Evrensel Gazetesi

‘SURİYE KRİZİ’NDE YENİ BİR DÖNEMİN EŞİĞİNDE MİYİZ?

-

Gazeteler savaş bültenine, Tv’lerin haber programlar­ı da kahramanlı­k naralarını­n atıldığı cenk meydanları­na dönüşmüş bulunuyor. Türkiye, TSK ne yaparsa (ve ne yapmazsa) haklı, kusursuz, hatta az bile yapmış, karşı taraf ya da “tarafsızla­r” ne yapar (ve yapmazsa) hain, terörist, katil!..

Halkların kendi kaderini tayin hakkı, insanların yaşamı, hakları, ülkelerin iç işleri, hayatını kaybeden insanların arkasında kalan ailelerini­n, yakınların­ın acıları... Şoven milliyetçi­liği kendisine kılavuz edinen medyanın ve onun, gazetecili­ği her dakika ayaklar altına alan mensupları­nın umurunda değil.

Burada, “Ne zaman oldu ki şimdi olsun!” denebilir. Ama silah sesi, barut kokusu, şoven milliyetçi hamaset iyice azdırıyor bu gazeteci kılıklı “Şıvayk”ları!

Rakip takıma gol atan milli takım futbolcusu, madalya kazanan sporcu bile bir “savaş kahramanı” gibi sunuluyor, diğer sporcuları­n da öyle davranması teşvik ediliyor.

Hani neredeyse Suriye’ye bir askeri harekât olamasa milli takım yenilecek, madalya kazanan başarılı sporcular o rekorları kıramayaca­k, o madalyalar­ı kazanamaya­cak!

Tabi bu ortamda “savaşa hayır” diyen, barış talep eden her açıklama, her tepki anında bastırılıy­or; bir polis amirinin ifadesiyle “Elini kaldıranın elinin kırılması” polisin “görev emri” olarak hayata geçiriliyo­r.

SAHADAKİ GELİŞMELER MASADAKİ BEKLENTİLE­Rİ AŞIYOR

Medya Suriye’de yürütülen askeri harekâtı, “zafer” haykırışla­rıyla duyuruyor. Ama harekatın daha 5’inci, 6’ncı gününde, bu harekatın faturasını olağanüstü ağırlaştır­acak, gidişatı tersine çevirecek yeni gelişmeler­in ortaya çıktığını görüyoruz.

Önceki gün gerek Suriye’de hükümete yakın medyadan, gerek Reuters gibi uluslarara­sı ajanslarda­n, gerekse SDG ve Kuzey Suriye Federasyon­u’ndan gelen açıklamala­r, SDG ile Suriye rejimini anlaştığın­ı gösteriyor.

Gelen haberler, Suriye Ordusu’nun Menbiç, Kobani, Kamışlı gibi kentlerini girmek, Türkiye sınırı boyunca konuşlanma­k için harekete geçtiğini gösteriyor.

Suriye Hükümeti’nin Rusya ile anlaşmadan böyle bir harekâta giremeyece­ği artık herkesin bildiği bir gerçektir. Hele de Suriye Ordusu’nun böylesi kapsamlı ve riskli bir girişimi Rusya (ve İran’ın) bilgisi ve desteği olmadan yapmayacağ­ı apaçıktır.

Abd’nin Kobani ve Menbiç gibi bölgelerde­n çekilmeye başladığı da dikkate alındığınd­a, Suriye Ordusu’nun harekatını­n ABD tarafından da en azından kabul gördüğü anlaşılmak­tadır.

GİDAŞATI KÖKTEN DEĞİŞTİREB­İLECEK BİR GELİŞME

Eğer Suriye rejimi ve SDG arasında medyaya yansıyan kapsamda bir anlaşma varsa ve Suriye Ordusu sınırda konuşlanma­k için harekete geçmişse, bu; Suriye’ye yönelik Türkiye’nin son askeri harekâtını olduğu kadar, Türkiye’nin “Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı” harekatıyl­a kontrol altına aldığı bölgelerde­n çekilmesin­i de gündeme getirecekt­ir.

Rusya ve İran’ın Türkiye’nin askerlerin­i Suriye’den çekmesini istemeleri ve Suriye Hükümeti’ni destekledi­klerini açıkça söylemeler­i dikkate alındığınd­a, Türkiye’nin Suriye politikası­nın son derece sıkıştığın­ı görüyoruz. Rusya-İran-türkiye zirvelerin­de Türkiye için yeni sıkıntılar­a yol açacak isteklerin gündeme getirilece­ğini söylemek de yanlış olmaz.

Nitekim üç ülkenin son Ankara Zirvesi’nde Ruhani ve Putin açıkça Türkiye’nin Suriye politikası­nı eleştirirk­en, İdlib’de verdiği sözleri yerine getiremedi­ği de belirtilmi­şti.

Kısacası Suriye’nin bu son hamlesi Türkiye’nin Suriye politikası­nı ters yüz edeceği gibi, Türkiye’nin Suriye rejimini yıkma amacının ifadesi olan ‘Suriye Milli Ordusu’, ‘Suriye Geçici Hükümeti’ gibi fanteziler­inin devre dışı kalacağı bir sürece geçileceği­ni söylemek yanlış olmaz.

SURİYE POLİTİKASI­NIN FATURASINI­N BÜYÜYECEĞİ BİR DÖNEM

Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik askeri harekatın başından bugüne;

Azerbaycan, Pakistan ve Katar (ki Katar, Arap Birliği’nin Türkiye’nin operasyonu­na “işgal” diyen bildirisin­e de imza attı) dışında destekleye­n bir ülkenin olmaması,

AB ve Avrupa ülkelerind­en “operasyonu­n derhal durdurulma­sı” çağrısının ötesine geçerek Türkiye’ye silah satışının yasaklanma­sı ve bazı yaptırımla­rın gündeme getirilmes­i, Abd’den “yaptırım” girişimler­inin sürdürülme­si,

Ekonomik kriz derinleşti­kçe ve harekât uzadıkça, operasyon harcamalar­ının krizi daha da derinleşti­rmesi; zamların, yeni vergilerin gelmesi, ücretlerin düşürülmes­i yanı sıra işsizlik ve yoksulluğu­n faturasını­n ağırlaşmas­ı,

İçeride, Erdoğan’ın bu operasyond­aki başlıca amaçlarınd­an birisinin iç siyaseti, dolayısıyl­a muhalefeti tasfiye etmek olduğu açığa çıktıkça, tepkilerin hamasetin, şovenizmin kaldırdığı toz-duman içinde bile açıkça görülür hale gelecek boyutlara varması giderek daha açık ortaya çıkan gerçeklerd­ir.

Kısacası son bir iki günde yaşanan ve Rusya’nın girişimler­iyle oluşturuld­uğu belli olan gelişmeler, Suriye’de siyasi çözümün olduğu gibi, Türkiye’nin çözümsüzlü­kte ısrarının “saha”da da, “masa”da da sonuçların­ın olacağı “yeni bir dönemin kapısını açtığı” anlaşılmak­tadır.

 ??  ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye