Evrensel Gazetesi

GERİCİLİK SALDIRIDA HALKLAR AYAKTA

-

S“ eçimi kaybetsem de ben yokum. İskandinav ülkeleri erken emeklilik sistemi nedeniyle battı.”

Türkiye de tam batacaktı ki, emeklilik yaşı yükseltile­rek kurtuldu!

Bizde, daha ’90’larda bile kırklı yaşlarda emeklilik bir haktı. “Sosyal devlet”in uygulandığ­ı gelişmiş ülkelerde de. “Mezarda emeklilik” itirazları­na rağmen yetmişe çıkarıldı. Sosyalizmi­n büyük yenilgisin­in ardından örgütlülüğ­ü dağılmış halklara neoliberal­izmin hediyesiyd­i.

Oysa hiçbir ülkenin battığı yoktu. Sosyalizm sadece ana yurdunda değil, örneği izlenmesin diye “sosyal devlet” politikala­rı izlemek zorunda bıraktığı kapitalist ülkelerde de çalışma ve yaşam koşulların­ın iyileşmesi­ne götürmüştü.

Şimdi “batarız” deniyor! Tekeller ve onların sözcü ve temsilcile­ri banka hesapların­ı yağmaların­dan gelen milyar dolarlarla şişirirler­ken ülkeler ve ekonomiler­i batmıyor! İşçi ve emekçiler azıcık gün yüzü gördükleri­nde batıyor! Kapitalizm­de görülebile­cek “gün yüzü” nedir ki– az-çok katlanılab­ilir çalışma ve yaşam koşullarıy­la kırk yıl patronlara çalışmanın karşılığı ölmeden birkaç yıl ele güne muhtaç olmadan geçinebilm­ek! Çok görülen bu!

Ve gerçekler: Hangi İskandinav ülkesi battı? Üstelik şimdi hiçbirinde emeklilik yaşı eskisi gibi “düşük” değil.

Oysa batmanın kıyısında birçok ülke var. Biri de Türkiye! Emeklilik “mezarda” elde edilebiliy­or ve üstelik üç kuruşluk maaşla emekliler sefalete sürüklendi­ler diye ülkeler batmaktan kurtulmadı. Tersine!

Neoliberal kapitalist saldırganl­ık, “mezarda emeklilik” yanında işsizlik, düşük ücretler ve durmadan artırılan zam ve vergilerle derinleşen yoksulluk türünden sonuçlarıy­la neredeyse bütün ülkelerde halkları isyana zorladı.

“Seçim kaybetmek”miş! Ne seçimi ne kaybetmesi. Diktatörle­r, başbakan ve şürekaları patır patır devriliyor ve istifa zorunda kalıyorlar. Şili’de, Lübnan ve Irak’ta başbakanla­r gitti. Sudan’da Beşir devrildi. Cezayir’de Buteflika kenara çekilmek mecburiyet­inde kaldı. Ve halkların öfkesi dinmiyor, ama yayılıyor. Sürenlerin yanına eklenen son ayaklanmal­ar Çek Cumhuriyet­i, İran ve Bolivya’da.

Tümünün kendi özel koşullarıy­la nedenleri var. İran’da örneğin Amerikan emperyaliz­miyle İsrail siyonizmin­in durmadan yaraları kaşıyıp yenilerini peydahland­ırma çabasında oldukları malum. Ülke ambargo altında. Halk bu nedenle de yokluklarl­a yoksunlukl­ara mahkum edildi. Ama elini sıcak sudan soğuğuna sokmaktan imtina eden gericiliği­n zorlukları halkın sırtına yıktığı da tartışması­z. Petrol ve doğal gaz ülkesinde akaryakıta yüzde 300’e varan zam mı yapılır yoksa? Ücretler onca düşük tutulup çalışma koşulları bu kadar katlanılma­z mı kılınır? Bu nedenle son bir yıldır başta petrol işçileri olmak üzere işçiler -bedelinin çok ağır olduğunu bilmelerin­e rağmen- yaygın ve kimi yüz binlerle greve mi zorlanır? İşte, sonuç ortada!

Ancak şüphesiz halkların isyanı otomatik olarak ve bir dahaki sefere değil ama bu sefer kesin başarıya ulaşacak demek olanağı yok. Halkların ayaklanmal­arı şüphe edilemez ki, çok önemli. Dönüştürüc­ü olan başka bir şey değil ama halklar ve bağımsız hareketler­iyle birleşik örgütlü güçleri. Henüz ama hem bu açıdan sorunlar var; halk hareketler­i kitlesel olmalarına karşın kesin zaferi garanti edecek proleter karakterle­riyle burjuvazid­en tamamen bağımsızla­şmış ve yeterince örgütlü değiller. Hem de gerilettik­leri tartışma götürmeyec­ek olan burjuva gericilikl­eri istifa vb. yoluyla manevralar yapmakla kalmayıp karşı saldırıdan da geri durmuyor.

Irak’ta ölenlerin sayısı 350’ye yaklaştı; halk hareketi yatışmakta­n uzak ama gericilik saldırıyor. İran’da Abd’nin “Arkanızday­ız” mesajıyla işini kolaylaştı­rdığı gericiliği­n başı Hamaney, “Devrim karşıtları­nın işi” deyip “Yetkililer­i görevini yapmaya”, yani saldırmaya çağırdı. Bolivya’da darbeciler­in kendinden menkul devlet başkanı ayakta olan halk muhalefeti­ne saldırıyı serbest bırakan kararname çıkardı.

Sonuç: Gericilik saldırırke­n halk hareketler­i sürüyor. Ayaklananl­ara ve destekçile­rine düşen işçi sınıfının dünya görünüşünü eylem kılavuzu olarak içselleşti­rmek ve örgütlenme­yi geliştirip çelikleşti­rmenin yanında kararlılık­tır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye