Erdoğan, NATO zirvesini iktidarını uzatmak için kullanacak NATO ZIRVESI BUGÜN BAŞLIYOR
Siyaset Bilimci Ahmet Murat Aytaç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO zirvesinde, “Türkiye’nin NATO içinde ikinci büyük ordu olmasını, Müslüman bir ülke olmasını, Ortadoğu’da Avrupa’nın sınırlarını beklemek gibi avantajları kendi iktidarını uzatmak için sonuna kadar kullanacaktır” dedi.
Bugün İngiltere’de başlayacak olan NATO zirvesi öncesinde yaşanan Fransa ile Türkiye gerilimini ve zirveyi, Şubat 2017’de yayımlanan kanun hükmünde kararnameyle Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden ihraç edilen Ahmet Murat Aytaç ile görüştük.
ABD, FRANSA İLE ÇATIŞMA HALİNDE
ABD ile Ab’nin bütün haliyle değil, Abd’nin Fransa ile bir çatışma halinde olduğunu anlatan Aytaç bu durumu şöyle özetledi: “Suriye’deki DAİŞ (IŞİD) konumu Avrupalıları tedirgin ediyor. Abd’nin bu konuda Avrupa’yı baypas etmesi ‘kendi güvenliğinizi kendiniz sağlayın. Biz mi sizin arkanızı toplayacağız’ türünden ifadeler demesinin yankısı en fazla Fransa’da oldu. Çünkü Fransa bu konuda daha fazla kırılgan. Onların etkisi olduğunu tahmin ediyorum. Fransa diğer Avrupa ülkelerinin desteğini alabilmiş değil. Belki bir Yunanistan’ın desteğini almış gözüküyor.”
Erdoğan’ın yaptığı açıklamalara ilişkin Aytaç, Akp’nin “yerli ve milli” ideolojik çerçeve içerisinde oluşturduğu yeni iktidar blokunu bu şekilde elinde tutarak ömrünü de uzattığını
NATO’NUN 1949 yılında komünizmin Avrupa’ya yayılmasından duyulan endişeden ötürü kurulmuş bir örgüt olduğunu hatırlatan Aytaç devamla şunları söyledi: “Varşova Paktı dağıldıktan sonra NATO kendine yeni bir misyon aradı. Mesela Kosova’da “insancıl müdahale” doktrini çerçevesinde aktive edildi. Sonra da Afganistan’da “teröre karşı savaş” konseptine uyarlandı. Günümüz dünyasında uluslararası siyasette güç dağılımını “teröre karşı savaş”ın neresinde olduğunuz belirliyor. Emperyal hiyerarşi bunun üzerinden inşa ediliyor, savaşlar bunun üzerinden kuruluyor.
belirtti. Aytaç devamla şunları söyledi: “Pragmatik gerekçelerle girmiş olduğu yakınlaşmaların Türkiye’deki ulusalcıların Çin ve Rusya yönündeki yönelimi sanki bir stratejik bir yönelmiş gibi sunmasına olanak tanıyor. Uzun zamandan beri propagandasını yaptıkları “haysiyetli siyaset”, “Türkiye’nin bağımsız kimlik arayışı” türü vurgulara bir dayanak gibi gösteriyor. Halbuki böyle bir durum yok. Böyle şeyler NATO içerisinde her zaman oldu. Örneğin Charles de Gaulle’ün de NATO ile ilgili çıkışları olmuştu. Kıbrıs meselesinde İnönü ile Ecevit’in izlediği siyasetler nedeniyle NATO ile Türkiye arasında gelirim yaşanmıştı. Şu anki durum bu tepkilere kıyasla daha geri bir süreç.”
‘TÜRKİYE KÜRT SORUNUNU KONTROL ALTINA ALMAK İSTİYOR’
Türkiye’nin Kürt sorununu kontrol altına almak için yürüttüğü siyasete vurgu yapan Aytaç, şunları söyledi: “Uluslararası ilişkilerdeki iktidar yapılarına ve hiyerarşilere karşı çıkmayı bu ilişkileri halkların eşitliği ve birliği çerçevesinde örgütlemeye dönük bir antiemperyalist bir siyaset
Akp’nin itirazı bu kavramın yarattığı iktidar ilişkilerinin özüne dair değil. “Terörü” kendi anladığı biçimde tarif etmeye ve kabul ettirmeye çalışıyor. Mesela diyor ki,” PYD’DE terörist.” Zaten NATO içinde son dönemde yaşan uzlaşmazlıklarda terör kavramının içerdiği muğlaklıklar belirleyici oluyor. Zira antiterörizm, antikomünizm kadar toparlayıcı ve birleştirici bir kavram değil. AKP aslında “teröre karşı savaş” üzerine kurulu hiyerarşileri bozmuyor, sadece bu hiyerarşinin oluşturduğu basamakları tırmanmak için kendine yer açan çabası içinde.
