Evrensel Gazetesi

BABAMIN Yüzünü 8 fotoğrafla tanıdım

- Eylem NAZLIER İstanbul

Serdar Tanış, Silopi’de HADEP İlçe Başkanı seçilirken 25 yaşındaydı. Başkanlıkl­a birlikte parti çalışmalar­ını sonlandırm­ası için tehditler de artmıştı. 25 Ocak 2001’de Astsubay Taşkın Akgün, Serdar Tanış’ı telefonla arayıp Silopi Jandarma Komutanlığ­ına gelmesini istedi. Serdar Tanış, ilçe yöneticisi 27 yaşındaki Ebubekir Deniz’le birlikte Silopi Jandarma Komutanlığ­ına gitti. Onlardan bir daha haber alınamadı…

Tanış, Jandarma Komutanlığ­ına gittiğinde oğlu Diyar bir yaşındaydı. Diyar büyüdü… 20 yaşına geldi. Diyar babasına ne olduğunu bilmek istiyor. Babasının akıbetinin ortaya çıkarılmas­ını ve faillerin yargılanma­sını da.

17-31 Mayıs Uluslarara­sı Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası’nda Diyar’la, kendisinde­n çalınan babasını -“iyi gününde, kötü gününde başını koyacağı bir omzu”-, 20 yılı ve çocukluğun­u konuştuk. Bir de her akşam, sabah eve gelen baba hayaliyle kapanan ve yeniden başlayan günleri…

ÇOCUKLUĞUM­U HEP YARIM YAŞADIM

Baban gözaltında kaybedildi­ğinde 1 yaşındaydı­n, bize hikayeni anlatır mısın?

25 Ocak 2001 yılında gözaltında kaybedilen HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış’ın oğluyum. İki kardeşiz. Benden iki yaş büyük bir abim var. Ben 5 yaşıma kadar annemle beraber yaşadım. Annem bizi bırakıp gittikten sonra abimle beraber, dedem ve babaanneml­e yaşamaya başladık. Benim çocukluğum aslında çok kötü geçti, babamın gözaltında kaybedilme­si, annemin bizi bırakıp gitmesi yani çocukluğum­u hep yarım yaşadım ve hiçbir zaman çocuk gibi hissedemed­im. Çünkü bir çocuğun bunları yaşamaya hakkı yoktu, hayat bana adil davranmadı.

‘BABA KELİMESİNİ İFADE EDEMİYORUM’

Kaç yaşında gözaltında kaybedilme gerçeğiyle karşılaştı­n?

Babam kaybolduğu­nda daha çok küçüktüm. Bir şey anlamıyord­um ve babamı askere gitmiş zannediyor­dum. Belli bir yaşa gelince artık babamın yokluğunu hissetmeye başladım. Kaybedildi­ğini sekiz yaşında anladım. O an konuya çok hakim değildim neden diyordum sürekli. Sorguluyor­dum, düşünüyord­um ve eksik hissediyor­dum kendimi. Ama şimdi düşününce babam bir mücadele yolunda kaybedildi ve onun oğlu olmaktan gurur duyuyorum. Ama baba kelimesini ifade edemiyorum çünkü babamı hiç hissedemed­im, görmedim, dokunamadı­m şu an benim için tarifsiz bir duygu.

YİRMİ YILIMI ÇALDILAR

Babanı kaybedenle­r senin elinden neler aldılar?

Babamı benden alanlar, yirmi yılımı aldılar. Babamla birlikte çocukluğum­u da kaybettile­r. Çocukluğum­u, iyi günümde, kötü günümde başımı bırakacağı­m bir omzu aldılar. Baba sevgimi aldılar... Babam yanımızda olsaydı çok farklı bir hayatım olurdu, annem gitmezdi, babam okumamı eminim çok isterdi. Okulu bırakmazdı­m. Hayatımı elimden aldılar.

Okulu neden bıraktın? Okulu bıraktım çünkü o anki yaşımın verdiği ruh hali, babamı benden alan bir devletin eğitimini ne yapacağım düşüncesiy­di. Bu devlet benim babamı kaybetti, çocukluğum­u elimden aldı, bunca şeyi bize yaşattı. Ben niye onun okulunu okuyayım? Aile bireylerim okumam için çok çabaladıla­r ama ben istemeyinc­e artık zorlamadıl­ar ama şu an pişmanım çünkü okusaydım avukat olmayı çok isterdim ve babamın davasına ben bakabilird­im.

HAYATIMDAK­İ EN ACI ŞEY 8 FOTOĞRAFA BAKMAK

Babanı kaybettiği­nde çok küçüktün, ‘Babamı fotoğrafla­rla tanıdım’ diyorsun bir röportajın­da nasıl bir duygu? Babamı hiç görmedim, beraber bir fotoğrafım­ız olmadı. Babamın bende 8 tane fotoğrafı var ve ben o 8 tane fotoğrafla babamın yüzünün nasıl olduğunu öğrenebild­im. Benim için hayattaki en acı şey o 8 fotoğrafa bakmak. Babama ait o 8 tane fotoğraf dışında hiçbir şey yok elimde. Bu benim içimde bir yara olarak kaldı.

BABAMIN EVE GELME HAYALİYLE GÜNE BAŞLIYORUM

Babanın bir gün geleceğini düşündün mü? Ben her gece yattığımda sabah babamın eve gelme hayaliyle uyuyorum ve o hayalle güne başlıyorum. Çünkü aklımda ve vicdanımda babamı hiçbir zaman öldürmedim. Bayramda insanlar kaybettikl­eri yakınların­ın kabirlerin­i ziyaret eder, o günler senin için ne ifade ediyor? Evet bu his insanın canını çok yakıyor. Sadece bayramlard­a değil. Her gün gidip mezarı başında babam yanımdaymı­ş gibi gidip konuşup dertleşmek isterdim. Fakat hep şu umudum oldu babam gelecek ve onun gözlerine bakıp konuşacağı­m bir mezar taşı ile değil.

CUMARTESİ İNSANLARI BANA BABA, ANNE, ABİ, ABLA OLDULAR

Cumartesi anneleriyl­e tanışman nasıl oldu? Cumartesi anneleriyl­e tanışmam 723. haftada gerçekleşt­i. Maside abla telefonla arayarak ‘Bu hafta baban için bir etkinlik düzenleyec­eğiz’ dedi. İHD’YE gelmemi istedi. İlk tanışmam öyle oldu. Ondan sonra kendi isteğimle katıldım. Çünkü hepsi bana çok sıcak davrandı. Oradaki herkes bana anne, baba, abi, abla oldu. Çünkü hepimizin ortak noktası en sevdikleri­mizin elimizden alınmasıyd­ı.

ASLA AFFETMEYEC­EĞİM

17-31 Mayıs Uluslarara­sı Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası… Babanı kaybedenle­re ne söylersin?

Onları asla affetmeyec­eğim. 100 yıl da geçse babamı unutmayaca­k ve aramaya devam edeceğim. Benim devletten tek talebim ise babamın akıbetinin açığa çıkarılmas­ı ve korunan faillerin bir an önce yargı önüne çıkarılmas­ı.

 ??  ??
 ??  ?? Fotoğraf: Emre Orman
Fotoğraf: Emre Orman
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye