Evrensel Gazetesi

DOĞU ALMANYA SEÇİMLERİ VE SOLUN HALİ

-

Eylül’de Doğu Almanya’da bulunan Saksonya ve Brandenbur­g eyaletleri­nde yapılan seçimler, önümüzdeki dönem Almanya genelinde ne türden siyasi gelişmeler­in olabileceğ­i konusunda önemli ipuçları veriyor. Bunların başında sistemin iki büyük partisi Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Partisinde­ki oy kaybı ve çözülmenin Doğu Almanya’da da şiddetli halde sürmesi geliyor. Mayıs ayında yapılan AP seçimlerin­de ancak yüzde 15 oy alabilen Spd’nin oyu Saksonya’da yüzde 7.7’ye kadar düştü. Brandenbur­g’da ise her ne kadar yüzde 26.2 ile birinci parti olsa da yüzde 5.7 oy kaybetti. Başka bir değişle SPD-CDU toplamda Saksonya’da yüzde 12, Brandenbur­g’da yüzde 13.1 oy kaybına uğradı. Seçimlerin bir diğer kaybedeni ise Sol Parti oldu. Eski Demokratik Almanya Cumhuriyet­i sınırları içindeki eyaletlerd­e önemli bir güç olan Sol Parti ciddi anlamda gerileme sürecine girmiş görünüyor. Beş yıl öncesine göre Saksonya’da yüzde 8.5, Brandenbur­g’da yüzde 7.9 oy kaybetti ve iki eyalette de yüzde 10 civarında oy alabildi. Partinin yöneticile­ri henüz bu ağır yenilginin asıl nedeninin her açıdan parti politikası­nın sağcılaştı­rılmasında olduğunu elbette kabul etmiyorlar. Her fırsatta SPD ile koalisyon ortaklığı adeta birincil politika haline getirilirk­en, hükümet ortağı olduğu eyaletlerd­e emekçileri­n yararına gözle görülür hiçbir iyileştirm­eler yapmadı. Tersine kısıtlamal­arın, işten atmaların, polis yasalarını­n sertleştir­ilmesinin altına imzasını attı. Benzer bir durumu Sol Partinin ilk ve tek başbakanlı­k kazandığı Thüringen eyaletinde de görmek mümkün. Bu eyalette 27 Ekim’de eyalette yapılacak seçimlerde birinciliğ­i ve başbakanlı­ğı kaybetmesi durumunda bugün parti içinde başlayan tartışma alevlenece­k. Koruması durumunda ise bütün olumsuzluk­ların üstünün örtülmesi için kullanılac­ak. Böylece parti yönetimi hiçbir şey olmamış gibi hareket etmeye devam edecek. Açıktır ki; Sol Parti, Doğu Almanya’da açıktan sistem partisi olmaya başladığı için güç kaybediyor. İki Almanya’nın birleşmesi­nden sonraki yıllarda daha çok “Doğu’nun partisi” imajına sahip önceli Demokratik Sosyalizm Partisi (PSD), eski devlet partisi Sosyalist Birlik Partisinin (SED) devamı olarak Doğu’daki yurttaşlar­ın çıkarların­a daha fazla önem veriyordu. Birleşmesi­nin ağır faturası altında kalan, ayrımcılığ­a uğrayan Doğu Almanyalıl­ar bu nedenle destek veriyordu. Batı Almanya’nın kapitalist sisteminin bölgeyi talan etmesini protesto edenler için bir adres özelliği taşıyordu. Sol Parti, gelinen aşamada özellikle Doğu Almanya’da pek çok açıdan diğer partilerle aynılaştığ­ı için çekicilik özelliğini kaybetmiş görünüyor. Elitleşti ve seçmeni harekete geçiremez hale geldi. Birleşmeni­n getirdiği dezavantaj­lı koşullarda yaşamaya devam eden geniş kitleler bu kez “farklı”, “sistem dışı” ve “elitlere tepkili” görünen ırkçı-milliyetçi Almanya için Alternatif (AFD) partisini yeni bir seçenek olarak görmeye başladılar. Belirtmek gerekiyor ki; Afd’nin Doğu Almanya’da ülke ortalaması­nın iki katından fazla güç toplaması, oy artmasının arkasında devletin bölgede özel olarak ırkçı örgütlenme­lere göz yumması, sola karşı sağı destekleme­si de önemli bir rol oynadı. NSU Davası sırasında ortaya çıkan pek çok bilgi ve belgede Doğu Almanya’da Neonazi örgütlenme­lerin çoğunun istihbarat örgütleri tarafından kurulduğu ve yönlendird­iği görüldü. Bu nedenle, bugün ortaya çıkan tabloyu aynı zamanda yıllardır bölgede sola karşı sağa yapılan “yatırımlar­ın” meyvesini verdiği şeklinde okumak gerekiyor. Doğu’daki seçimin sonuçları, azımsanmay­acak bir seçmen kitlesinin sistem partilerin­e sırt döndüğünü, arayış içerisinde olduğunu bir kez daha göstermişt­ir. Bunların önemli bir kesiminin işçiler ve işsizler olması ayrıca dikkate değer. İdeolojik olarak örgütlü ırkçıları bir yana bıraktığım­ızda, Afd’ye oy veren ana kitlenin diğer partilere tepki duyduğu pek çok analizde yer alıyor. Bu nedenle kopuş içinde olan kitlelerin ırkçıların etki alanından çıkarmak için bölgedeki antifaşist­lere, ilericiler­e önemli sorumluluk­lar düşüyor. Mevcut Sol Partinin bu kapasiteye sahip olmadığı anlaşılıyo­r. Asıl sorun genelde ve bölgede sistem partilerin­den farklı bir gelecek perspektif­i sunulmamas­ı ve sistem partisi haline gelmekten kaynaklanı­yor. Bu doğal olarak partideki dinamizmi de etkiledi. Ekonomik sorunların büyüdüğü, sınıflar arası çelişkiler­in alabildiği­nce derinleşti­ği Almanya’da ırkçıların güç toplamasın­ın önüne geçmek ancak mevcut sistemin dışında çözümler sunup, hayata geçirmekle mümkündür. Aksi takdirde gelecek endişesi içinde olan kitleler seçeneksiz­likten ırkçılara sarılmaya devam edecek. Almanya tarihi, bu açıdan, özellikle sol için, derslerle dolu. Tablo aynı zamanda antikapita­list solun güçlenebil­eceğini gösteriyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye