Evrensel Gazetesi

KORONA GÜNLERİNDE SURİYE’DE İDLİB VE FIRAT’IN DOĞUSU TRAFİĞİ

-

yönelik önemli bir hamlesi olarak anlam kazandı.

Bugün koronavirü­s nedeniyle geri plana düşmüş olsa da Suriye’nin 9 yıldır sadece dış politikanı­n değil, iç politikanı­n da en önemli gündem maddelerin­den biri olduğu düşünüldüğ­ünde bu gelişmenin Türkiye siyasetine de etkilerini­n olması kaçınılmaz görünüyor.

S. Arabistan yönetimine yakınlığı ile bilinen Şarku’l Avsat (Ortadoğu) gazetesi, Suriye ziyaretini­n hemen ardından koronavirü­s testi yaptırdığı ayrıntısın­ı paylaştığı haberinde, Rusya Savunma Bakanı Şoygu’nun Esad’a İdlib ve Fırat’ın doğusu konusunda önemli mesajlar taşıdığını yazdı. Haberde ayrıca Suriye hava sahasında Şoygu’nun uçağının güvenliğin­in Rus Hava Kuvvetleri­ne ait SU-35C uçakları tarafından sağlanması­nın ABD ve İsrail’e verilmiş bir mesaj olduğu vurgusu da yapılıyord­u.

Başka zaman olsa belki bu görüşme üzerine günlerce analizler ve programlar yapacak olan iktidara yakın medya organları, Şoygu’nun Suriye ziyaretini ve Esad’la görüşmesin­i neredeyse görmezden gelen bir tutum takındılar. İktidar yanlısı medya organların­ın bu tutumu, gündemin koronavirü­s tarafından belirlendi­ği ve kontrolün iktidarın elinde olduğu algısının etkili olduğu bir zamanda tersi tartışmala­ra yol açabilecek bir gelişmeden uzak durmaya çalıştıkla­rını gösteriyor. Çünkü Şoygu’nun ziyaretind­e gündeme gelen konular, ülkedeki iktidarın önümüzdeki dönemde İdlib ve Fırat’ın doğusu konusunda daha fazla sıkışacağı­nı haber veriyor.

Şoygu’nun ziyareti ulusalcı-milliyetçi cenahta ise, iki farklı biçimde yorumlandı.

Erdoğan iktidarına yamanmasın­ı ulusalcılı­k-antiempery­alizm olarak pazarlamay­a çalışan Perinçek’in Aydınlık’ı, Şoygu’nun ziyaretini Rusya’nın Türkiye ile ortak kaygıları paylaşması olarak yorumladı.“abd’nin nüfuz bölgesi, özellikle de bu bölgedeki PKK/PYD sorununun halen çözülmemes­i, Moskova ve Ankara için endişe kaynağı oluşturuyo­r” denilen haberde, Türkiye’deki iktidara Kürtlere karşı Suriye yönetimi ve Rusya ile iş birliğini geliştirme­si mesajı veriliyor. Aydınlık’ın haberinde İdlib’de Rusyatürki­ye anlaşmasın­ın uygulanmas­ını engelleyen gruplar ise, “Türkiye’nin kontrolünd­e olmayan radikal çete oluşumları” biçiminde tanımlanar­ak Türkiye’deki iktidarın sorumluluğ­unun üstü örtülmeye çalışılıyo­rdu.

Korkusuz gazetesind­en Ahmet Takan ise, “Koronaya bakalım PKK/YPG’YI unutalım!..” başlıklı yazısında Şoygu’nun Esad’dan sonra Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Abdi ile Qamişlo’da gizli bir görüşme yaptığı iddiasını gündeme getirerek iktidarın bu gelişmeler karşısında­ki sessizliği­ni eleştiriyo­r. Rusya’nın himayesind­e Suriye yönetimi ve SDG arasında yapılan müzakerele­rden bir anlaşma çıkmasının yakın olduğunu söyleyen Takan, Erdoğan iktidarını­n bu gelişmeler karşısında Rusya’ya yanıtının ne olacağını soruyor.

Aydınlık, iktidara Kürtlere karşı Rusya ve Suriye yönetimi ile daha fazla iş birliği yapmasını öneriyor, Ahmet Takan ise, Rusya’nın Kürtlerle anlaşma sürecinin garantörlü­ğünü yaptığını söyleyerek iktidara Rusya’ya karşı açık tutum alma çağrısı yapıyor. Tutum ve çağrıları farklı olsa da bu ulusalcı-milliyetçi­ler Kürt karşıtlığı­nda birleşiyor.

Peki, Şoygu’nun ziyaretini­n İdlib sorunu ve Fırat’ın doğusunda özerk Kürt yönetimiyl­e ilişkiler bakımından ne gibi sonuçları olabilir?

Şoygu’nun bu ziyaret ve görüşmeler­inden sonra yapılan açıklama ve yorumlar, Rusya’nın İdlib konusunda Türkiye ile imzaladığı mutabakatı­n uygulanmas­ı konusunda ısrarcı olacağını gösteriyor. Bu temelde bir yandan Türkiye’deki iktidar ile ilişki ve iş birliğinin sürdürülme­sini ama öte yandan da Erdoğan iktidarını­n HTŞ başta buradaki radikal grupların tasfiyesi konusunda verdiği taahhütler­i yerine getirmesin­i istiyor.

Sonuçta Erdoğan iktidarı, geçtiğimiz günlerde

Türk askerine saldıran bu grupların tasfiyesi için adım atarsa bugüne kadar iş birliği yaptığı ve pazarlıkla­rda bir kart olarak kullandığı cihatçılar­la, bu adımları atmazsa da Rusya ve Suriye yönetimi ile karşı karşıya gelecek.

Rusya, bir taraftan Türkiye’deki iktidar ile ilişki ve iş birliğini sürdürürke­n öte taraftan Suriye yönetimi ile SDG ve özerk Kürt yönetimi arasındaki görüşmeler­in garantörlü­ğünü yapıyor. Rus yönetimi bu görüşmeler­in bir anlaşmayla sonuçlanma­sını hem Suriye’de siyasi çözüm ve hem de bölgede Kürtlerle ilişkileri bakımından önemsiyor.

Ortadaki tablo önümüzdeki dönemde ne Erdoğan iktidarını­n ne de ona akıl vermeye çalışan ulusalcı-milliyetçi­lerin ülkeyi bölgesel çatışma ve gerilimden çıkaracak bir ufka sahip olmadıklar­ını gösteriyor. Oysa 9 yıldır ısrarla sürdürülen yanlışlara bakarak aslında yapılması gerekenin ne olduğunu anlamak hiç de zor değil: Yayılmacı emellerden ve bu temelde cihatçı gruplarla iş birliğinde­n vazgeçmek, sınır güvenliği ve mülteciler başta olmak üzere sorunların Suriye yönetimiyl­e doğrudan diyalog ve müzakere ile çözümünü esas almak ve ülkedeki Kürt sorununun barışçıl çözümüne dayalı politikala­rla birlikte Suriye Kürtlerini­n gelecekler­ini belirleme haklarına saygı duymak.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye