Mülteciler sınır dışı edilme korkusuyla kayıt dışı çalışıyor
Kayıt dışı çalışan mültecilerin, bu nedenle ihbarda bulunmaları durumunda sınır dışı edileceğini ve bu korkuyla kayıt dışı çalışmaya devam ettiğini belirten Denizli Barosu Göç ve İltica Komisyonu Üyesi Avukat Hayriye Buse Bergamalı, patronlara yaptırım yapılması gerektiğini vurguladı.
Birleşmiş Milletlere Bağlı Ekonomik ve Sosyal İşler Organizasyonunun (DESA) yayımladığı 2019 raporuna göre, Türkiye’deki toplam mülteci-göçmen sayısı 5 milyon 678 bin 800. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü verilerine göre 2018 yılında çalışma izni alabilen mülteci-göçmen işçi sayısı 115 bin 837. Kayıtsız mülteciler ile birlikte bu rakam daha da büyüyor. Yine aynı rapora göre Türkiye’deki göçmen ve mültecilerin yüzde 71.4’ünün çalışma yaş aralığı 19 ile 65 arasında.
Kayıt dışı ve sigortasız çalışırken yaşamını yitiren mülteci-göçmeler son günlerde tekrar gündeme gelirken, Denizli Barosu Göç ve İltica Komisyonu Üyesi Avukat Hayriye Buse Bergamalı ile mültecilerin çalışma koşullarını konuştuk.
6458 sayılı Kanun’a göre mülteci, şartlı mülteci, ikincil koruma statüsü olmak üzere üç adet uluslararası koruma çeşidi bulunduğunu ifade eden Bergamalı “Coğrafi sınırlamanın bir sonucu olarak, kanunun 62. maddesinde Avrupa ülkeleri dışından gelen ve mülteci statüsü kazanma şartlarını sağlayan kişilere şartlı mülteci statüsü verilmesi düzenlenmektedir. Kanuni düzenleme doğrultusunda, üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar şartlı mültecinin Türkiye’de kalmasına izin verilir” dedi.
‘İZİN ALMALARI ZORLAŞTI’
Mülteci-göçmenlere verilecek çalışma izinlerinin 2016 tarihinde çıkarılan 6735 sayılı Uluslararası İş Gücü Kanunu’yla düzenlendiğini hatırlatan Bergamalı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının belirlediği kriterler ile mültecilerin Türkiye’de çalışma izni almasının zorlaştığını söyledi. Kanuni düzenlemelerde çalışma izni başvurularını gerek mülteci-göçmenlerin gerekse de patronların yapabileceğine yer verildiğini belirten Bergamalı, “Çalışma izni başvurusu e-devlet sistemi üzerinden yapılmakta olup, bu sistem başvuruyu sadece işverenin yapmasına olanak sağlamaktadır. Bu nedenlerle, özellikle kanunun muğlak ifadelerden arındırılarak yeniden düzenlenmesi, Bakanlığın başvurularda arayacağı kriterlerin kanuni düzenlemelerle belirlenmesi ve uygulamada da sürecin kanuni düzenlemelere uygun olarak yürütülmesinin önem arz ettiğini düşünmekteyim” diye konuştu.
Mültecilerin mevcut kanuni düzenlemelerden ve yükümlülüklerden habersiz olduğunu, çoğu mültecinin kayıt dışı çalıştığından haberi dahi olmadığını ifade eden Bergamalı, “Kaldı ki, kayıt dışı çalıştırılan mültecilerin uygulamada çalışma izni başvurusu yapma hakkı bulunmuyor. Bakanlığa yapacağı bildirim işyerinde sigortasız işçi çalıştırıldığına dair ihbar niteliğinde olup, 6458 sayılı Kanun 54/1-ğ madde uyarınca, yabancının çalışma izni olmaksızın çalışması sınır dışı nedeni olmaktadır. Sınır dışı edilme korkusuyla kayıt dışı çalıştırılan mülteciler ihbarda bulunamamakta, çoğu zaman işçilik alacaklarını dahi alamadan işten çıkarılmaktadır” dedi. Çalışma izni olmaksızın çalışan mültecilere uygulanan sınır dışı yaptırımının, kayıt dışı çalışma oranlarını azaltmadığını, aksine mülteci işçilerin mağduriyetini artırdığını söyleyen Bergamalı, “Bu nedenle kayıt dışı çalışan mülteci işçiye uygulanan yaptırımlardan ziyade kayıt dışı işçi çalıştıran işverenlere uygulanacak yaptırımlar artırılmalıdır. En azından halihazırda uygulanan idari para cezalarının caydırıcı olması için ceza tutarlarının artırılması gerektiğini düşünmekteyim. Aynı zamanda Bakanlıkça yapılacak denetimlerde önem arz ettiğini söylemek mümkündür” dedi.