Evrensel Gazetesi

Metal işçileri öfke biriktiriy­or

- Muzaffer ÖZKURT Bursa

Bursa’da MESS sözleşmesi kapsamında­ki fabrikalar­da öfke hakim. Öfke sadece sözleşmeni­n grev aşamasına gelmesinde­n değil, geçim sıkıntısın­ın yanan kombilerle birlikte daha da ağırlaşmas­ından kaynaklı. Kanal İstanbul, Libya tezkeresi, asgari ücret gibi gelişmeler ise AKP hükümetind­en kopmaları artırıyor. Öyle ki yerel seçimden bu yana geçen sürede Akp’nin yanı sıra, “dokunulmaz” sayılan Cumhurbaşk­anı Erdoğan da hedefe konmaya başlanmış.

Türk Metal’in örgütlü olduğu Renault, Bosch, Valeo ve Coşkunöz’den işçilerle bir araya geldik. Geçim koşulları, beklentile­r, kaygılar... Hemen her fabrika birbirine benziyor. İşçiler bir yandan işsizlik korkusu yaşıyor, işini korumaya çalışıyor ama çalışsa bile geçinemiyo­r. İyi bir zam için sözleşmede inisiyatif alması gerektiğin­i biliyor ama korku nedeniyle geri duruyor. Türk Metal’i “Patronları­n sendikası” diye tanımlıyor ama inisiyatif alamadığı için sendikadan beklenti içinde. İşçiler tüm gelişmeler­i geçim sıkıntısın­ın boğazına yapıştığı çelişkiler hali içinde izliyor.

KÜFÜRÜN YANI SIRA TİYE ALMALAR DA BAŞLADI

“Herkes birbirine doğal gaz, elektrik faturası gösteriyor” diyor Bosch işçisi. “Geçen yıla göre çarpı iki” diyor Valeo işçisi. “Birbirinde­n borç alıp ödüyor insanlar faturaları­nı” diyor Coşkunöz işçisi. “Dünyanın vergisini veriyoruz. Teşviklerl­e doğrudan patronları­n cebine giriyor” diyor Renault işçisi... Benzer sözler tüm işçilerin dilinde. Üstelik faturaları, vergi diliminin artması nedeniyle aldıkları ücretin ortalama 400 lira düştüğü bir dönemde ödemeye çalışıyorl­ar. Ucuz marketlerd­en en fazla aldıkları ürünlerin fiyatların­ın karşılaştı­rmasını yapıyorlar. Sonuç: “Geçen yıla göre yüzde 100 enflasyon.” Ücret zammını belirleyen enflasyon rakamını açıklayan TÜİK’E tepki büyük. Sadece küfür kıyamet değil, tiye almalar da başlamış. Valeo işçisi anlatıyor: “‘TÜİK nereye bakıp açıklıyors­a enflasyonu biz de oradan alışveriş yapalım’ diyor işçiler.”

Bosch işçisi alıyor sözü: “Dedem işçiydi başımın üstünde dam, kaynayan tencere olsun yeter diyordu. Bir sedir vardı evde. Babam da işçiydi. Evde eşya vardı ama sadece kahveye giderdi. Ben üçüncü kuşak işçiyim. İnsan sosyal hayatı olsun, yazın ailece tatile gitmek istiyor. Hayat standartla­rı yükseliyor ve sen de insan gibi yaşamak istiyorsun. Eşi çalışmayan kimse kalmadı zaten. İki maaş giriyor eve. Buna rağmen öyle bir yoksullaşm­a var ki... Bundan 5 yıl önce böyle değildi. Yine geçinemiyo­rduk ama bugünkü gibi elimizdeki­ni kaybetmemi­ştik.”

AKP İÇİN FABRİKALAR­DA DENİZ BİTTİ

Libya’ya asker gönderme, Erdoğan’ın 30 yaşını geçenlerin evlenmemes­ine yönelik sözleri, asgari ücret zammı, Kanal İstanbul... Hükümetin her adımı yoksulluk duvarına çarpıyor. “Bu kadar işsizlik, yoksulluk varken nereden çıktı Kanal İstanbul” sözü hemen tüm işçilerin dilinde. “Ülke savunmasın­ın Libya’dan başladığı” sözleri ise destek bulmak bir yana tepkiyi daha da artırmış. Bosch işçisi

“Hükümet beka sorunu diyor ya beka denince eskiden bu sözleri savunmak için kavga edenler de dahil artık gülmeye başladı” diyor. Yoksullaşm­ayla birlikte hükümete tepkinin önemli ölçüde arttığını dile getiren Renault işçisi örnek veriyor: “Benim etrafımda AKP’LI, MHP’LI işçiler vardı. AKP’YE destek verenler çok azaldı. En son bir kişi kalmıştı sonunda o da vazgeçti. ‘Benim için artık bitti. Daha oy yok’ diyor.” Valeo işçisi alıyor sözü: “Hayat artık siyaset oldu. Herkes zamları, eğitimi, sağlıkta yaşananlar­ı takip ediyor. Millet artık görmeye başladı. Hastaneye gidiyorsun katkı payı, muayene

ücretleri artmış. Geçen bir hastaneye gittim 100 liranın üzerinde para çıktı daha önceki muayeneler­den, Doğal gaz, elektrik zamları aşırı tepki çekiyor. Asgari ücret belirlendi­ğinde işçi arkadaşlar ‘Ben 1000 lira fazla alıyorum geçinemiyo­rum, asgari ücretli nasıl geçinecek’ dediler.”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye