‘Her şey güllük gülistanlık mı diyelim?’
Koronavirüs salgınının ilk günlerinde Ankara’da meslektaşlarına yaptığı konuşma sırasında “Umre işi mahvetti, binlerce vaka var” diyen Uz. Dr. Güle Çınar’a Ankara Ünversitesince özür diletilmesinin ardından benzer bir olay İzmir’de yaşandı. Yaşananlara tepki gösteren TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, “Her şey güllük gülistanlık mı diyelim” diye sordu.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Pandemi Servisi Sorumlusu Doç. Dr. Yusuf Savran, Türkiye’deki koronavirüs tablosunu değerlendirerek “Vaka ve ölü sayımız İtalya’dan ileride. Türkiye bu işin ciddiyetinin farkında değil. Lütfen evde kalın” diyerek uyarılarda bulunmuştu. Bu açıklama nedeniyle Doç. Dr. Savran, “Eğer yaptığım açıklamalar paniğe neden olduysa devlet büyüklerimden ve halkımdan özür dilerim” demek zorunda kaldı. DEÜ Rektörlöğünden ise konuyla ilgili yapılan açıklamada Doç. Dr. Savran’ın sözlerinin yanlış anlaşıldığı savunularak İtalya ya da başka ülkelerde yaşanan ölümlerin Türkiye ile karşılaştırılmasının doğru olmadığı belirtildi.
‘HEKİMLER ENDİŞELİ’
Bir hekime daha halkı uyarıp, önlem almalarını isteyen açıklamaları nedeniyle özür diletilmesine tepki gösteren Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman “Bu iş alkışla olmuyor, hekimler baskı altında” dedi. Van-hakkari ve Mardin Tabip Odası başkanlarının da yaptıkları açıklamalar nedeniyle ifadelerinin alındığını hatırlatan TTB Merkez Konseyi Başkanı Adıyaman, Doç. Dr. Savran’la konuştuğunu TTB olarak arkasında olduklarını ilettiğini söyledi. Dr. Savran’ın açıklamalarının işin ciddiyetine ve halkı uyarmaya yönelik olduğuna dikkat çeken Adıyaman “Her şey güllük gülistanlık değil bunu söylemeyelim
mi? Hekimler endişe içinde. Birçok eksiğe rağmen görevlerini yapmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
‘SAĞLIKÇILAR KORUMASIZ BIRAKILDI’
24 saat çalışan bir hekimin günde en
az 6 maskeye ihtiyacı olduğunu belirten Adıyaman “Ama sadece bir maske veriliyor hekimlere. Sağlık Bakanlığı ve yetkililer, eksik koruyucu malzeme ile çalışmak zorunda bırakılan hekim ve sağlık çalışanlarının bu sorunlarını çözmeli. Virüsle mücadele bir savaşsa onları savaş meydanında silahsız, korumasız bırakmamalı. Hekimler bu sorunları bize iletiyor ama ‘Sakın adımı belirtmeyin’ diyor. Ciddi bir baskı var hekimlerin üzerinde. Bu çalışma şevkini de kırar” değerlendirmesinde bulundu.