Akp’nin çözümü Saray bürokrasisini güçlendirmekten ibaret ÇIKIŞLAR TEMKİNLİ
AKp’de istifa ve ihraç tartışmaları bitmiyor. 18’inci yılını geride bırakan AKP’DE bu tartışmaların gölgesinde ekim ayında kongre sürecini başlatacak. Sistem değişikliğinden sonra ilk kongresini yapacak olan Akp’deki gelişmeleri ve Erdoğan’ın durumuna ilişkin Doç. Dr. Ömer Turan’la konuştuk. Mevcut iktidarın Akp’deki gerilemeyi tersine çevirecek bir formülünün olmadığına vurgu yapan Turan, “Çözüm niyetine yapacakları Saray bürokrasisini güçlendirmekten ibaret. Bunun çözüm olmayacağı açık. AKP artık toplumun ne ekonomik istikrar, ne de öngürülebilirlik talebini karşılayamıyor. Otoriterliği bile aşmış sistemlerini sürdürme kapasitesini yitiriyorlar. AKP sistemin sürmesini sağlayacak kadroları bir parti olarak içinde barındırmıyor. Görülen o ki, kongre de bu gidişatı değiştirmeyecek” değerlendirmesinde bulundu. Turan, sorularımızı yanıtladı.
31 Mart ve 23 Haziran’da yenilenen İstanbul seçimlerinin ardından sistem tartışmaları yapıldı. Erdoğan, partisine “Sistem tartışmalarına girmemeleri” yönünde talimat verdi. Muhalefetin bu yönde gelen eleştirilerini de kabul etmedi. Bu bağlamda neler belirtmek istersiniz?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı verilen sisteme geçildiğinden beri, Türkiye’de demokratik ölçütlere uygun bir güçler ayrımı söz konusu değil. Yani başkanlık sisteminin gelişi demokrasi bakımından bir gerileme anlamına geliyor. Ama durum bununla sınırlı değil. Daha da vahim olan şu: Türkiye’deki sistem otoriter bir rejimin özelliklerini bile göstermiyor. İlgili literatürde, otoriter rejimlerin bir dizi özelliği sayılır. Bunlardan biri de öngörülebilirliktir. Yani herkes üç aşağı beş yukarı iktidardakilerin neler yapabileceğini öngörebilir. Fakat İstanbul seçimlerinin iptaliyle mevcut iktidar öngörülebilir olmaktan çıktı. Seçimin iptali öyle bir hamleydi ki, havuz medyasında yazan kimi isimler bile açık açık “bu yapılan yanlıştır” dediler. Sonuçta aldığı seçimin tekrarı kararı iktidarın kendisine de beklediği faydayı sağlayamadı. Diyarbakır, Van ve Mardin’e kayyum atanması da aynı öngörülemezlik görüntüsü içinde değerlendirilmeli. Ve hâlâ iktidar İstanbul için kayyum dedikoduları