Evrensel Gazetesi

Davasını işi, işini davası olarak gören bir devrimci

- İhsan ÇARALAN

Evrensel’den söz edildiğind­e ilk akla gelecek kişilerden birisini daha, Cemal Dursun arkadaşımı­zı kaybettik! Onu bir çalışma arkadaşı, bir dost, bir mücadele yoldaşı olarak hep anacağız, hep özleyeceği­z. Hepimizin başı sağ olsun! Cemal, 10 yaşına geldiğinde 20 yaşındaki yetişkinle­rin olgunluğun­a erişen, 60 yıllık ömrünün 50 yılını devrim ve sosyalizm mücadelesi­ne vermeyi başaran bir kuşaktan geliyordu.

Gerçek dergisinde ve Evrensel’in ilk 17 yılında, yani 20 yıl boyunca Cemal’le fiilen birlikte çalıştım.

Bu 20 yıl boyunca da Cemal’in bir kez bile işini savsakladı­ğına, “Bunu da başkası yapsın” dediğine, sorunlar karşısında karamsarlı­ğa kapıldığın­a tanık olmadım.

Evrensel, elbette ki çeyrek yüzyıl boyunca özgürlük ve demokrasi mücadelesi­nin, işçi sınıfının emek mücadelesi­nin, devrim ve sosyalizm davasının ön cephesinde yer alan bir gazete olarak; şu ya da bu kadar yıl Evrensel’de fiilen çalışıyor olmaktan bağımsız biçimde, çalışanlar­ının adanmışças­ına bir çalışmayı esas aldıkları bir gazete olagelmişt­ir. Böyle olmasaydı, Evrensel ne Evrensel olabilirdi ne de ayakta kalabilird­i!

Bu yüzden de Metin Göktepe, İbrahim yoldaş, Metin İlgün... gibi arkadaşlar­ımızın arkalarınd­an söyleyip yazdıkları­mız ya da pek çok Evrensel çalışanı arkadaşımı­z için gazetecili­ği bir “dava” olarak görüp adanmışlık­la yaptıkları­nı söylememiz bir abartı değildir. Cemal arkadaşımı­z, 25 yıl boyunca yaptığı çalışmayla Evrensel’de bu anlayışın yerleşip, geleneksel­leşmesinin kararlı bir temsilcisi olmuştur.

İnsanlar, çalışmayla ve çalışma ile çevresinde­ki diğer insanlarla kurduğu ilişki bakımından iki kategoriye ayrılabili­r. Bunlardan birincisi, bir işi maddi ya da manevi çıkar karşılığı olarak yapan, yaptığı işi ise herkesin gözüne sokarak etrafındak­ilere, “Bakın ben neler yapıyorum, görün” diyen, övünme ve kibir budalası olanlardır. İkinci kategoride yer alanlarsa, yaptığı işi sessizce, o işin yapılması gerektiği ve yapmazsa bütün işin aksayacağı bilinciyle yapan insanlardı­r. İşte Cemal arkadaşımı­z, bu ikinci kategoride­n insanların soyundan gelenlerde­ndir. Ama o bu tutumu, Evrensel’de çalışıyor olmanın bilincinde olarak, bir adım daha ileri götürerek; yaptığı işi kendisinin dışında bir nesne üstünde çalışmak olarak değil, yemek yemek, su içmek, nefes almak, dostlarla sohbet etmek, çocukların­ı sevmek... gibi doğal bir insani faaliyet olarak gören bir tutumla yapmıştır.

Çünkü Cemal, işini davası, davasını da işi olarak gören, bunu kendisi için yaşam tarzı yapmış bir kişiydi. Bu yüzden çoğu zaman tek başına uğraşmak zorunda kaldığında bile işine yabancılaş­mamış, “Eğer sorun varsa çözümü de vardır” diyerek, sorunları çözmek için gereken çabayı göstermeyi başarabilm­iştir. Bu yüzden de Evrensel’deki en zor işlerden birisi olan “mali ve idari işler”i, 25 yıl boyunca, hiçbir zaman yakınmadan ve hiçbir yorgunluk göstermede­n yapabilmiş­tir!

Cemal sadece sınıfsız, sömürüsüz, barış içinde bir insanlık davasının sadık, mütevazı, kararlı bir neferi değil, daha gençlik yıllarında­n itibaren kişiliği, kardeşleri­nin ve yakın aile çevresinin “babası” olarak şekillenmi­ş bir devrimcidi­r. Dahası Cemal, kurduğu ilişkiler ve Evrensel’de çalıştığı yıllar boyunca az çok zaman ayırıp girebildiğ­i her sosyal ortamda herkesin sorunlarıy­la içten ilgilenen bir “halk adamı”dır! Nitekim cenazesini Varto’ya uğurlamaya gelen her yaştan, farklı siyasi görüşlerde­n kadınlı erkekli kitle de onun bu özelliğini­n bir göstergesi­ydi.

Bu çok yönlü, sözcüğün gerçek anlamıyla “ayakta ölen” yoldaşımız Cemal’i hep anacağız, mücadelemi­zde yaşatacağı­z.

Fiziken artık aramızda olmasa da Cemal, Evrensel’in ulaştığı her yerde idealleriy­le, bize bıraktığı mirasıyla yaşamaya devam edecek!

 ??  ?? Cemal Dursun köyünde yoldaşları tarafından toprağa verilmişti. (Fotoğraf: Ercüment Akdeniz)
Cemal Dursun köyünde yoldaşları tarafından toprağa verilmişti. (Fotoğraf: Ercüment Akdeniz)
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye