Rize’nin doğusunda anlayış da iklim de değişti
S“ eçimler öncesinde yürütülmeye çalışılan ortak akıl ve kolektif çalışma ‘MECİ’ kültürümüzü ortaya çıkardı. MECİ Lazca bir sözcük yani İMECE. Bizim kültürümüzde MECİ, karşılık beklemeden ihtiyacı olanlara yardımcı olmak, yaşamı paylaşmak, dayanışmaktır. Biz MECİ anlayışı ile yola düştük. Seçim sürecinin tümünde ben değil ‘biz’ anlayışını öne çıkardık”.
Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu’na ait bu sözler. Ve Rize’nin Fındıklı ilçesinde, 31 Mart’ta, 3 dönemdir yürüttüğü başkanlığın iktidar partisinin elinden yüzde 60 gibi ezici bir oyla alınmasının sırrını veriyor.
Belediye bütçesinden tasarrufta en başarılı ve şeffaf belediyeler arasına adını yazdıran Fındıklı, yeni yönetimi ile birlikte kültür-sanat alanında Karadeniz’de en çok etkinlik yapan belediye olarak öne çıktı. 20 yıl sonra “Yeşil Altın Gümüş Deniz” festivali gerçekleştirildi.
Elazığ depremi nedeniyle ertelenmiş olsa da, geleneksel hale getirilecek olan ve 26 Ocak’ta Ayder’de sahne alması engellenen Selçuk Balcı, Apolas Lermi gibi isimlere kucak açan Viçefest Kış Festivali organize edildi. Mart ayına Şiir Günleri planlanıyor. Mayıs ayı başında Uluslararası Çay, Tarım ve Ekoloji Şöleni, 26-30 Haziran’da Tiyatro Festivali, 6-16 Ağustos’ta ise yine Yeşil Altın Gümüş Deniz Festivali.
Anlayacağınız özellikle son 20 yıldır ‘MECİ’NIN değil rant, çıkar, yolsuzluk ve yoksulluğun hakim kılınmaya başladığı, çalışmaların halka değil bireylerin çıkarlarına yönelik olduğu ilçede anlayış değişiyor, hava değişiyor.
Hava bütün ile doğru yayılıyor. Başkan Çervatoğlu durumu şöyle özetliyor: “Çevre ilçelerden olumlu tepkileri almaktayız. Fındıklı artık çevre ilçelerden insanların sosyalleşmeye gelebileceği bir ilçe oluyor”.
Başkana sorduk o anlattı*.
Seçilmenizin ardından, makam odasının kapısını sökmekle işe başladınız. Neden? Bunu “bir şeffaflık şovu” olarak ifade edenler oldu. Siz o günden bugüne kapısız makam odası konusunda hangi somut adımları attınız?
Öncelikle Evrensel gazetesi emekçilerine okuyucularımızla bizi buluşturduğu için teşekkür ederim. Devir teslim aldığımız ilk gün makam olarak tanımlanan ancak bizim için çalışma ofisi diyebileceğimiz odanın kapısını sökerek başladık. Çünkü seçim öncesi ifade ettiğimiz ve halkımıza söz verdiğimiz bir konu vardı, o da seçilmişlerin halkı ile iç içe olması ve ulaşılabilir olması, toplumcu belediyecilik anlayışıyla denetlenebilir, şeffaf, katılımcı bir belediye anlayışının hayata geçirilmesi. O kapı hiçbir zaman kapanmayacak. Halkımızın yönetimlere katılması ve o çalışma ofisinde kamusal bir anlayışla özel bir işin veya görüşmelerin yapılmamasının bir aracı olacak.
Bu kapının kapanmaması ayrıca bizleri de rahatlatmaktadır ve siyaseten yanlış yapmamızın önüne de geçmektedir diye düşünüyorum. Seçim çalışmalarımızda bir piramit tanımlamıştık. En altta halk ve bizler o halkımıza piramidin tepesine gelebilmek için programımızı sunar, dil döker vaatler veririz ve piramidin tepesine ulaşınca halkımızın bize ulaşmasının önüne birçok engel koyarız. Bu anlayışı tersine çevireceğiz dedik ve piramidi tersine çevirdik. En alt noktada Belediye Başkanı, onun üstünde Meclis, Onun üstünde mahalle ve toplumsal katmanlardan oluşan meclisler, onun üstünde Fındıklı Meclisi ve en üstünde Fındıklı halkı olacaktı.
Yaptığımız tüm çalışmalara halkın katılımının önü açılarak yapılan yatırımlarımızda veya hizmetlerimizde şeffaflığımızın önü açıldı. Örneğin haftalık toplantılar yaparız çalışma masamızın etrafında halkımız katılır bu toplantılara fikrini söyler taleplerini iletir.
Birçok “meclis” oluşturdunuz. Oluşturduğunuz meclislerle, geleneksel siyaset yapma tarzının dışında nasıl bir yönetim modeli hayata geçirmek istiyorsunuz?
Evet yukarıda da ifade ettiğimiz gibi klasik bir model biliniyor yönetim anlayışı olarak. Seçilenler seçilmişlerdir ve her şeye yetkileri çerçevesinde karar verirler. Başkan yardımcılarını atar yeni makamlar yeni ulaşılmaz mevkiler oluşturulur ve bu oluşturulan makam ve mevkiler halkımızın yönetimden bir o kadar daha uzaklaşmasına neden olur. Geleneksel olarak bildiğimiz ve yaşadığımız durum seçimlerden sonra özel odalar süslü kapılar korumalar özel araçlar ve ayrıcalıklı durumlar. Biz ise bunlara karşın MECİ kültürü ile Fikri Sönmez’den kalan halkın yönetime katılım anlayışını hakim kılmak istedik. Halkıyla birlikte yönetimi de paylaşmak. Demokrasi anlayışını en tabana yaymak. Doğrudan katılımcı demokrasiyi hayata geçirebilmek.
Meclislerin en somut örneği olan Fatsa ve Fikri Sönmez anlayışının bugün iz düşümünü yakalayabilmek, halkın yönetimlere katılımlarını sağlamak oldu fikri takip olarak. Aksi çok kolaydı ifade ettiğim gibi yardımcıları atar onlara birer oda verir halkın bize ulaşabilmesinin önüne geçer ve yeni bürokratik engeller yaratabilirdik. Biz zoru seçtik doğrudan katılımcı bir anlayışı hayata geçirmek.
Şimdi de gelelim sorunlara Kısa bir zaman önce basında ve kamuoyunda çöp sorunuyla ilgili problemler olduğu söylendi. Böyle bir sorun var mı? Varsa çözüm olarak neler düşünüyorsunuz. Öncelikle şunu söylemem gerek ki beni en rahatsız eden konudur. Fındıklı dediğimizde deresine, suyuna, doğasına sahip çıkış aklımıza gelir. Ama ne yazık ki bu sorun sadece HES olarak algılanmakta ve bu hepimizi yaralamaktadır. Vahşi depolamayla, sahil yoluyla, yeşil yoluyla Karadeniz’imiz yok ediliyor. Hayatımız iki duvar arasına cezaevine hapsediliyor.
Tüm bölgenin sorunu çöp. Biz yönetime geldiğimizde geri dönüşüm projesini hayata geçirmeye başladık. Çöpü yerinde ayrıştırarak geri dönüşümlü çöpleri satarak iki engelli arkadaşımızın istihdamını sağlıyoruz. Şu an katı atık ayrıştırma tesisi inşaatını tamamlıyoruz ve kompost yöntemiyle gübre üretmeyi hedefliyoruz.
Tüm bölgede dere kenarlarına veya elverişsiz bölgelere vahşi depolama yapılmakta. Bizler en az sorun yaşayan ilçeyiz hatta bu konuda en duyarlı ilçeyiz diyebilirim. Bu konuda Fındıklı halkına teşekkür etmem gerekiyor. Yalnız kamuoyuna yansıyan sorun en sorunsuz depolama alanı olarak ifade edilebilir. Çıkarı olan bir grup ile aday adaylığımız süresinde rakibim olan ne yazık ki bir partilimizin öç duygularının haber olma niteliği yüksek olan konuyu yanlış ve yalan haberlerle kamuoyuna aktarmasıdır. Hatta dönemin kaymakamını bile bu duruma ortak etmeye çalışmışlardır. Veya tersi.
Fındıklı Belediyesinin geçmişten bu yana su ve emlak paralarının bir bölümünün alınmadığı veya alınamadığı söylentileri var. Durum nedir? Çözümü nasıl düşünüyorsunuz?
Evet toplamda 2 milyona yakın alacağımız var. Öncelikle en temel ihtiyaç olan su bedeli birçok yerde olduğu gibi bizde de yüksek. Yapılan yatırımlarda sorun var. Yaklaşık 3 milyon (faizi dahil değil) kredi kullanılarak yapılan su hattı problemli ve bugüne kadar 1 milyon tamir ve bakım için harcanmış. Yaptığımız inceleme ve tespitlerle birlikte bağımsız kuruluşlardan istediğimiz raporlar ve malzeme deneyleri sonucunda hattın eksik ve hatalı imal edildiği ortaya çıktı. Malzeme bağımsız akredite kuruluşların testinden geçemedi.
Konu ile ilgili olarak gerekli çalışmaları yürütüyoruz ve halkımızın çıkarlarını sonuna kadar sahiplenmeyi temel ilke olarak benimsiyoruz. Bunun yanında yeni bir su kaynağını ilçemize getirebilmek ve su sorununu çözmeye çalışıyoruz.
Alacaklarımız konusunda ise öncelikli olarak bilgilendirerek yurttaşlarımızın yardımcı olmalarını talep ediyoruz. Meclislerimizin aldıkları karar çerçevesinde çalışmalar yürütüyor ve sonuca ulaşmaya çalışıyoruz.
* Uzun dönem sonra, iktidar partisinin belediyeyi kaybetmesinin getirdiği hazımsızlığın sonucu hem engellerle karşılan hem de kara propagandaya maruz kalan başkanın röportajının tamamı www.evrensel.net’te...