Barış ve huzur için birleşmeliyiz
Merhaba değerli işçi kardeşlerim; Ne kadar krizin faturasını ödemeyeceğiz desek dahi ne yazık ki her gün gelen zamlarla faturayı bizden başka ödeyen yok. Barış ve emek mücadelesi birlikte yürümediği takdirde ne emek mücadelesi başarıya ulaşır ne de bizim gibi barış ve emek mücadelesi verenler başarılı olamayacaktır. O yüzden birlikte yan yana durarak beraber mücadele ederek hem emek mücadelemizin başarıya ulaşması için hem de ülkemizde ve bölgemizde barış ve huzurun gelmesi için biz birleşmeliyiz.
Ülkemizde hukuk ve adaletin bu kadar ayaklar altına alındığı bir dönemde güçlü bir mücadele oluşturmazsak bu adaletsizlik hepimizi yutacaktır.
Seçilmişlere ve oy verenlere hiçbir saygı göstermeden ve yalan haberlerle kayyum atanan illerin seçme ve seçilme hakları gasbedilmekte olan bu insanlara tekrar iradeleri geri verilmeli, bu hukuksuzluğu son verilmelidir.
O yüzden sadece kayyum atanan iller değil tüm illerin seçme ve seçilme hakkını gasbetmek istiyorlar.
Hukuk ve adalete hiç yakışmayan bu davranışlar nedeniyle bir gün mutlaka halka hesap verecekler. Kayyumlar geldiği gibi gidecek, seçilmişler gelecek.
Ne yazık ki günde en az 5 kişi iş cinayetinde hayatını kaybetmektedir bu yetmediği gibi kendi kredi kartlarını ödeyemeyen işçi kardeşlerimiz canlarına kastetmektedir. Bunun bir örneği Ankara’da Güven Park’ta kendini yakarak yoğun bakımda olan işçi kardeşimiz oldu. Kredi kartı borcunu ödeyemeyip haciz gelmesi nedeniyle bu duruma geldi. Bunun gibi binlerce örnek mevcut. Bugün siyaset yapanlar neden anaları üzerler. Sadece Diyarbakır analarını görenler senelerden beri hem Diyarbakır’da barış anneleri hem de İstanbul’da Cumartesi annelerini görmezlikten geliyorlar. Hiçbir annenin gözyaşı farklı değildir. O yüzden anneler evlatlarını görmek için elinden gelen gayreti göstermeleri gerekir ama devletin kapısına gitmeleri gerekir.