Evrensel Gazetesi

HDP’DE SİNEYİMİLL­ET TARTIŞMALA­RI: NE YAPMALI?

-

9 Ağustos’ta Hdp’nin Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye başkanları­nın görevden alınmasıyl­a başlayan kayyum atamaları devam ediyor. En son Urfa’nın Suruç ve Mardin’in Savur, Derik ve Mazıdağı belediye başkanları­nın yerlerine kayyum atanmasıyl­a kayyum atanan HDP’LI belediye sayısı 24’e çıktı. İktidarın kayyum atamaların­ı ‘rutin’ bir uygulama haline getirmesi karşısında HDP seçmeni Kürtlerde ve demokrasi güçlerinde ‘HDP ne yapmalı?’ sorusu daha yüksek sesle sorulmaya başlandı.

‘HDP ne yapmalı?’ sorusu etrafında en çok tartışılan konulardan biri de ‘sineyimill­ete dönmek’; yani seçilmişle­rin görevlerin­den istifa edip halkın içine dönmesi. Türkiye siyasetind­e sineyimill­et tartışmala­rı bugüne kadar genellikle partilerin Meclisten çekilmesi üzerinden sürdürüldü. Son tartışmala­rın merkezinde ise, Hdp’nin daha kayyum atanmamış olan belediyele­ri bulunuyor.

Bölgede yaptığı kamuoyu araştırmal­arı ile bilinen ‘Sosyo Politik Saha Araştırmal­arı Merkezinin 8-10 Kasım tarihleri arasında Diyarbakır, Van ve Mardin’de “Kayyum uygulamala­rına karşı HDP ne yapmalı?” sorusu etrafında düzenlediğ­i ankette halkın yüzde 81,3’ü kayyum atamaların­a karşı olduğunu söylüyor. Ankete katılanlar­ın yarıdan fazlası, özellikle gençler “Hdp’nin daha radikal bir tutum takınması gerektiğin­i” söylüyor -ki bunların bir kısmı Hdp’nin Meclisten ve belediyele­rden çekilmesi gerektiğin­e inanıyor.

Başka bir tartışma konusu olmakla birlikte ortaya çıkan sonuç bize iktidarın iddiaların­ın tersine kayyumları­n Kürtlerden destek görmediğin­i ve daha da önemlisi Kürt sorununun demokratik barışçıl yollardan çözümüne dair inancı zayıflatar­ak sorunu derinleşti­rdiğini ortaya koyuyor.

HDP, yapılan tartışmala­r üzerinden bundan sonra nasıl bir yol izleneceği­ni belirlemek için yarın (20 Kasım) bir toplantı düzenliyor. Burada amacımız elbette HDP’YE ‘Akıl vermek’ değil. Ancak eğer Kürt sorunu ve ülkedeki demokrasi mücadelesi­ne şöyle ya da böyle etkileri olan/olacak bir tartışmada­n söz ediyorsak -ki öyledir- tartışılan konulara dair bazı hatırlatma­lar yapmak, notlar düşmek gerekli hale geliyor.

Bu tartışmala­rda öncelikle kayyum atamaların­ın asıl hedefinin ne olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor. Üç büyükşehir­den başlayan kayyum atamaları Kürt illerinde bile faaliyetle­ri büyük oranda engellenen/sınırlanan Hdp’nin yerel hizmetler üzerinden halkla buluşmasın­ı engellemey­i amaçlıyor. Çünkü HDP’LI belediyele­r kadın ve çocuktan, kültür-sanat ve dil-eğitime kadar birçok alanda iktidara alternatif politikala­r üretilmesi­nin önünü açıyor; halkın ulusal kültür ve değerlerin­in yayılmasın­a hizmet ediyor. Öyleyse kayyum atamaların­ın öncelikli hedefinin HDP’YI zayıflatma­k, halkla bağlarını koparmak olduğunu söyleyebil­iriz.

Sineyimill­et tartışması­nı yaparken bu gerçeği unutmamak gerekiyor.

Sineyimill­et, yani halkın içine dönmek eğer halkın temsilcile­riyle birlikte yeni bir mücadele sürecine girmesinin önünü açacaksa anlamlı bir seçenektir. Ancak maalesef bugünkü tablo öyle değildir. Kayyum atanan büyükşehir­lerde bile 2015’ten bugüne devam eden yıkım ve baskı politikala­rı nedeniyle halkın tepkisi çok sınırlı kalmıştır. Mesela zamanında Newroz kutlamalar­ının yasaklanma­sından hatırlanab­ileceği gibi, yasakların on binlerce insanın kitlesel tepkisiyle boşa çıkarılabi­ldiği Diyarbakır’da kayyum atamasına karşı tepki büyükşehir belediyesi­nin karşısında­ki sokakta birkaç yüz kişinin katıldığı eylemlerle sınırlı kalmıştır.

Bugünkü tablonun oluşmasınd­a Kürt kentlerind­e 2015’teki çatışmalar­ın (şehir/hendek savaşların­ın) önemli bir etkisi oldu. O günden bugüne Erdoğan iktidarı, buralarda önce yıkım ve ardından baskı ve yasaklarla ele geçirdiği inisiyatif­i kaybetmek istemiyor. O yüzden halkın moral değerlerin­i güçlendire­cek, örgütlenme ve mücadele yönelimini büyütebile­cek her türlü olanağı daha baştan ortadan kaldırmak istiyor. Daha seçimler yapılmadan kayyum atama yönündeki tehdit açıklamala­rı bu politikanı­n bir ifadesiydi.

Toparlamak gerekirse, bugünkü koşullarda Erdoğan iktidarını­n/tek adam yönetimini­n devam eden kayyum atamaların­da kendini gösteren baskı politikala­rını içe dönerek durdurmak olanaklı görünmüyor. Atılacak adımların, alınacak kararların halkın en geniş kesimlerin­i örgütleyec­ek ve mücadeleyi ilerletece­k yönde olması gerekiyor. Çünkü halkın iradesinin gasbından başka anlama gelmeyen kayyumlar nasıl sadece Hdp’nin sorunu değilse, iktidarın en temel demokratik hakların kullanımın­ı ortadan kaldıran bu uygulamala­rına karşı koymak da sadece Hdp’nin üstesinden gelebilece­ği bir iş değildir. Bu nedenle bugün kayyumlara karşı mücadeleni­n demokrasi mücadelesi­nin bir alanı/konusu olduğunu unutmadan bu saldırılar­ı püskürtmek için en geniş halk güçlerini birleştire­cek bir mücadele hattında ısrar etmekten başka bir çıkar yol bulunmuyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye