Anaların acılarını yarıştırmayın

kaybedilen yakınlarının akıbetini soran ve katillerin yargılanmasını isteyen Cumartesi Anneleri eylemlerinin 778’nci haftasında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın akıbetini sordu. Bu haftaki açıklamada konuşan Sebla Arcan, gözaltında kaybetme gerçeğinin devlet tarafından kabul edilmesinin Türkiye’de toplumsal barışın ve demokratikleşmenin önünü açacağını söyledi.

‘ÖLÜ MÜYÜM, DİRİ MİYİM...’

Kendi elleriyle oğlu Murat Yıldız’ı karakola götürdükten sonra bir daha kendisinden haber alamayan anne Hanife Yıldız, oğlunu en son arabayla iş yerine getirdiklerinde gördüğünü anlatarak “O kadar dövmüşlerdi ki gözleri kan çanağıydı. Düşünün ki bir anne adaletinize güveniyor ve başka kötü bir şey daha yaşanmasın diye oğlunu size getiriyor ve 25 yıldır da kendisinden haber alamıyor” diyerek yaşadıklarına isyan etti. Devlet tarafından bu zulmün üzeri ne kadar kapatılmak istenirse istensin bir anne olarak susmayacağının altını çizen Yıldız şunları söyledi: “Ben 25 yıldır bir savcının bana el uzatmasını bekliyorum. Şimdi de utanmadan beni arayıp güvenliğimi almak istediğinizi söylüyorsunuz. Ben 19 yaşında gözlerimden dahi sakındığım, bir tokat bile atmadığım bir evladımı size getirdim güvenliğini sağlamanız için. Şimdi sen benim güvenliğimi sağlasan ne olur, sağlamasan ne olur. Zaten ölü müyüm diri miyim ne yaşıyorum biliyor musun?”

‘GÖZYAŞININ RENGİNİ DEĞİŞTİRDİNİZ’

Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır ise Diyarbakır’da HDP binası önünde oturarak çocuklarını arayan annelerle Cumartesi Anneleri’ne aynı yaklaşımın sergilenmediğini söyledi. “Keşke anneme, ‘Cemil’in mezarını getirdik, kucağına verdik’ diyebilseydim. Ama diyemiyoruz” diye konuşan Kırbayır, asıl acının anaların acılarını yarıştırmak olduğunu söyledi. Diyarbakır’daki anaların da evlatları için oturduğunu ve ne yazık ki yetkililerin sadece Diyarbakır’daki anaların gözyaşlarını sildiğini belirten Kırbayır “Bu ne yaman çelişkidir. Gözyaşının rengini değiştirdiniz. Ey adalet sarayında adalet teslim etmek için oturanlar bu anaların sesini duyuyor musunuz?” diye sordu. (İSTANBUL/EVRENSEL)