Cezaevi kantini fiyatları lüks semtlerle yarışıyor!
TÜRKİYE genelinde 400’e yakın cezaevinde 270 binden fazla tutuklu veya hükümlü bulunuyor. Harcama limitleri ve bütçeleri sınırlı olan mahpuslar, cezaevindeki kantin fiyatlarına isyan ediyor. Enflasyondaki artış Türkiye genelinde tüm ürünlere zam olarak yansırken, cezaevi kantinlerindeki özellikle sebze ve meyve fiyatlarının İstanbul’un zengin semtlerindeki fiyatlarla yarıştığı ifade ediliyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel, cezaevi kantinlerindeki fiyatların yüksek olduğuna dair iddiaları Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sordu. Cezaevi kantinlerinde satılan peynir, zeytin, yoğurt, domates, salatalık gibi temel gıdaların güncel fiyatlarının açıklanmasını isteyen Sertel, “Türkiye’de enflasyon ve buna bağlı olarak da zamlar aldı başını gidiyor. Cezaevlerinde ise durum daha kötü. Dışarıdan yiyecek, içecek getirilmesinin yasak olduğu cezaevlerinde kantin alışverişine mecbur olan mahkumlar, fiyatların yüksekliğinden şikayet ediyor. Örneğin biber 8-10 liradan, pazarda 1-1.5 lira olan domates de 4 liradan aşağı düşmemiş. Cezaevi kantinleri birer ticarethane olmadığı gibi zengin semtlerde açılan market veya manav da değildir. Adalet Bakanlığı tarafından yönetilen bu kantinler, kar payı gözetmeksizin amme hizmeti verecek şekilde işletilmelidir” dedi.
‘ADALET BAKANLIĞI FİYATLARI AÇIKLASIN’
Önceki yıllarda etiket fiyatları ile kasa da ödenen fiyatlar arasında ciddi farklar olduğuna ilişkin haberler yapıldığını hatırlatan Sertel, cezaevi kantinlerinin Adalet Bakanlığı tarafından tek elden denetlenmeye başlandığını ve fiyatların da merkezden belirlendiğini söyledi. Tek merkezde toplanan yetkilerin aksaklığa neden olduğunu vurgulayan Sertel, denetimin olmadığı yerde başıboşluğun doğacağını belirtti. Sertel, şöyle devam etti: “Cezaevlerinde yatan mahkumlardan sıklıkla telefon alıyorum. Haftalık belli bir harcama limiti olan mahkumlar kantinde satılan ürünlerin yüksek fiyatlarından şikayetçi. Haftalık 500 lira harcama kotası olan bir mahkum, zamlı fiyatlardan önce temel ihtiyaçlarının önemli bir bölümünü bu parayla karşılayabiliyordu. Özellikle son bir yılda ülkemizde hemen her ürünün fiyatı yüzde 100’lere varan oranda arttı. Bu artışın cezaevi kantinlerinde ise çok daha fazla olduğu belirtiliyor. Hatta özellikle sebze ve meyve fiyatlarının İstanbul’un zengin semtlerindeki manavlarla yarıştığı ifade ediliyor. Dolayısıyla haftalık harcama limiti değişmeyen mahkumlar, kantin fiyatlarındaki aşırı artıştan dolayı bu 500 lirayla temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Ucuz iş gücü olarak görülen mahkumlar, pahalı ürünlere ve sağlıksız koşullara mecbur ediliyor. Adalet Bakanı tüm cezaevlerinde uygulanan fiyat listesini paylaşsın ve kamuoyu da bu fiyatları karşılaştırma imkanı bulsun. Cezaevi kantinlerinin de birer ticarethane olmadığı unutulmasın.” (HABER MERKEZİ)
TEKİRDAĞ’ıN Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili açılan davanın ertelenen ilk duruşması, Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nin duruşma için hazırlanan 600 kişilik salonunda yarın başlayacak. Edirne’nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı’ya gitmek üzere hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu yolcu treni, 8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. Kazada 7’si çocuk, 25 kişi yaşamını yitirdi, 328 kişi de yaralandı. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlu bulunan, TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği’nde Yol Bakım ve Onarım Şefi olan Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği’nde Hat Bakım ve Onarım Memuru olarak görevli Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında ‘taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
GERGİNLİK ÇIKTI, MAHKEME HEYETİ ÇEKİLDİ
Davanın görülmesine 3 Temmuz günü Çorlu Adalet Sarayı’nda 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi olarak düzenlenen 130 kişilik Konferans Salonu’nda başladı. Ancak, ölenlerin bazı yakınları ve yaralılar, salonda yer olmadığı gerekçesiyle içeriye alınmayınca arbede yaşandı. Yaklaşık 1 saat süren arbedenin ardından aileler salona aldıktan sonra, ailelerin avukatları duruşmanın başlamasıyla birlikte, yaşanan olayları gündeme getirdi. Avukatlar, mahkeme salonu kapılarının kilitlenerek, ailelerin içeriye alınmadığını, içeride ve dışarıda bulunan aileler ile bazı avukatların, verilen talimatlarla darbedildiğini söyledi. Avukatlar, darbedilme talimatını kimin verdiğinin belirlenmesi için suç duyusunda bulundu. Mahkeme savcısı da suç duyurusunda bulunulması kararını destekleyip, mahkemeden talimatı kimin verdiğinin belirlenmesini istedi. Suç duyurusu ve dilekçe üzerine mahkeme heyeti davadan çekildiğini açıklayarak, dosyayı 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, heyetin davadan çekilme kararını reddetti. Tren kazası davasının görülmesi için Çorlu’nun Çoban Çeşme Mahallesi Bülent Ecevit Bulvarı üzerinde bulunan Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ndeki 15 Temmuz Salonu, duruşma salona olarak hazırlandı. (Çorlu/dha)