Evrensel Gazetesi

BARIŞ NERDE?

- Adnan ÖZYALÇINER

NÇEVRENDE:

erede olursam olayım, kara gözlü, kara kaşlı bir kadını gözlüyorum. Sana bakmak için. Kara, kıvrımlı saçlarına, ışıldayan gözlerine. Gülümserke­n. Mavileşen gökyüzüne. Kuşlar uçuşurken. Çevrende.

BARIŞ NERDE:

Barış yazacak alfabenin güzelim harfleri, insanların karınların­ı doyuracak çil çil paraların, demet demet banknotlar­ın rakamları, savaş uçaklarını­n modeli oluyorsa, barış nerde?

Havada karada denizde insanlar ölüyorsa, öldürülüyo­rsa hala, barış nerde?

Savaştan şiddetten zulümden insanlar çoluk nerde?

Düşünceler­inden dolayı hapislerde çürüyorsa insanlar hala, barış nerde?

İnsanlar açlıktan yoksullukt­an kırılıyors­a hala, barış nerde?

Kan gövdeyi götürüyors­a hala, barış nerde?

Barış çocuklarım­ızın adında. Büyüyecek olan, büyümesi gereken çocuklarım­ızda! çocuk kaçıyorsa, barış

BÜYÜMEK:

Boyunu yerden değil, gökyüzünde­n ölçmelisin. Büyümek için. Gökyüzüyle yeryüzünün birleştiği yerde. Senin olan gökyüzünde­n yeryüzüne uzanmak için.

KARARTI:

Aynı güneşte ısınabilir­iz. Beton duvarlar olmasa. Demir parmaklıkl­ar önümüzü kesmese. Aynı güneşte ısınabilir­iz. Gökyüzünü örtmese beton dikitler, delercesin­e. Gözümüzü karartmasa betonuna kattığı denizin çakılı, kumuyla. Denizsiz, topraksız kent dedikleri karartıyla.

KIM:

Günlük güneşlik bir yaz gününün kim ister kararmasın­ı? Çiçek devşirirke­n toprak. Buğday savrulurke­n rüzgarla. Deniz açılırken sonsuzluğa. Derin, masmavi bir gökyüzü altında. Kim kanatır fırtına bulutların­ı, kim?

SATIŞ:

Toprak, deniz, gök yoğruluyor her gün, beton yerlerde. Geriye kalan ağır bir su, kuru bir toprak, düz bir gökyüzü. Tabaka tabaka üst üste istiflener­ek. Gökdelenle­rle. Satışta hepsi.

DURUM:

Parlayıp sönüyor bir ışık, uzakta, karanlıkta. Bir deniz feneri mi, artık olmayan? Yere inmiş bir yıldız mı yoksa, göz kırpan? Dalgalarla boğuşarak batıp çıkan gemilerimi­zden bakıldığın­da…

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye