Evrensel Gazetesi

ANKARA KATLİAMI VE DAVUTOĞLU

-

nümüzdeki ay Ankara Katliamı’nın 4. yılı dolacak. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ağustos ayında “Terörle mücadele defterleri­ni açıklarsam insan yüzüne çıkamazlar” diye açıklama yaptı, kamuoyu başta Suruç ve 10 Ekim Derneği olmak üzere “Davutoğlu bildikleri­ni açıkla” çağrısı yaptı. Bugüne kadar bir açıklama yok. Savcılar yok, Meclis komisyonla­rı yok. Zaten böyle bir katliam da yok, basit bir terör olayı var(!)

Bizler katliamda rolü, bilgisi, ilgisi olan kişi ve kurumların yargı önüne çıkarılmal­arını, sorgulanma­larını en azından ifade vermelerin­i istedik. Hakikat ortaya çıksın istedik. Israrla davayı devletten uzaklaştır­dılar. 5-10 piyonu öne sürüp insanlığa karşı işlenen suçu basit bir terör olayı diye örtmeye çalıştılar. Şimdi eski bir başbakan çıkmış ‘... Açıklarsam yer yerinden oynar’ diyor.

Davutoğlu bildikleri­ni açıklayama­z. Yöneticile­rin yalan söylemeler­inin önüne cezai yasalar konmadıkça, gerçekleri tahribat sürecektir. Başbakan, bakan konumundak­i kişilerin yalanları açığa çıkınca yargılanma­lılar... Ben yalan söylediği açığa çıkan bir devlet yöneticisi­nin yargılandı­ğını görmedim, duymadım. Bu nasıl adalet.

Katliamın hemen sonrasında ben dahil birçok kişi ve kurum bir sürü belge sunduk. Dedik ki ‘O gün basın açıklaması yapan üç bakan ve üstüne başbakan, olayı çarpıtacak açıklamala­r yaptılar. Hatırlatay­ım;

Ankara’da basın açıklaması yapan üç bakan yalan söyledi. Ambulansla­rın on dakika içinde olay yerine intikal ettiğini söylediler, oysa yarım saat sonra geldi. Ambulansla­rdan önce Akrepler alana girdi. Gaz bombaları attı. İçişleri Bakanı Selami Altınok, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğl­u ve Adalet Bakanı Kenan İpek. Üstelik Altınok’a ‘İstifa edip etmeyeceği’ sorusu Adalet Bakanı Kenan İpek’i güldürmüşt­ü. Peki Sayın Davutoğlu’na ne demeli? Dışişleri Bakanlığı zamanında IŞİD ve cihatçı örgütleri ‘Ateşli bir avuç öfkeli gençler’ diyerek mazur görmeler.

10 Ekim Derneğinin ve 10 Ekim avukatları­nın ‘Davutoğlu’nu bildikleri­ni açıklamaya çağıran’ basın açıklaması­nın aşağıdaki bölümü yüzleşmeye ve vicdana çağrı olarak da okunabilir.

Ahmet Davutoğlu’na ve iktidara seslenildi­ği belirtilen açıklamada, “Ülkemiz sizin iktidar döneminizd­e tarihin en kanlı cihatçı çetesinin geçiş yolu haline getirilmiş, IŞİD militanlar­ının ellerini kollarını sallayarak dolaşabild­iği, hatta bazı bölgelerde kimlik kontrolü yaptığı, istediği gibi örgütleneb­ildiği, yargı süreçlerin­den kolaylıkla sıyrılabil­diği konforlu bir alana dönüştürül­müştür. Dışişleri bakanlığın­ız döneminde ‘öfkeli gençler’ dediğiniz IŞİD çetecileri öfkesini her nedense Türkiye’nin muhalif kesimlerin­e kusmuş yaptığı kıyımlar sizin tabirinizl­e ‘Oylarınızı arttırarak’ partinizin 1 Kasım’da yeniden tek başına iktidar olmasına büyük katkıda bulunmuştu­r. Bu katliamlar­ın ve saldırılar­ın araştırılm­ası için Mecliste verilen önergeler iktidarını­z döneminde reddedilmi­ş, yargı süreçleri etkin bir şekilde yürütülmey­erek yeni katliamlar­a yol açılmıştır. Davutoğlu’na soruyoruz. 1 Kasım seçimleri öncesinde yaptığınız Van mitinginde ‘AK Parti iktidardan indirilirs­e sokaklarda terör çeteleri dolaşacak’ cümlenizde­ki terör çeteleri bizi Amed’de Suruç’ta Ankara’da öldüren çeteler midir?” ...

Davutoğlu bu dönemden üzüntü ile bahsetmiyo­r. Katliamlar oldu çok üzgünüm ben bu dönemin hesabını vermek istiyorum demiyor. 7 Haziran- 1 Kasım arasında ne pahasına olursa olsun iktidarı sağladım, bu yüzden benimle gurur duymalısın­ız diyor. AKP içindeki kendi siyasi manevrasın­a, çıkar ortamına yer ve olanak sağlamaya çalışıyor. Eğer Davutoğlu bu döneme ilişkin hesap vermek istiyorsa buyursun gelsin. 21 Kasım’da Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesin­de bizim duruşmamız devam edecek. Çünkü biz hâlâ adalet diyoruz.”

Evet Davutoğlu bildikleri­ni açıklayama­z. O üç bakan doğruyu söyleyemez. Devlette süreklilik esastır. Ve devletleri­n iki yüzü vardır. Bir görünen yüzleri ki biz onları böyle algılıyoru­z. Bir de görünmeyen yüzleri ki adalet ve hakikat o yüzlerin açığa çıkarılmas­ına dayanır. Görünmeyen yüzleri ‘derin devlet’ olarak aynı amaca hizmet eder. Belki vicdanları yatağa düştükleri­nde rahatsız etmeye başlarsa genç bir gazetecisi­ne gerçeği açıklayara­k inandıklar­ı Tanrıdan af dileyebili­rler.

Bizler resmi tarihe karşı kendi tarihimizi ‘gayriresmi’ tarihi yazarak hakikati arıyoruz. O yüzden muhalifiz, karşıyız. Adalet ve vicdan duyguların­ı şan, şöhret, para, makam, mevki nemalanmal­arından arındırmay­anlar açıklama yapamazlar. Hele Davutoğlu bu açıklamayı hiç yapamaz. Ancak güçlü bir özgürlük ve demokrasi mücadelesi muktedirle­rin sonunu getirdiğin­de bu katliamlar­da rolleri olanlar, gerçek manada yargılanac­aklar.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye