İşsizlik ve virüs arasında kalmak

Dünyanın büyük bir virüs belasıyla karşı karşıya kaldığı bu günlerde işçilere “İşsizlik ile virüs arasındaki fark nedir?” diye sorduğumuzda birbirine yakın yanıtlar alıyoruz. İşçiler virüsün hayatlarını doğrudan kararttığını, işsizliğin ise hayatta kalsa bile hayatının zaten kararacağını söylüyor.

Bulunduğumuz bölgede yaşananlar da bu görüşe destek olur nitelikte. Şöyle ki;

Kurtköy sanayi bölgesinde 250 çalışanı olan cam fabrikasındaki işçilerin 40’ı kronik rahatsızlığı ve 65 yaş üstü olduğu için ücretsiz izne çıkarıldı. Geri kalan işçiler ise sonrasında ne olacak endişesi ile çalışıyor. Çünkü fabrikanın üç ay üretime ara vereceği söylentisi var ve işçiler üç ay ücretsiz izinde ne olacağını kara kara düşünüyor. Görüştüğümüz işçiler “Daha düne kadar her gün fazla mesaiye kalıyorduk, hiç olmazsa fazla mesai parası alıyorduk” diyor. Hükümetin açıkladığı destek paketini de “patronlara teşvik paketi” olarak gören işçiler, “Bir taraftan evden çıkmayın derken, diğer taraftan bizlere çalışın diyorlar. O zaman işçilere ücretli izin versinler, biz de evimizde geçirelim bu zamanı” diyor. Peki başka fabrikalar. İşçi arkadaşlarımızın kendi sözleriyle aktaralım:

Mesut: Çalışıyorum ama kafam karma karaşık. Böyle zamanda evde de kalsam çalışsam da aynı, sonrası ne olacak belli değil.

Muharrem: Bizi 30 kişiyi komple 15 gün izne çıkardılar. Senelik iznimizden kesecekler. Başka zaman olsa ek gelir elde edebilirdik, şimdi öyle bir şansımız da yok ne olacak bilmiyoruz.

Buna benzer çokça söz duyuyoruz fabrikalardan. İşçi arkadaşlarımız bir yandan virüs salgınından, ailesine bulaşmasından endişe ediyor, diğer taraftan da bu süreci nasıl atlatacağını, hayatta kalsa bile sonrasında işsizlik ve yoksulluğun pençesinden nasıl kurtulacağını düşünüyor. Bu nedenle bizler her koşulda bütün çalışanlara ayrımsız ücretli izin talep etmeli, işsizliğe yoksulluğa ve krize karşı birleşmeli, birlikte mücadeleyi büyütmeliyiz.