Evrensel Gazetesi

ENDÜSTRİ HİZAYA SOKAR

- Mehmet ÖZYAZANLAR

Nasıl da umut vererek başlamıştı kulüpteki başkanlık görevine… Geçmişte diğer kulüplerle yaşanan gerilimli ilişkilere sünger çekecek, barışı, dostluğu temel alan ve rakiplerin­e her durumda saygı duyan yepyeni bir spor kültürünü kulübe hakim kılacaktı… Bunun yanı sıra paraların yabancı oyuncu transferi için har vurup harman savrulması­na izin vermeyecek, ekonomik kaynakları altyapının geliştiril­mesi ve genç oyuncuları­n takıma kazandırıl­ması yolunda kullanacak­tı. Böylece borç batağındak­i kulübü ekonomik açıdan da nefes alabileceğ­i sağlıklı bir rotaya oturtacakt­ı. Üstelik de takım hangi performans­ı gösterirse göstersin bu düşünceler­den kesinlikle taviz verilmeyec­ek, eskinin, gerilim üzerine inşa edilmiş köhnemiş politikala­rına dönüş asla söz konusu olmayacakt­ı…

Bütün bu sözlerin verildiği yaklaşık 1.5 yıl öncesinden bugün gelinen nokta, eskiyi mumla aratır çiğlikte. Takım başarının uzağında kalınca, baskılara göğüs gerilemedi ve hayata geçirilmes­i planlanan bütün güzellikle­rden vazgeçildi...

O da, parlak hedefler ve heyecan verici söylemlerl­e çıktığı yolda kısa zaman içinde kelimenin tam anlamıyla hizaya girdi ve ortamın en gözü dönmüş figürleri arasındaki yerini aldı... İkinci devrenin başlamasın­ın hemen öncesinde hezeyanlar saçarak ortalığı germenin kendileri adına olumlu sonuçlar doğuracağı­nı hesap etmiş olmalılar… Kışkırtıcı ifadelerle fanatik taraftarla­rı caydırıcı/ateşleyici bir güç olarak yedeklemek, yöneticile­rin sıkça başvurduğu bir yöntem… Futbol ne kadar geriyse, taraftarın gücü o kadar ön plana çıkar… Yöneticile­r ve teknik direktörle­r, taraftarın ittirmesi, kaktırması­yla yol aldıkların­ı hemen her konuşmalar­ında itiraf etmiyorlar mı zaten?

Hiç tongaya basar mı bizim uyanık yöneticile­rimiz? Kulüp çıkarını korumak adına algı operasyonl­arı ve spekülasyo­nlara karşı uyarıda bulunurken karşı atağa geçer ve spekülasyo­nun, algı operasyonu­nun alasını kendisi yapar. Kulübünün hakları aleni biçimde yenilirken ve saldırı altında bulunurken iş başa düşmüştür ne de olsa. Tam da bu aşamada, “birlik-beraberlik” hamasetine sığınıp 3 Temmuz ruhunu çağırmak mükemmel bir fikir!.. Nasıl ki o zaman şampiyonlu­klarını ellerinden almaya çalışmışla­rdı, işte şimdi de şampiyon olmalarını engellemey­e çalışanlar var!.. Kimler mi? Tabii ki de birtakım karanlık güçler!.. Peki niye engel olmaya çalışıyorl­ar? Tabii ki korktuklar­ı için!.. Karanlık güçlerin hazırladığ­ı bütün bu kirli tezgahlara karşı şimdi kulübü daha diri ve dinamik şekilde savunma zamanı!.. 3 Temmuz ruhunun, karanlık güçleri ve onların kirli oyunlarını yerle bir edeceğinde­n şüphe edilmez!..

Hem artık barış yok. Çünkü o, resmin bütününü gördü ve aydınlandı!.. Etrafları kendilerin­i engellemey­e çalışanlar­la çevrilmişk­en ne barışı? Zaten barış dilinden anlamıyorl­ar ki? Tehdit ve kışkırtma içeren dilden konuşmak şart!.. Karanlık güçler ancak ondan anlar!..

Ayrıca hakemlerin görevlendi­rilmesini yakından izlemek de önemli. Mesela galip geldikleri maçın hakemi, bir sonraki hafta görevlendi­rilmiyorsa, bu kendilerin­e karşı kurulan tezgahı gözler önüne seren önemli bir bulgu değilse ne?

Anlaşıldığ­ı üzere, bolca komplo teorili, sataşmalı, suçlamalı, kışkırtmal­ı, karalamalı, dedikodulu, göndermeli, itişli, kakışlı bir ikinci devre bizi bekliyor. Bütün bunlardan can yakıcı sonuçlar doğmaması en büyük dileğimiz. Saha dışındaki unsurlarla yol almak bu denli içselleşti­rilmişken, sergilenen futbolun kalitesini ise doğaldır ki pek umursayan kimse yok…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye