Bilirkişi de intihar iddialarını çürüttü
Şule Çet davasında bilirkişi, sanıkların bugüne kadar ki tüm beyanlarını çürüttü. Duruşma 20 Kasım’da devam edecek.
Şüpheli şekilde hayatını kaybeden Şule Çet davasında bilirkişi heyeti, “Ayakkabısı önce atılmış. Atılmadan önce yarı çıplakmış. Şule’nin serbest şekilde düştüğü anlatılıyor. Ancak serbest düşme gerçekleşse, bu kadar ileri düşemezdi.” dedi
Ankara’da Yelken Plaza’nın 20. katından düşmesiyle şüpheli ölümünün ardından kamuoyunun yakından ilgilendiği Şule Çet Davası’nın dördüncü duruşması Ankara Adliyesi 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu’nun, ‘kasten öldürme’ ’cinsel saldırı’ ve hürriyetten yoksun bırakma’ suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada, adalet isteyen kadınlar yine adliye koridorlarına sığmadı, kalabalık nedeniyle iki salon birleştirildi.
İNTİHAR ŞÜPHESİ OLAN YERDE PARMAK İZİ YOK
Olay yerinde canlandırma yaparak bilimsel verilerle düşme mekaniği üzerine 52 sayfalık rapor hazırlayan Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Uzmanı Çağlar Özdemir, düşme olayının gerçekleştiği odada cam ile sehpa arasındaki mesafenin ölçülmediğini söyledi. Bunun önemli bir ayrıntı olduğunu belirten Özdemir, ayrıca Şule’nin söz konusu cam sehpada ve kendini attığı iddia edilen pencerede de parmak izlerinin bulunmadığını açıkladı. Özdemir, “Şule Çet’in intihar etmesi için ellerini pencere kenarına koyup balıklama ya da sehpaya çıkıp atlaması gerekiyor ve sehpadan da atladıysa sehpa ve üzerinde bulunan tavlanın sağa sola ya da geriye kayması gerekiyor. Sehpa olduğu yerde duruyor bu durumda sanık anlatılarından yola çıkacak olursak; intihar etmek için ya sehpaya hiç çıkmadı ya da olaydan sonra etraf düzenlendi” dedi. 4 buçuk metre mesafe ileriye düşmesiyle ya Şule’nin kendini pencereden fırlattığına ya da itildiğine dair şüphelerin olduğunu belirten Özdemir, “Şule’nin düşme pozisyonu baş aşağı. Sol ayakkabının koltuk altında olması, üzerinde bulunan dar kazağının düşme esnasında katlanma şansı olmasına rağmen paraşüt şeklinde açılması, vücudunda sıyrık olması da şüphelerimizi arttırıyor” diye konuştu. Sanık Çağatay Aksu ise “Ben tahliyemi istemiyorum, burada beraat alarak çıkacağım. TV de bir canlı yayın yapsalar da anlatsam” diye konuştu. Sanık avukatı Levent Ekmen ise kendisinin giriş ve çıkışlarda taciz edildiğini iddia ederek duruşmanın kapalı görülmesini istedi. Ardından söz alan Şule Çet’in avukatlarından Onur Tatar, “Bir taraftan sanık duruşmanın canlı yayınlanmasını istiyor, bir taraftan avukatı kapalı görülsün istiyor. Ayrıca bu sanıkların sabıkası da var. Kamu güvenliği nedeniyle de tutuklu kalmaları gerekir” dedi. Duruşmanın sonunda Mahkeme başkanı, sanıkların tutukluluk halinin devamına, olay yeri alınan görüntülerin kriminal sonuçlarının gelmesine ve sanık Çağatay Aksu’nun telefon görüşmelerinin istenmesine karar verdiklerini açıkladı. Dava 20 Kasım’da devam edecek.