‘5.8’LİK DEPREM CİDDİ BİR UYARIYDI’ DİYEN PROF. ÇAKIR: Kötü binalardan hemen kurtulmalıyız
Marmara depreminin 20’inci yılında yerli ve yabancı uzmanlar İstanbul’da bir araya geldi. İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ziyadin Çakır, “Depremler önceden kestirilemez. Bunları da burada tartışmamızın gereği yok. 26 Eylül’de olan 5.8’lik deprem çok ciddi bir depremdi. Ciddi bir uyarıydı, bu bir şanstı” dedi. Çakır, “Kötü binalardan bir an evvel kurtulmamız gerekiyor” diye konuştu.
‘DENİZ TABANINDA GÖZLEM EVLERİNE İHTİYACINIZ VAR’
Marmara fayı ile ilgili yorumlarda bulunan Fransalı Deprem Bilimci Louis Geli, “Marmara fayının özelliği denizle kaplı olması. Yani burada faya doğrudan bir erişim yok. Bu durum fayın üzerinin suyla kaplı olması dışında California’ya çok benziyor. Yani bu durumda tam olarak ölçüm yapamazsınız. Bizim California San Andreas fayı hakkındaki bilgi seviyemize ulaşmanız için, Marmara Denizi’nde deniz tabanı gözlemevlerine ihtiyacınız var. Yani Türkiye’nin bu gözlemevlerini kurması, depremleri ve sismik faaliyetleri ölçmek ve ayrıca Anadolu ve Avrasya plakaları arasındaki hareketleri ölçmek için oldukça önemli” dedi.
‘ŞU AN KONUŞURKEN DEPREM OLABİLİR’
Beklenen İstanbul depremi ile ilgili olarak ise Prof. Dr Ziyadin Çakır, “Depremler önceden kestirilemez. Önceden kestirdiğini söyleyenler bilimsel olmayan yöntemlere başvuruyor. Bunları da burada tartışmamızın gereği yok. Deprem olacak. Her an olabilir. Özellikle 26 Eylül’de olan 5.8’lik deprem çok ciddi bir depremdi. Ciddi bir uyarıydı. Bu bir şanstı. Özellikle de kırılmasını beklediğimiz fayın ucunda meydana geldi. Dolayısıyla gerçekten bu kırılacak fayı tetikleyip, 7.1,7.2 büyüklüğündeki bir depremi her an üretebilir. Şu an konuşurken deprem olabilir. Dolayısıyla yapılması gereken, devletin bir an evvel binalarını kontrol ettirmesi, oturulmayacak kadar kötü olanların yıkılması, boşaltılması. Bir şekilde eski bina stoklarının eritilmesi, kentsel dönüşümün hızlandırılması yapılabilir. Yani biz yer bilimciler olarak tehlikenin varlığını, büyüklüğünü ortaya koyduk.
Dolayısıyla artık yapılması gereken yer bilimcilerin işi değil, karar vericilerin, karar merciindeki insanların, deprem hasarını, can ve mal kaybını azaltmak için yapılması gereken alınması gereken ne önlem varsa bunların alınması gerekiyor. Vali yardımcımız da buradaydı. Sağ olsunlar geldiler, bizi dinlediler ve durumun ehemmiyetini de anladılar özellikle bu yer bilimleri araştırmalarının deniz araştırmasındaki önemini anladılar. Kendisi de biraz bahsetti. Devlet de bu konuda ciddi çalışmalar yapıyor. Dolayısıyla bir şekilde aynı şeyleri söylüyoruz. İnsanları depremler değil binalar öldürür. Bu kötü binalardan bir an evvel kurtulmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Deprem Sempozyum, yapılacak bilimsel oturum ve panellerin ardından 18 Ekim’de sona erecek. (İstanbul/dha)