MÜNİH GÜVENLİK KONFERANSI: DAHA FAZLA ASKERİ OPERASYON ÇAĞRISI
BATI’NıN zayıflamasının başlangıcı ve Alman ordusunun yeni dış müdahaleleri üzerine tartışmalar bu yılki Münih Güvenlik Konferansı’nı şekillendirdi. Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “Alman güvenliği” artık sadece Hindukuş’ta değil, aynı zamanda ‘Irak, Libya ve Sahel’de de’ savunuluyor” açıklaması yaptı. Konferansın yöneticisi Wolfgang Ischinger, federal hükümetten gücünü arttırma ‘araç kutusunda’ orduyu da bulundurmasını istedi. Somut yeni görevler şu anda tartışılıyor; bunlar arasında Libya’da hava kuvvetleri konuşlandırılması, Sahel’deki Alman ordusu operasyonlarının genişletilmesi ve Hürmüz Boğazı’na olası bir deniz müdahalesi yer alıyor. ABD ise, Çin şirketi Huawei’yi Avrupa 5G ağları kurmaktan men etmek için Berlin ve Brüksel üzerindeki baskıyı artırıyor. Cumhurbaşkanı Frank-walter Steinmeier, Ab’nin dünya gücü olma projesi (Avrupa Projesi) başarısız olursa Alman tarihinden çıkarılacak derslerin tartışılır hale geleceği uyarısında bulundu.
BATININ ZAYIFLAMASI
Dışişleri Bakanı Heiko Maas sadece “Soğuk Savaştan sonra Avrupa’nın küçülen stratejik önemini” değil, aynı zamanda “Her yerde bulunan Amerikan dünya jandarması döneminin gözle görülür biçimde sona erdiğini” kaydetti. Maas “Rusya, Türkiye veya İran gibi ülkeler şu anda özellikle Ortadoğu’da görülebilen jeopolitik boşluğa giriyorlar; bu nedenle bugün Ortadoğu’nun geleceği Cenevre veya New York yerine Astana veya Soçi’de kararlaştırılıyor” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da “Batı’nın zayıflaması”ndan şikayet etti, bunun sonucu olarak ABD politikalarının yıllardır “Geri çekilme ve Avrupa ile ilişkinin yeniden düşünülmesi” durumunda olduğunu söyledi. Münih’e gelen ABD’LI politikacılar elbette Batı’nın zayıflamasıyla ilgili düşünceleri reddettiler. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo: “Batı kazanıyor, birlikte kazanıyoruz” dedi. Ona göre, “Özgür Batı’nın liberal olmayan alternatiflerden daha parlak bir geleceği var!”
Pompeo, Cumartesi günkü konuşmasında “transatlantik ittifaka (NATO) daha fazla güven” çağrısında bulunurken, Alman ve Fransız politikacılar yine daha agresif bir AB dış ve askeri politikasından yana konuştular. Macron “Avrupa çapında egemenlik” yaratmayı öncekinden çok daha hızlı savundu. Alman Savunma Bakanı Annegret Kramp-karrenbauer, “Alman ve Avrupa güvenlik ve savunma politikasının etkisinin daha büyük olması gerektiğini, bunun sayesinde eylemlerin uluslararası düzeyde daha iyi koordine edilmiş ve daha net görülebileceğini” söyledi. Alman Dışişleri Bakanı Maas, Federal Cumhuriyetin “askeri olarak da dahil olmak üzere daha fazla çaba harcamaya hazır” olduğunu yineledi. “Alman güvenliği” bugün sadece “Hindukuş’ta” değil, aynı zamanda Irak, Libya ve
Sahel’de de savunuluyor” dedi. Federal Cumhurbaşkanı Frank-walter Steinmeier daha önce “Almanya için” savunmaya yönelik bir AB politikasının geliştirilmesinin vazgeçilmez olduğunu söyledi. Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Wolfgang Ischinger de; “Ordu, araç kutusundaki çok sayıdaki alet arasında yer almalı. Bu zeki bir diplomasi gerektirir” uyarısını yaptı.
Münih’te gelecekte bu amaçla yapılacaklar için özel seçenekler tartışıldı. Konferans başlamadan önce Maas, Libya’ya karşı silah ambargosunun havadan izlenmesini önermişti. Prensip olarak şu anda Irak ve uluslararası hukuka aykırı olarak Suriye’de konuşlandırılan Alman keşif tornadoları bu amaç için uygun olacaktı. AB dışişleri bakanları bu pazartesi uygun bir müdahaleyi görüşecekler. Federal Meclis Dışişleri Komitesi CDU/CSU Parlamento Grubu Başkanı Roderich Kiesewetter, “Şu anda AB kara kuvvetlerinin Libya’da konuşlanmasını beklemiyor, ancak Libya hükümeti bir polis veya sivil polis misyonu ile desteklenebilir” dedi. Kramp-karrenbauer, Sahel bölgesinin Avrupa için kilit bölge olduğunu, bu nedenle, orada Alman ordusunun konuşlandırılmasının sadece korunmakla sınırlandırılmamasını, aynı zamanda daha sağlam hale gelmesi gerektiğini vurguladı. Hürmüz Boğazı’nda deniz operasyonu da gündeme getirildi.
(Çeviren: Semra Çelik)