ÇMO’DAN SİLAHTARAĞA İLERİ BİYOLOJİK ATIKSU ARITMA TESİSİ AÇIKLAMASI: Alibeyköy Deresi ve Haliç’te olumsuz etkiler yaratacağı açık
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi'nin Silahtarağa İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi projesini iptaline ilişkin tartışmalar sürerken Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi konuya ilişkin yazılı bir rapor hazırladı.
Raporda, ileri düzeyde arıtılmış olsa dahi Alibeyköy Deresi ve Haliç’e deşarj yapılmaması gerektiğini vurgulandı, “Bu deşarjın Alibeyköy Deresi ve Haliç’te olumsuz etkiler yaratacağı açıktır” denildi.
‘KURTARICI GİBİ GÖSTERMEK YANILTICI’
Söz konusu tesisin kentin atık sularının ancak yüzde 10’u mertebesinde bir kapasiteye sahip olduğu vurgulanan açıklamada, “Bu yüzden İstanbul için kurtarıcı olarak gösterilmesi yanıltıcıdır. Tesiste arıtma çamuru arıtımına yönelik herhangi bir önlem tanımlanmamış, arıtma çamurunun Yenikapı atık su arıtma tesisine gönderilmesi öngörülmüştür. Sulama suyu olarak kullanılacak su dışında Alibeyköy Deresi’ne yapılacak deşarj ile günde yaklaşık 4 ton azot, 400 kg fosfor ve en az 18 ton organik madde Haliç’e boşaltılacaktır. Bu miktar yaklaşık 200 bin kişinin atık sularının hiç arıtılmadan Haliç’e verilmesi anlamını taşımaktadır. Bu mikrobiyolojik aktiviteyi hızlandıracak Haliç’in korunmuş olan ekolojik dengesini ve kirlilikten kısmen arınmış yapısını tehlikeye atacak” ifadeleri kullanıldı.
‘ALİBEYKÖY DERESİ VE HALİÇ’E DEŞARJ YAPILMAMALI’
İleri düzeyde arıtılmış olsa dahi Alibeyköy Deresi ve Haliç’e deşarj yapılmaması gerektiği vurgulanan açıklamada, “Bu deşarjın Alibeyköy Deresi ve Haliç’te olumsuz etkiler yaratacağı açıktır. Atık suyun Silahtarağa bölgesinde arıtılıp, çamurunun Yenikapı tesisine gönderilmesi önerisine teknik ve bilimsel açıdan bir anlam yüklemek mümkün değildir. Çünkü Yenikapı İleri Biyolojik Arıtma Tesisi’nde de çamur arıtma sistemi bulunmamaktadır” denildi.
‘YÜKSEK VERİMLİ ARITMA TESİSLERİ İNŞA EDİLMELİ’
Açıklama şöyl devam etti: “Bir taraftan İstanbul’un çevre altyapısını oluşturmayı hedefleyen İstanbul Master Planı çalışması yürütülürken, bir taraftan henüz ihtiyaçlar ve yer seçimleri öngörülmeden böylesine büyük bir projenin yapılması zamanlama açısından da uygun değildir. İstanbul’daki tüm yatırımlara bütüncül ve üst ölçekli bakılmalı, projelerin yer ve teknoloji seçimi dikkatlice ve ihtiyaç dahilinde yapılmalıdır. İstanbul su havzalarının yapılaşmaya açılarak devreden çıkarıldığı, kentin büyük bir su havzası kaybına ve kirliliğine maruz kaldığı unutulmamalıdır. Var olan havzaları korumak yerine arıtılmış sudan içme suyu eldesi tartışması yapmak doğru bir tartışma değildir. Ayrıca, atık suların sadece ön arıtmadan geçirilerek deşarj edilmesi, var olan tesislerin kapasitesinin genişletilip teknolojisinin geliştirilmemesi de söz konusu tesis için yapılan tartışmaları çelişkili duruma düşürmektedir. İstanbul’da yaşam alanlarından uzakta, yüksek verimli biyolojik arıtma tesisleri inşa edilmelidir.” (HABER MERKEZİ)