çok güç biriktirmiş- bir diğer kesimini temsil ediyor. İktidara, isyanı askeri olarak yenilgiye uğratma sloganını kullanarak ve terörizme karşı uluslararası savaş çerçevesindeki Plan Kolombiya aracılığıyla Abd’nin desteğini alarak ilk defa Alvaro Uribe Velez ile 2002 yılında geldiler. Aynı zamanda toprak yağmacıları ve paramiliterlerin patronlarıydılar. Uribe’nin hükümet olduğu 8 yıl boyunca toprak iktidarlarını sağlamlaştırdılar, gasbettikleri mülkleri yasallaştırdılar, kayıtlarını temizlediler ve mahkemeler, noterler, sağlık sistemi, büyük medya kuruluşları gibi önemli etkideki kurumları ele geçirdiler. Kurbanlar/ mağdurlarla ilgili anlaşmanın 5. maddesinin uygulanması her seferinde onları dehşete düşürdü, çünkü doğruyu söylemek ve çatışma sırasında işlenen suçlara ilişkin sorumluluklarını kabul etmek için Barışa Özel Yargılama (JEP) önüne çıkmaları gerekiyordu. Yargılamayı ve Uribe’nin hapse girmesini engellemek için yasal ve yasa dışı olarak her şeyi yaptılar. Seçim zaferleri şeffaf değil, hile aracılığıyla, oy satın alarak; yaralama, iftira, cinayet, yolsuzluk ve terör aracılığıyla kazandılar. Nüfusun kayda değer bir bölümünü barış anlaşmasının uygulanmasıyla Kolombiya’da bir “Castro-chavez” hükümetinin kurulacağı ve özgürlüklerini ve varlıklarını kaybedeceklerine inandırdılar.
Öte yandan, sol ve demokratik güçler, anlaşmayı desteklemek üzere seferberliği ilerletmek için mali zorluklarla boğuşuyor.
İktidar barışın temelinin gerillaların silahsızlandırılması olduğunu empoze etti, halkın, barışın sosyal dönüşüm olduğunu anlaması için gerekli pedagoji eksik kaldı.
FARC, SEÇİMLERDE NEDEN BAŞARISIZ OLDU?
FARC da seçimlerde oldukça az oy aldı. Bunun nedeni nedir?
Çeşitli faktörler olumsuz rol oynadı: Sağ güçlerin faşist mesajlar ve eylemlerle birlikte nefret yayarak bizi damgalaması gibi. Öte yandan, Kongrede yasal olarak kurulalı henüz altı ay bile olmamıştı. Ve ateşkes süreci ile silahların bırakılması da bir altı ay sürdü. Devrimci bir orduyu bir yılda siyasi bir partiye dönüştürmek mümkün değil; geçiş (süreci) kuralları koymaktan çok daha fazlasıdır. Buna hükümetin anlaşmayı uygulamaması nedeniyle sosyal tabanımızda oluşan kafa karışıklığı da eklendi, önemli bir bölümü şüpheye düştü ve oy kullanmadı. Ayrıca kaynaktan yoksunduk, çünkü hükümet, her siyasi partinin kampanya yapmak için hakkı olan parayı, seçim kampanyalarının sona ermesine bir gün kala verdi.
PARAMİLİTARİZM NEDEN DEVAM EDİYOR?
Paramilitarizm devam ediyor, onlarca eski gerilla ve sosyal liderler öldürüldü. Bu konudaki gelişmeler hakkında bizi bilgilendirir misiniz? Neden bu sorun devam ediyor?
Savaştan nemalanan güçler ulusal siyasi iktidardaki yerlerini ve toprak iktidarlarını koruyorlar ve bundan vazgeçeceklerine dair bir işaret de göstermiyorlar. Kırsal alanda eşitsizlikler sürüyor ve toprak sahipleri gasbettikleri toprakları geri vermeye direniyorlar, toprakların asıl sahiplerini öldürmeyi tercih ediyorlar. İkinci bir husus; uyuşturucu ticareti yapan çetelerin daha önce FARC-EP güçlerinin oldukları arazilerde, onların yokluğundan faydalanarak ve hatta bu işin içindeki güvenlik güçlerinin bazı birliklerinin suç ortaklığıyla birlikte çoğalmasıdır. Bu çeteler barış anlaşması kapsamında ektiği ürünü değiştirmek isteyenleri katlediyorlar. Üçüncüsü, ortak mülkiyeti ve çevrenin korunmasını savunan toplulukların maden işletmelerine karşı direnişleriyle karşı karşıya kalan çok uluslu maden şirketleri, bu arazilerde alan açabilmek için katiller gönderiyorlar. Son olarak da, yerellerde iktidarı ele geçirmek için buradaki liderlere yönelik işlenen siyasi suçlar.