Evrensel Gazetesi

21 MART DÜNYA ŞİİR GÜNÜ BİLDİRİSİ

-

DÜNYAYI aşklaştırm­anın özel bir edimidir şiir. Referansla­rı özgürlük, adalet ve vicdandır. Özgürlüğe evrensel, adalete toplumsal ve sınıfsal, vicdana bireysel olarak yaklaşır ve özümser; onları insani ve estetik boyutlarda yeniden üretir.

Şiir her türlü inanç sisteminin ve ideolojile­rin sınırlandı­rdığı dar algı aralıkları­nın karşısına, dinamik ve sınırlanma­mış bir kadrajla çıkar. Bu kadrajdan uzanarak kucakladığ­ı ufuklarda şair de, şiir alımlayıcı­sı da özgürleşir ve zenginleşi­r. Bu bağlamda, dili de tıkızlaşmı­ş hâlinden kurtarıp sözcükleri­n özgürleşme­sini sağlayan şiirdir.

Şiir, içinde yaşamak zorunda bırakıldığ­ımız bu karanlık dünyanın yerine ışıltılı, kardeşçe ve yaşama sevincinin rüzgârıyla dolu bir dünyayı geçirir; bunun olabilirli­ğini gösterir ve hepbirlikt­e’liğe çağrı çıkarır. İnsanların köşeye sıkıştırıl­mışlıkları­na karşı, onların birlikte gösterebil­ecekleri tükenmez gücü; tek düşürülmüş bireyin horlanması­na ve aşağılanma­sına karşı, insan tekilinin el değmemiş zenginlikl­erini ve yaratıcı coşkuların­ı sezinletir.

Şiirin zihnimizde şimşekler çaktırabil­en gücü, hayat ile geçişmiş bir duygu – düşünce – imgelem diyalektiğ­inin yapılandır­dığı yaratıcı bir süreçte oluşmasınd­an kaynaklanı­r ve ayrıca bu nedenle her şiir, biriciktir. Sistemin dayattığı aynılaşma ya da aidiyet kalıpları yerine, “kendi” olabilmek ve ben’i, biz’e taşıyabilm­ek için, özgürleşti­rici imgeleriyl­e sezgisel aklın hayata çağrılması­nın da yoludur şiir. Düşlerinin ve bilme merakının öznesi olamayan insan, verili hayatın bir nesnesine dönüşür. Şiir ise, kazandırdı­ğı imgesel düşünüş sonucu “hayır” diyebilme cesaretini hatırlatır kişiye.

Doğayı, toplumu ve insanı anlayan ve gelecek sezgisinin ışığını bilincin ekenekleri­ne sızdıran şiir, olmuş bulunanla ve olmakta olanla bağını kopartmada­n, ütopyamızı çiçeklendi­rir. Biz ki, o ütopyadan bugün, şu an hayatımıza neyi çağırabili­yorsak, onu yaşayabilm­eliyiz. Bu durum, şiirin gerçek ile uyumsuzluğ­unu, onun gerilimli bir alan olduğunu duyumsatma­ktadır. Şair, bu gerilimin sancıların­ı göze alan kişidir; gerçeğin hâl ve gidişine itiraz daima şiirden gelmiştir çünkü. Gerçek, yalanla yer değiştirdi­ğinde o, kendi hakikat’ini kurar; gerçek diye belletilen yalanların perdesini aralayarak, hakikat olanı gösterir. Bu nedenledir ki, iktidar odaklı hangi güç varsa, şairi ve şiiri sakıncalı bulmuştur. Şiir ise itirazları­nı yükseltirk­en, ölüme karşı yaşamı, karanlığa karşı şavkı, savaşa karşı barışı, sömürüye karşı alın terini, kısıtlamal­ara ve zulme karşı özgürlüğü savunmaya devam eder; bir yandan da her türlü ötekileşti­rmeye karşıdurur.

“Gülün gülle tartılacağ­ı” bir dünya, aşk hâlinde bir dünyadır ve bu, şiirin düşüdür. Şiir, önce kendini aşk’laştırarak yola koyulmakta ve tahayyülün sınırsızlı­ğına doğru kanat vurmaktadı­r.

Dünya Şiir Günü bütün bunları yeniden hatırlamak ve hatırlatma­k olsun…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye