Mehmet Sincar cinayeti dosyası yeniden açılıyor
DEMOKRASİ Partisi (DEP) Parti Meclisi üyeleri Habip Kılıç ve Hikmet Kılıç’ın faili meçhul ölümlerini araştırmak için gittiği Batman’da 1993 yılında öldürülen DEP Milletvekili Mehmet Sincar’ın yeniden açılan soruşturma dosyasını Avukatı Özcan Karakoç ile konuştuk. Bir Hizbullah sanığının suçlu olarak yakın zamana kadar tutuklu bulunduğunu hatırlatan Karakoç, “Anayasa Mahkemesinin bahar ayında verdiği karara göre askeri hakimin yargılama yaptığı dosyalarda yargılama hakkı ihlal edilmiş sayılıyor ve bu ihlal ancak yeniden yargılama ile giderilir deniyor” diyerek sanığın tutukluluk halinin sonlandırılmasına dikkat çekti. Anayasa Mahkemesinin kararıyla bütün Hizbullah dosyalarının tekrar yargılamaya döndüğünü hatırlatan Karakoç, “Bu sebeple bu dosyada artık tutuklu sanık bulunmuyor” dedi.
‘YILLARCA ARAŞTIRILIP SORUŞTURULMAMIŞ’
Yeniden duruşma olacağını belirten Karakoç, “Başbakan Tansu Çiller ‘failler yakalandı’ diyor. İki gün sonra İçişleri Bakanı ‘azmettirenler yakalandı’ diyor. Dört gün sonra İçişleri Bakanı ‘Her şeyi birbirine karıştırdınız, böyle açıklama mı olur?’ diyor. Oysa ki biz yıllarca araştırılıp soruşturulmadığını görüyoruz” dedi. Aynı dönemde çıkan kitaplarda cinayette JİTEM’IN yer aldığının iddia edildiğini hatırlatan Karakoç, “Bir milletvekilinin faili meçhulleri araştırmaya gittiği Batman’da, kendisinin faili meçhule uğraması gibi bir gerçekliğe ışık tutuyor” diye konuştu.
Mehmet Sincar’ın dosyasının ülkedeki pek çok dosyada olduğu gibi siyasi sorumluluktan kurtulmak adına mahkemelere yıkılarak kapatılmaya çalışıldığını belirten Karakoç, “Ceza yargılamasında maddi gerçeği bulmak esastır. Maddi gerçeğin bulunması için de tüm deliller toplanmalıdır” diye vurguladı. “Bu ülkede Susurluk kazasından sonra kurulan komisyonlarda Mehmet Sincar cinayeti var. Ergenekon dosyasında gizli tanığın birisinin bu cinayeti JİTEM’IN gerçekleştirdiği iddiası var” diyen Karakoç, gerçek bir yargılama yapılırsa o dönemin karanlık yüzünün biraz daha aydınlanacağına dikkat çekti. Mahkemelerin alacağı tutumun önemini vurgulayan Karakoç, “Bu davalar çok irdelenmesi istenen davalar değil, ama bu mahkemenin tutumunu 2 Ekim’deki davada görmüş olacağız” dedi.
EDREMİT Demokrasi Platformu 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri kapsamında “Demokrasi ve Barış” paneli düzenledi. Altınoluk Alevi Kültür Derneği lokalinde yapılan panele Gazetemiz Yazarı İhsan Çaralan, CHP Balıkesir Eski Milletvekili Mehmet Tüm ve HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay katıldı. İlk konuşmayı yapan CHP Balıkesir Eski Milletvekili Mehmet Tüm, Türkiye’de farklı inançların, kimliklerin ve düşüncelerin barış içinde bir arada yaşamasından başka yol olmadığını söyledi. Tüm, AKP hükümetinin savaşçı, ayrımcı, tekçi bir anlayışla ülkeyi yönettiğini buna karşı emek, barış ve demokrasi güçlerinin 31 Mart ve 23 Haziran’da olduğu gibi birlikte mücadele etmesi gerektiğini söyledi.
‘KAYYUMLARA KARŞI DAYANIŞMA ÖNEMLİ’
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay da “Türkiyeli emekçiler, halklar birleşik bir mücadele vermeyi başarırlarsa barış içerisinde demokratik bir Türkiye kurmak mümkündür.” dedi. Kemalbay, AKP iktidarının HDP’YI demokratik siyasetten dışlamak için tasfiye girişimlerinde bulunduğunu bunun en son örneğinin kayyumların olduğunu söyledi. Kemalbay, kayyumlara karşı demokrasi güçlerinden ve Chp’den gelen dayanışma desteğinin önemli olduğunun altını çizdi.
‘SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ BİRLEŞİK MÜCADELEDE’
Gazetemiz Yazarı İhsan Çaralan da “Konunun başlığı barış olmasaydı, örneğin kriz ya da çevre olsaydı gene barıştan demokrasiden bahsetmek zorunda kalacaktık. Çünkü ülkemizde hemen bütün sorunlar iç içe geçmiş durumda. Onun için ekoloji mücadelesi veren birinin ya da sendikal mücadele içinde olan kişinin ‘Barış ve demokrasi mücadelesi beni ilgilendirmez’ deme şansı yoktur. Ülkemizdeki tüm sorunlar “tekleşmiştir” denebilir. Dolayısıyla bu sorunların çözümü birleşik bir mücadeleyi gerektirir.” dedi. Halkın Akp’nin söylemlerine itibar etmediğini söyleyen Çaralan, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na yapılan haksızlıkta olduğu gibi Diyarbakır, Mardin ve Van’a atanan kayyumların da halkın vicdanında kabul görmediğini ifade etti. (BALıKESIR/EVRENSEL)