İzmir’in koronavirüs referans merkezi olmamasına tepki
TÜRKİYE’DE koronavirüs vakaları artarken tanı merkezlerinin hala sınırlı sayıda olması endişeyi artırıyor. Tanı referans merkezi bulunmayan illerden biri de Türkiye’nin en büyük şehirlerinden olan İzmir. İzmir›de yapılan testler, incelenmek üzere Ankara’ya gönderiliyor. Testlerin Ankara’ya gönderilmesi ise test süresinin uzamasına neden oluyor. Bu eksikliği eleştiren İzmir Tabip Odası Başkanı Funda Barlık Obuz ve SES İzmir Şube Yöneticisi Hülya Baran Ulaşoğlu bir an önce İzmir’de referans merkezi oluşturulmasını istedi.
İzmir Tabip Odası Başkanı Funda Barlık Obuz, sağlık çalışanlarının maske, koruyucu kıyafet ve el dezenfektanı olmadan korumasız ortamda çalışmaya devam ettiğini belirterek öncelikli önlemlerin sağlık çalışanları için alınması gerektiğini söyledi.
‘SAĞLIK ÇALIŞANLARINI KORUMALIYIZ’
“Esas olarak sağlık çalışanlarının sağlığını koruyabilmeliyiz” diye konuşan Obuz, bunun için çok net önlemler alınmasını istedi. Şüpheli vakayla temas eden kişilerin çok sıkı bir şekilde 14 gün süreyle karantina altında olması gerektiğini hatırlatan Obuz “Yine bu hastalara bakan sağlık çalışanları da risk altında olduğu için 14 günlük karantina işleminin onlara da uygulanmalı. Ama bu konuda henüz bir açıklama yapılmadı. Eğer sağlık çalışanları bu hastalığa yakalanırsa hem diğer hastalara, hem ailelerine hem de çevrelerine yayacaklardır. O nedenle en sıkı önlemlerin sağlık kuruluşlarında çalışanlara yönelik alınmalıdır” dedi.
İZMİR’DE REFERANS MERKEZİ OLMALI
,İzmir›de Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin karantina hastaneleri olarak belirlendiğini, İzmir’de alınan örneklerin ise Ankara’ya gönderildiğini aktaran Obuz, “İzmir test için hala referans merkezi değil. İzmir Türkiye genelindeki 5 merkez içinde yer almıyor. Büyükşehir olmasına rağmen İzmir’de bu merkezin olmaması testlerin sonuçlarının uzun sürede çıkmasına neden oluyor” diye konuştu.
Tüm hastalara test yapılmamasının gerçek vakaların çok daha fazla olabileceği endişesini oluşturduğunu dile getiren Obuz “Diğer ülkelerde gördüğümüz, hasta sayısının logaritmik artışı. Yani baştan 10’lu rakamlar sonra bunlar katlanarak gidiyor. Bunların yaşanmaması için radikal önlemler alınmalı” ifadelerini kullanarak Sağlık Bakanlığı’nın sağlık meslek örgütleriyle daha fazla iletişim halinde olması gerektiğini söyledi.
‘BU BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU’
SES İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Hülya Baran Ulaşoğlu da Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle sağlık çalışanlarının izinlerinin iptal edilmesinin korkutucu olduğunu söyleyerek Şu anda bir halk sağlığı sorunu ve sağlığın piyasalaşmasının getirdiği sıkıntılarla karşı karşıyayız. Dezenfektan, temizlik malzemeleri, maske kliniklerde yok çünkü depolar kaldırıldı. Şimdi sağlıkta tasarruf politikaları duvara tosladı aslında” dedi. Nöbetlerin tekrar düzenlenmesini ve sağlıkçıların direnci açısından 24 saatlik nöbetlerin kaldırılması gerektiğinin altını çizen Ulaşoğlu “Koruyucu ekipman tam olmalı, formaların dahi hastane dışına çıkarılmaması, hastanede yıkanması gerekir” dedi.