Dededen sonra torunun canını aldı
Bölge illerinde defalarca yaşanan zırhlı araç çarpmaları sonucu yaşanan “cezasızlık politikası” birçok kişinin canına mal oldu. Son olarak Diyarbakır’da 15 ay arayla aynı cadde üzerinde dede ve torun olan Mehmet (85) ve Efe (6) Tektekin zırhlı araç çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Konuyla ilgili Evrensel’e konuşan insan hakları savunucuları, yaşananları 35 yıldır düşük yoğunluklu çatışma halinin bir yansıması olarak değerlendirerek, zırhlı araçların şehir merkezlerinde kullanımına birtakım kısıtlamaların getirilmesi ve olaylara karışan kamu personeli hakkında etkili ve caydırıcı soruşturmalar ve kovuşturmalar yürütülmesi gerektiğini dile getirdi.
Diyarbakır merkez Bağlar ilçesi 11 Eylül günü 5 Nisan Mahallesi Emek Caddesi üzerinde seyir halinde olan polise ait zırhlı aracın ezdiği ve ağır yaraladığı 6 yaşındaki Efe Tektekin, tedaviye alındığı Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesinde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Tektekin’in cenazesi, Yeniköy Mezarlığına defnedildi.
AYNI CADDE ÜZERİNDE BENZER İKİ OLAY
Tektekin’in dedesi Mehmet Tektekin (85) ise 6 Haziran 2018 yılında TOMA’NıN çarpması sonucu yaşamını yitirmişti. Yaşanan iki üzücü olay benzerlik gösteriyor. Dede ve torun aynı cadde üzerinde 15 ay arayla zırhlı araç altında kalarak yaşamını yitiriyor.
POLİS TUTUKSUZ YARGILANIYOR
Dede Tektekin’in olayı ile ilgili Diyarbakır 8’inci Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davanın 19 Ağustos 2019 tarihinde görülen karar duruşmasında mahkeme hakimi, “Taksirle öldürme” suçundan sanık Polis U. K’ye 2 yıl 6 ay hapis cezası vermiş cezada 1/3 oranında artırım yaparak 2 yıl 16 ay hapis cezasına çıkarmış ancak cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkilerini dikkate alarak hapis cezasını 2 yıl 9 ay 10 güne indirmişti. Tutuksuz yargılanan sanık polis için hakim, ayrıca cezanın ertelenmesine karar vermişti. Karara karşı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesine itirazda bulunuldu. İstinaftaki dosya ise henüz sonuçlanmadı.
10 YILDA 36 KİŞİ ÖLDÜ
Son yaşanan olay öncesi İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesinin haziran 2019’da açıkladığı raporuna göre ise, son 10 yılda en az 63 zırhlı araç çarpması olayı gerçekleşti. 63 vakada 16’sı çocuk ve 6’sı kadın olmak üzere toplamda 36 yurttaş hayatını kaybetti.
BARO: SÜRECİN TAKİPÇİSİYİZ
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi de Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Konuya ilişkin yürütülen soruşturmada şüpheli veya şüphelilerin açığa alınıp etkin bir soruşturma yürütülmesi ve cezasızlıkla sonuçlanmaması için merkez olarak sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi.
Zırhlı araç çarpmalarına dair Evrensel’e konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Av. Cihan Aydın, zırhlı araç çarpma verilerini hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bir, olayların sayısındaki bu kadar artış çok dikkat çekici. İkincisi bu konuda bir cezasızlık politikası var, yani bu tür suçlara karışan bu ölümlere sebep olan kamu personeline yönelik etkili bir soruşturma şu ana kadar gözlemlemedik. Dolayısıyla bu cezasızlık politikası, bu cezasızlık hali bu tür olayların hız kesmeden devam etmesine de aynı zamanda çanak tutuyor. O açıdan bu zırhlı araçların şehir merkezlerinde kullanımına birtakım kısıtlamalar getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İkinci adım olarak da bu tür ölümlere sebep olan kamu personeli hakkında etkili ve caydırıcı soruşturmalar ve kovuşturmalar yürütülmesi gerekir. Bu iki koşul gerçekleşmediği sürece sanırım daha bu tür olaylara daha çok tanıklık edeceğiz maalesef” diye konuştu.
İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Av. Abdullah Zeytun ise, yaşananları 35 yıldır düşük yoğunluklu çatışma halinin bir yansıması olarak değerlendirerek, “Zırhlı araçların özellikle Kürt kentlerinde bulundurulmasının nedeni sorunları güvenlikçi politikalarla çözmenin bir sonucu bu” diye konuştu. Zırhlı araç çarpması sonucu hazırladıkları raporu hatırlatan Zeytun, yargılama boyutuna dikkat çekek, “Yargı sürekli bu ve benzeri olayları, normal bir trafik kazasıymış gibi değerlendiriyor. Ancak yargılama makamların adli bir trafik kazasında yapmak zorunda oldukları işlemleri yapmadıklarını görüyoruz. Çoğu zaman müştekilerin ifadesi ve görgü tanıklarının ifadesine çok çok geç başlanılıyor” dedi. Yargılamanın taraflı ve bilimsellikten uzak rapor ve verilerle yapıldığını belirten Zeytun, “Cezasızlıkla konunun kapatılmaya çalışmasından kaynaklı Kürt kentlerinde biz bu durumları, bu acıları yaşamaya devam ediyoruz” dedi.