NAFAKANIN KALDIRILMASI KADINLARI ÇARESİZLİĞE İTER
ASLINDA Türkiye’de ‘nafaka sorunu’ yok, ‘nafaka tahsil edilememe’ sorunu var. Biz avukatlar olarak kadınların nafakasını tahsil edemiyoruz. Nafaka konusunda erkeklerin bahsedilen mağduriyetlerine ilişkin elimizde bir veri yok. Adalet Bakanlığından veriler istedik ancak bir dönüş olmadı. Ayrıca Türkiye’de ortalama ne kadar nafaka bağlanıyor, bunun ne kadarı tahsil ediliyor, ne kadarı edilemiyor, Adalet Bakanlığının elinde böyle bir veri de yok. Zaten bağlanan nafakalar 250-300 lira arasında. İş boşanmaya gelip aile mahkemesine başvurulunca, herkes 2 bin 500 lira maaş aldığını ya da çalışmadığını iddia ediyor. Hakimlerin de eli kolu bağlanıyor. Dolayısıyla ortalama 250-300 lira nafaka bağlanıyor. Bizim en çok dikkat çekmeye çalıştığımız noktalardan biri şu; nafakanın kaldırılması kadınları çaresizliğe itecek. Kadınlar, şiddet gördükleri, kötü muamele gördükleri evlerde kalmaya devam edecek ve o evliliği sürdürmek zorunda kalacaklar. Türkiye’de hükümetin kadın politikası özetle, “Kadınlar evde otursun, 3-4 çocuk doğursun” şeklinde ama boşanınca “Kadın çalışabilir” deniyor. Peki, 10 yıl evde tuttuğunuz o kadın sonra çalışma hayatına nasıl girecek? 35-40 yaşında, iş deneyimi olmayan, boşanmış bir kadının iş bulabilme ihtimali bu ülkede sadece yüzde 8! Dolayısıyla nafakanın yargı paketinde ya da başka türlü Meclis gündemine gelmesi gerektiğini düşünmüyoruz. Biz nafaka konusunda bir düzenlemenin gerekli olmadığını düşünüyoruz. Kanunlarda yer alan maddeler gayet yeterli. Şuna da dikkat çekmek istiyorum; anlatıldığı gibi “süresiz nafaka” diye bir şey zaten yok. Nafakanın sonlandırılacağı durumlar kanunda açıkça belirtiliyor. Bu durumlarda mahkemeye başvurulunca hemen kaldırılıyor, kaldırılmayanı ile hiç karşı karşıya gelmedik. Biz kadınlar olarak bu haklar için yıllarca uğraştık, zorlu mücadelelerle kazandık. Sonuna kadar direneceğiz ve kazanılmış hiçbir hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bir tanesinden bile vazgeçersek ardı gelecektir.