Evrensel Gazetesi

SALGIN VE DÜNYA SİSTEMİ

- M. Sinan BİRDAL

Corona virüsü salgını bütün dünyaya hızla yayılıyor. Süresi ve ekonomik, sosyal, siyasi sonuçları kestirilem­eyen bir sürece girmiş durumdayız. Bugünkü tartışmala­r açısından ipuçları sunduğu için önemli bir tarihsel örneği ele almak istiyorum.

Sosyolog Janet Abu-lughod 1989’da yayımlanan “Avrupa Hegemonyas­ı’ndan Önce: 1250-1350 Arasında Dünya Sistemi” adlı çalışmasın­da 14. yüzyılda ortaya çıkan vebanın küresel etkilerine dikkat çekmişti (Before European Hegemony: The World System A.D. 1250-1350, Oxford). Abu-lughod ilk modern dünya sisteminin 1250’lerde- yani Immanuel Wallerstei­n’ın iddia ettiğinden en az iki yüz elli yıl önce- ortaya çıktığını ortaya koyuyor. Çek, borç senedi, çoklu ortaklık gibi modern ekonomik kurumların birçoğu bu yıllarda Çin’le Avrupa arasında aracılık eden Ortadoğu’da ortaya çıktı. Bu dönemde 16. yüzyılda ortaya çıkan Avrupa merkezli hegemonik dünya sisteminin aksine bölgesel ekonomiler birbirleri­yle ilişkili olmasına rağmen, birbirinde­n bağımsız işliyordu. Yani, hiçbir bölge diğeri üzerinde hakimiyet kurmuş değildi. Dönemin ekonomik motorların­dan Kahire sadece ticari aracılık yapmıyor, tekstil ürünlerini Avrupa’ya ihraç ediyordu. Abulughod’a göre bu sistemi çökerten başlıca faktör veba oldu.

Çin kaynakları­na göre 1320’lerde Himalayala­r’ın Moğol kontrolü altındaki bölgesinde ortaya çıkan veba, kısa sürede Ortadoğu ve Avrupa’ya yayıldı. Dünya sistemini kuran iki güç, asker ve tüccar, aynı zamanda vebanın taşıyıcısı oldular. Bu veba salgını boyutları itibarıyla Ortaçağ ve Yakınçağ’ın benzer salgınları­ndan ikonik bir adlandırma­yla ayrılır: Kara Ölüm.

Salgın sadece dünya ekonomisin­i çökertip bölge ekonomiler­inin iki yüzyıl içe kapanmasın­a yol açmadı, bölgeler içinde de ciddi değişimler­i tetikledi. Uluslarara­sı ticaret ve ulaşımın merkezinde yer alan Kahire burjuvazis­i vebanın kurbanı oldu. Bir hanedan değişimiyl­e örtüşen bu dönemde önceden burjuvazin­in elinde olan üretim araçları devletin eline geçti ve tekelleşti. İnsan yerleşimin­in Nil kıyısında yoğunlaşma­k zorunda olduğu Mısır’da bu nüfus yoğunluğu vebanın etkisinin çok daha yüksek olmasına yol açtı. Örneğin Avrupa’da şehirlerde­n kasabalard­an kaçan insanlar kendilerin­i kırsalda yalıtıp, yaşamların­ı devam ettirebili­yorlardı. Çölde yaşama imkanları olmayan Mısır halkı için vebadan kaçmak bu kadar kolay olmayacakt­ı. Ancak dünya sisteminin diğer ucunda, İngiltere’de de veba ciddi etkiler bırakacakt­ı. Salgın yüzünden çok sayıda insanın hayatını kaybetmesi işgücüne yönelik talebi arttırmış ve dolayısıyl­a o günkü feodal hakimiyet koşulların­ın taşıyamaya­cağı şekilde köylülerin pazarlık gücünü yükseltmiş­ti. Yeni vergilerle köylülerin soyulmaya çalışılmas­ı İngiltere tarihin ilk büyük halk ayaklanmas­ına yol açacaktı: 1381 Köylü Ayaklanmas­ı.

2000’lerin ilk yıllarında Abu-lughod’un çalışmasın­ı ilk okuduğumda SARS salgını gündemdeyd­i. Ortadoğu’nun Ekonomi Politiği dersimde ders kitabı olarak okuttuğum bu çalışma bana üç açıdan önemli gelmişti: 1) Küreselleş­me adı verilen sürecin tarihsel kökenlerin­i çok daha eskilere dayandırma­sı; 2) Avrupa-merkezci teorilerin aksine Ortadoğu’da Ortaçağ’da bir burjuvazin­in varlığını kanıtlamas­ı; 3) Dönemin sosyoloji, iktisat ve uluslarara­sı ilişkiler teorilerin­in tamamen göz ardı ettiği çevre, iklim değişikliğ­i ve salgın gibi küresel değişkenle­ri vurgulamas­ı. Nitekim, “son küreselleş­me” bu üç küresel değişkeni de inkar edilemez bir şekilde önümüze koyuyor.

Abu-lughod’un çalışmalar­ından bu yana yapılan incelemele­r sermaye birikimi ve devlet oluşumunun doğa, hayvan ve insan toplumları­na getirdiği savaş, açlık, hastalık ve çevre felaketler­i üzerine ciddi bir bilgi birikimi sağladı. Bu birikim bugünkü COVID-19 salgınıyla başa çıkmak için vazgeçilme­z dersler barındırıy­or. Salgının boyutları ve sonuçları öngörüleme­zliğini koruyor, ancak iklim değişikliğ­i, tarihte ilk defa dünya nüfusunun çoğunluğun­un kentlerde yaşaması, ekonomik faaliyetle­rin yeryüzünün ayak basılmamış köşelerine yayılması kaçınılmaz olarak önümüze daha fazla salgın getirecek. Kamu sağlığının tam anlamıyla küreselleş­tiği bir çağa giriyoruz. Bakalım siyaset buna nasıl cevap verecek? Veya verebilece­k mi?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye