‘Biz çalıştığımız için tehlikedeysek sizler de geldiğiniz için tehlikedesiniz’
Koronavirüsün Türkiye›de ilk tespit edildiği günden beri ülke gündemi hayli karıştı ve gencinden yaşlısına herkes bu virüs tehdidinden nasibini aldı. İlk ve orta okullar, liseler, üniversiteler öğrenime ara verdi, otogarlar, otobüs firmalarının şubeleri, havalimanları doldu taştı ve kuyruklar, izdihamlar oluştu. Bu kalabalığın çoğunluğunu öğrenciler oluşturdu. Derslere verilen arayı duyduktan sonra 3 haftalık bu tatili memleketlerinde ailelerinin yanında geçirmek isteyen öğrenciler hemen yola çıktı.
Öğrenciler kalmak isteseler de yurtların koşulları virüse karşı korunabilecek bir durumda olmadığı için tatil haberiyle yurtları terk etmeleri bir oldu. Bazı yurtlardan da öğrenciler kendi isteklerinin dışında çıkarıldılar. Sebebi ise geçtiğimiz günlerde Umreden dönen binlerce insanı bu yurtlarda karantina altında tutmaktı. Öğrenciler zaten kalmaya içlerinin el vermedikleri ama zorunlu olarak kaldıkları yurtlardan da bu nedenlerle kapı dışarı edildi.
YURTLARDA PROBLEMLER YILLARDIR ÇÖZÜLMEDİ
Koronavirüs vakalarından önce de yurtlarda temizlik ve bakım konusunda sıkıntı yaşamaktaydı. Çözülmeyen problemler bugün, virüsün yayılmasını hızlandırmaya zemin hazırlamakta. Çünkü biliyoruz ki koronavirüse karşı alınması gereken en önemli önlemler temizlik ve sağlıklı beslenme. Peki yurtların durumu ne? İzmir›de bulunan Ege Üniversitesi KYK Kız Öğrenci Yurdu ve İnciraltı KYK Öğrenci Yurdu’na bakalım. Bu yurtlarda virüse karşı yeterli bir düzeyde önlem almamıştır ve var olan kötü koşullar aynı şekilde devam ediyor.
Yaklaşık 4 bin öğrencinin kaldığı Ege Üniversitesi Kız Öğrenci Yurdu›ndan arkadaşlarımız, sadece göstermelik temizliklerin yapıldığını, odalara bir iki kez bir şeyler sıkıp bırakıldığını söylü
Türkiye’de koronavirüs vakalarının görülmesiyle unutulan, yok sayılan yerlerin başında Avm’ler geliyor. Virüsün bulaşmak için en büyük tehdit alanlarından biri olan Avm’leri kimse düşünmedi. Bir haber yayıldı, ‘Avm’ler 12.00-20.00 olarak çalışacak’ denildi ama haberin ana detayında bunun bir öneri olduğu ve Avm’ler kurulunun toplanıp bu konuda
ortak bir karara varması gerektiği yazıyordu. Ayrıca 12.00-20.00 arası çalışınca şirketlerin kâr oranı azalacağı için bakanlığın yaptığı açıklamada personellerinizi yıllık izne çıkarmayı tercih edebilirsiniz yazıyordu. Üstelik çalıştığım şirket isteyenleri ücretsiz izne çıkarabileceğini de söylemiş. Peki bizim borçlarımız ne olacak? Şirket her yıl yaptığı kârın yüzde 20’sini bile harcamıyor. Bizse borçlarımızı ödeyebilmek için her koşulda çalışmak zorunda kalıyoruz.
Avm’lerin kapatılmaması önemli bir tartışmayı açıyor. Neden Avm’ler kapatılmıyor, neden kıyafet alışverişi bu kadar önemli, bizim canımız bu kadar mı değersiz diye düşünüyorum... Ben can sağlığı düşünüldüğü için okulu üç hafta ara vermiş üniversite öğrencilerinden biriyim aslında. Zorunda olduğum için çalışıyorum. Devlet bana neden her alanda sahip çıkmak yerine sadece kendi kurumlarının bulunduğu alanda sahip çıkıyor? Çalıştığım şirket de devlet gibi elbette canımızı yok saydı ve yine insanlarımızın Avm’lere dadanıp alışveriş yapacağını ön görerek bizleri Avm’lere zorla götürüp çalıştırma kararı alındı. Avm’lerin dezenfekte edilmesi gibi bir konu konuşulmadı bile. Sonuçta her gün temizlik görevlileri siliyor ya, dezenfekteye ne gerek var. Canımız yine hiçe sayıldı. Bugün İtalya’dan gelen, zamanında umursamadıkları için bu halde olduklarını söyleyen insanları gördükçe ürperiyoruz. Eğer biz burada çalıştığımız için tehlikedeysek sizler de geldiğiniz için tehlikedesiniz. Bizlerin de bugün sokağa çıkma gibi yasaklar gelmeden bu kararları almamız gerekiyor. Bu zor günleri bu kadar görmezden gelmemeliyiz. Özel şirketlerin patronları da, virüs yayılıp daha tehlikeli hale gelmeden gerekli önlemleri almalı.