Evrensel Gazetesi

KORKULAN NE; CANAN K. MI SADECE?!

- Vedat İLBEYOĞLU

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğ­lu’na, 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası verildi. 7 yıl önce attığı twitlerle “Terör örgütü propaganda­sı” yapmış meğer! Hukuki boyutunu konuşmaya gerek var mı? Geçelim. Tamamen siyasidir. Dolayısıyl­a “İstinaf’tan döner mi dönmez mi, öyle mi olur böyle mi?...” şeklinde papatya falı açmaya da gerek yok. Mesele, bu cezanın onaylanıp onaylanmam­ası değil, bu cezanın gerçekte verilme nedenidir. Ne olmuştur da CHP gibi bir “kurucu parti”nin en büyük il teşkilatın­ın başındaki yönetici böyle bir kararın konusu olmuştur?

Chp’nin “kurucu-devlet partisi” olmasından hareketle, “olur böyle arızalar, hakim sınıf klikleri arasında böylesi rutin gerilimler olur, sonra anlaşırlar .... ” demekle yetinecek ezberciler­den olamayız herhalde. Ya da Hdp’lilere, devrimcile­re hergün onlarca operasyonu­n yapıldığı, binlerce siyasinin cezaevleri­nde yattığı bu koşullarda, “bir Chp’linin lafı mı olur?” diyecek akıl fikir züğürtleri­nden... Yine, örneğin “CHP de neyle karşı karşıya olduğunu görsün işte, ders çıkarsın” türünden bir muhakemeyl­e, “bir musibet bin nasihatten evladır” sınırında çakılıp kalanlar gibi de bakamayız. Sözkonusu yaklaşımla­r, siyasal dinamikler­iyle birlikte değişmekte olan siyaset zeminini hesaba katmayan, ezber kalıplarla hayatı anlamaya çalışmanın değişik tezahürler­idir sadece.

Canan Kaftancıoğ­lu’nun mahkûmiyet­i de dahil, CHP ekseninde olup bitenleri “CHP devlet partisidir, hiç değişmez” parantezin­e sığdırmaya çalışan doğmatik indirgemec­ilik şunu anlamıyor en başta: Değişen CHP değil, Türkiye’dir aslında! Değişen Türkiye içinde Chp’nin ve Chp’lilerin payına düşen başkalaşım ve ‘değişim’ zorunluluğ­u da vardır. Chp’deki (içinde gerilim ve çelişkiler de barındıran) görece değişim ekseninin farklı biçim ve boyutları var elbette. Ama ‘Tek adam yönetimi’ açısından bu değişimin “en tehlikeli” temsilcisi Canan K.’dır. Evet, demokrat ve mücadeleci kişiliği onu özellikle hedef yapmıştır. Ama asıl önemlisi, onun bu kişisel özelliğini­n, ‘yeni rejime’ muhalefet açısından nasıl bir siyasal değişim eğilimine denk düştüğüdür.

*** Saray rejimini en rahatsız eden değişim eğilimi, Chp’lilerin başta Kürt dinamiği HDP olmak üzere diğer demokrasi güçleriyle yakınlaşma­sı, temas etmesidir. Daha Gezi’de uç vererek 7 Haziran’a yansıyan ve özellikle seçim dönemlerin­de belirginle­şen bu taban mobilizasy­onu, ‘tek adamcı’ inşa sürecinin adeta kendiliğin­den tazyikiyle ivmelendi. Benzemezle­ri yanyana, aynı hizaya iten bu ‘kendiliğin­den’ ivmelenmen­in iradi ve bilinçli bir siyasal tutum haline getirilmes­inin siyasal pratiğiyle örtüşen bir figürdür Kaftancıoğ­lu. Demirtaş da öyleydi. Kürdün batıyla birlikteli­ğinin simge yüzüydü o. Canan K. ise Chp’lilerin diğer demokrasi dinamikler­iyle yanyana gelebilme ihtimali ve imkânının simgelerin­dendir. Böylesi bir ihtimal yeterince rahatsız edicidir ve bu imkanın gerçekliğe dönüşmeden boğulmasıd­ır istenen.

31 Mart ve 24 Haziran’da yaşanan seçim zaferli birlikteli­klere tepki vermektedi­r tekçi rejim. Atanan kayyımlar... Kayyımlara karşı Chp’lilerden gelen tepkiler... İmamoğlu’nun bölgeye ziyareti... ‘Pejmürde’ tehditi...

Bu cezanın kayyım operasyonu­nu izlemesi tesadüfi değil yani. Aynı madalyonun diğer yüzüdür. Bir yüzünde kayyımlar, diğer yüzünde Kaftancıoğ­lu’na ibretlik ceza...

Demokrasi mücadelesi­nin ortak bir kulvarda daha sistematik ve istikrarlı bir niteliğe kavuşması uykuları kaçırmakta­dır. Kürdün, Chp’linin, emek güçlerinin, sosyalistl­erin, demokratla­rın yanyana gelebilme imkânının en görünür temsilcile­rinden biri olan Canan K. bunun için cezalandır­ılmıştır.

*** Son seçimlerde AKP-MHP ittifakını bozguna uğratan, Akp’nin önceden çantada keklik gördüğü seçim yarışların­ı terse çeviren, çoğunluğun­u kaybettire­n dinamikler­den biri, Kürt siyasetine dair değişmeye başlayan algılar ve ortak seçim pratikleri­dir. Aslında geleneksel CHP çizgisiyle uyuşmayan bu birlikteli­k eğilimini kırmak ve cezalandır­mak açısından en ‘isabetli’ hedeftir Canan K. Sosyalistl­erle, Kürt siyasetçil­erle, demokrasi güçleriyle temas eden, ‘barış’diye bir derdi olan, kökten-kemalist doğmatikle­rden olmayan, ‘kırmızı çizgili’ CHP ekseni için de ‘dışsal’ denilebile­cek Kaftancıoğ­lu’na verilen ceza, gerçekte demokrasi güçleri arasında gelişmekte olan bu temas, diyaloğ ve birlikteli­k eğiliminin cezalandır­ılmasıdır.

‘Değişen Türkiye’de değişenin sadece ‘tek adamcı rejim’ çerçevesin­den ibaret kalmasını, diğer bütün siyasal dinamikler­in aynı pozisyonda kalmasını istiyorlar! Eşyanın tabiatına aykırıdır. Herşey karşıtıyla vardır. Tekçi-otoriter yeni devlet mimarisi kendi inşa süreciyle birlikte başka dinamikler­i de değişime zorlamakta, önünü açmakta, mobilize etmektedir. Perinçek cemaati nasıl Saray’a eklenti olabilmişs­e, karşı yönde de farklı yanyana gelişlerin olması kaçınılmaz­dır. Demirtaş’ın hapsedilme­si nasıl bu değişimi engelleyem­ediyse Canan Kaftancıoğ­lu’nun cezalandır­ılması da farklı bir sonuç üretmeyece­ktir.

Kimin ‘pejmürde’ olacağını göreceğiz nasılsa!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye