Koruyucu malzemeleri ücretsiz sağlamaları gerekiyor
Merhaba Evrensel okurları. Kriz, geçim derdi, asker ölümleri derken gündemimize koronavirüs de girdi. Tersanede çalışırken ülkedeki gelişmeler üzerine arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz.
Tersanede boru montaj işi yapan Hüseyin, “2018’de çıkan kriz hâlâ devam ediyor. Mevcut iktidar krizle mücadele etmek yerine bunu manipülasyon olarak değerlendiriyordu, resmen kriz var diyenleri vatan haini ilan ediyordu. Zaten toplum olarak onlar gibi düşünmeyenleri vatan haini ilan etmelerine şaşırmıyoruz artık. Dış politika desen Suriye’de askerler hayatını kaybediyor. Ben bu devletin vatandaşı olarak rahat değilim. Kaygılıyım gelecek kaygım var. Ve çoğu gençler de benim gibi düşünüyor” diyor.
Tersanede kaynak işi yapan Osman devam ediyor: “Zaten ne kadar inkar etseler de ne kadar pembe tablo çizseler de çarşı pazarın durumu ortada. Ülkenin güvenliği adı altında tanklara toplara milyarlar harcıyorlar. Komşumuz Suriye ile neredeyse savaş haline geldik, Suriye’den Suriye’nin çekilmesini istiyorlar. Tabi Rusya’ya gidene kadar. İki egemen güç arasında kalmış durumundayız. Git dedikleri kadar gidebiliyoruz.”
Biz tersane işçilerinin gündeminde olan konulardan biri de doğal olarak koronavirüs. Hüseyin, “Ne hükümet ne de patronlar önlem alıyor. Maske desen yok, ağır çalışma koşulları içerisinde çalışıyoruz. Dezenfekte malzemeleri yok diyecek kadar az. Biraz vatandaşlarını düşünseler halka dezenfekte malzemelerini, maskeleri ücretsiz dağıtırlar” diyor.
Osman da şunları söylüyor: “Ülke olarak biz hazır mıyız? İlk vaka açıklandığında insanlar panik içerisine girdi. Kolonya maske alalım dedik fiyatları alabildiğince yükseltmişler. Bazı esnaflar mal kalmadı diye geçiştiriyorlar. Stok yapıyorlar aslında. Böylesine halk sağlığını tehdit eden hastalıklar için devlet tarafından ücretsiz dağıtılması gerekir bunların.”
Ali de “Zaten biz işçilere reva gördükleri yaşam ortada. İşyerlerinde doğru düzgün önlem alınmıyor. Elinizi yıkayın diyorlar, doğru düzgün su yok, musluklar bozuk, sabun yok. Yurt dışından gemiler geliyor, tamir işlerini yapıyoruz ama korkarak çalışıyoruz. Hijyen diyorlar da biz devlet makamında sıcak koltuklara sırtımızı dayayarak iş yapmıyoruz. Yağın içinde çalışıyoruz” diyor.
Adem de şunları söylüyor: “Bir de bu memlekette eşya olarak kullanılan mülteciler var. Ve onların bizlerden daha çok ihtiyacı var. Birileri sırf yatırım yapsın diye milyon dolarlarca teşvik ve garanti veriyorlar. Bizim vergilerimizle bize hizmet etmeleri gerekiyor.”