le karıştırmamak gerekir. Burada söz konusu olan aslında küresel güç mücadelesi içerisindeki ikincil güçlerin, Akp’nin kendi tabiriyle “Bölge gücü olmak” hevesindeki güçlerin iktidar merdiveninde tırmanmak için attıkları adımlardır. Yoksa bu antiemperyalist bir tutum olduğu doğru değildir. Ulusalcılar böyle bir kafa karışıklığını ısrarla yayıyorlar. Aslında ulusalcı-milliyetçi kesimle Akp’nin bu konudaki iş birliğinin merkezinde antiemperyalizm değil, Kürt sorunu karşısındaki çıkar birliği var. NATO içinde verilen bir güç mücadelesini antiemperyalizm olarak değerlendirenler bu özelliğe dikkat etmeliler” ifadelerini kullandı.
‘OLDUBİTTİ SİYASETİ’
Doğu Akdeniz’de Libya ile yapılan anlaşmayı Suriye’de sürdürülen “oldubitti” siyasetinin bir benzeri olduğunu belirten Aytaç, son anlaşmanın bu bağlamda düşünülmesi gerektiğini söyledi. Aytaç, “NATO zirvesinde Erdoğan, Türkiye’nin NATO içinde ikinci büyük ordu olmasını, Müslüman bir ülke olmasını, Ortadoğu’da Avrupa’nın sınırlarını beklemek gibi avantajları kendi gücünün alanın genişletmek ve iktidarın uzatmak için sonuna kadar kullanacaktır” dedi. Aytaç, sürekli savaş dinamiği halinin halkların yararına bir durum olmadığını da vurgu yaptı.
NATO’NUN kuruluşunun 70. yılının kutlanacağı Londra zirvesi bugün. Türkiye’nin Baltık devletleri ve Polonya için hazırlanan savunma planına onay vermediğinin ortaya çıkması ittifak içinde yeni bir gerilim kaynağı oldu. Ankara, bu kararı, Ypg’nin tehdit olarak tanımlandığı Türkiye savunma planı belgesinin yayımlanmasına, Abd’nin de aralarında olduğu 8 müttefikin izin vermemesi üzerine aldı.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, sorunun daha da büyümeden çözülmesi ve zaten zorlu geçmesi olası Londra zirvesini gölgelememesi için yoğun bir diplomatik trafik yürütüyor. Zirveye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılacak.
Zirve; ABD Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Ingiltere Başbakanı Boris Johnson dahil çok sayıda lideri bir araya getirecek.
Macron’un NATO’NUN “beyin ölümünün” gerçekleştiğine ilişkin değerlendirmesi, Trump’ın her fırsatta külfet paylaşımı açısından Avrupalı müttefikleri sert şekilde eleştirmesi, zirve sırasında gündeme gelecek genel içerikli tartışmalar arasında gösteriliyor.
NATO ülkeleri, Baltık ülkeleri ve Polonya’nın olası bir Rus saldırısına karşı savunulması konusunda bir askeri planı hayata geçirmek istiyor. Baltık ülkeleri ve Polonya’yı savunma planı, Rusya’nın tek taraflı olarak Kırım’ı 2014 yılında ilhakının ardından ilk kez gündeme gelmişti. Türkiye’nin YPG/PYD’NIN terör örgütü ilan edilmesi şartını koşarak bu planı veto etmesi NATO zirvesi öncesi gerginliği artırdı.
Abd’nin yanı sıra Fransa ve Almanya gibi ülkeler, IŞID ile mücadele konusunda iş birliği yaptıkları YPG/PYD’NIN tehdit olarak NATO belgesine girmesini istemiyor. Türkiye ise bu konuda ısrarcı. Ayrıca, Türkiye’nin savunma planını bloke etmesi kadar, Londra zirvesinden sadece bir hafta önce Rus yapımı S-400 hava savunma sistemlerini test etmeye başlaması da NATO başkentlerinde soru işareti yarattı. (ANKARA)