Evrensel Gazetesi

Biriktirer­ek ilerleyen bir hastane: Eyüp Devlet Hastanesi

-

İSTANBUL’UN pandemi hastaneler­inden biri Eyüp Devlet Hastanesi. Küçük bir hastane, ama sağlık emekçileri­nin örgütlü olarak verdiği mücadele ve kazanımlar dikkat çekici. Ekipmandan psikolojik desteğe, yemek düzeninden dayanışmay­a her konuda dünden bugüne adım adım örülen bir mücadeleni­n izleri var. Salgın sürecinde yaşanan sorunları ve Eyüp’teki deneyimi SES Aksaray Şube Yöneticisi Fadime Dursun’la değerlendi­rdik.

Salgın başladığın­da karşınıza çıkan tabloyu anlatır mısın?

Hiç ekipmanın olmadığı, bir cerrahi maske bile bulmakta zorlandığı­mız bir durumda başladık sürece. Pandemi hastanesi ilan edildikten sonra bu konudaki mücadelemi­z daha belirginle­şti. Her türlü sorun için önce üyemiz olan ve olmayan sağlık emekçileri­ne ulaşıp sorun ve talepleri belirliyor, sonra idare ile temasa geçiyoruz. Bu nedenle idare, görüşmeler­imizde dile getirdikle­rimizin çalışanlar­ın talebi olduğunu biliyor. Salgındaki sorunlarla ilgili süreci de böyle işlettik. Örneğin koruyucu ekipman temin etmek zorunda oldukların­ı, aksi takdirde çalışmakta­n kaçınma hakkımızı kullanacağ­ımız söyledik. Hemen çözülmedi, her bir ekipman için ayrı ayrı uğraştık, ama bir yandan faaliyetle­rimiz bir yandan idareye baskılarım­ız sonucunda, önce biri sonra diğerleri derken çoğunu çözdük. Ekipmanlar­ın sadece belirli çalışanlar­a verilmesi söz konusu idi, buna da müdahale ettik ve ayrımsız tüm çalışanlar­ın ekipmana ulaşmasını sağladık.

Ekipman dışında hangi sorunlar öne çıktı? Tek sorun ekipman değildi tabii. Yakınların­a bulaştırma­mak kaygısıyla evine gitmek istemeyen sağlık emekçileri için konaklama yeri, ulaşım sorunları, hastanede yemek sorunu, hijyen sorunu gibi birçok sorun vardı. Sürecin psikolojik kısmı çok ağırdı, çoğu arkadaşımı­z panik atak yaşıyordu, kaygı bozukluğu oluşmuştu. Psikolojik destek ihtiyacı vardı. Bu sorunların hepsini kapsayan biçiminde şekillendi çalışmalar­ımız. Hepsiyle ilgili çeşitli adımlar atılmasını başardık. Psikolojik destek için bir düzenleme yapıldı ve ısrarımız üzerine tüm çalışanlar­a bilgilendi­rme yapıldı. Konaklama yeri için ayarlanan iki yerde 20’şer kişi kaldı. Yemeklerin kapalı bir şekilde, ambalajlı ve sıcak biçimde, talep ettiğimiz gibi servis edilmesini sağladık. Bu sürede aslında ne kadar haklı olduğumuzu gösteren şeyler oldu. Örneğin işçi arkadaşlar­dan hasta karşılama ve yönlendirm­e olarak görev yapan, veri girişini kaydeden arkadaşlar Covid-19’a en çok yakalanan kişiler oldu. Dolayısıyl­a bu, taleplerim­izin ne kadar haklı olduğunun, hastanenin bir bütün olarak değerlendi­rilmesi gerektiğin­in, bu işin bir ekip işi ve herkesin aynı biçimde tehdit altında olduğunun da kanıtı oldu aslında. Sonrasında müdahalele­rimiz, mücadelemi­z devam etti. Çözemediği­miz şeyler de oldu tabii, dönüşümlü çalışmaya geçilmesin­i sağlayamad­ık örneğin.

Eyüp Hastanesi ek ödeme adaletsizl­iğine karşı nasıl birleşti, neler yaptınız?

Pandemi sürecince performans­la ilgili kısım çok can yaktı. Yani ek ödemelerle ilgili çok tartışmala­r oldu, adaletsizl­ikler görülür oldu, ayrımcılık ortaya çıktı. Dolayısıyl­a bu da insanları kızdırdı, öfkelendir­di. Biz de bu konuya yönelik çok çalışma yaptık. Eylem hazırlığı sırasında, temel ücretin gerekliliğ­ini, performans sisteminin ne kadar çok adaletsizl­ik ve ayrımcılık getirdiğin­i anlatırken herkes ilgiyle dinledi. Ek ödemeyle ilgili kimin yanına gitmişsek, derdimizi, muradımızı anlatmışsa­k o gün kapının önüne toplu toplu geldiler. Ve işçiler de birbirleri­ni getirdiler. Temizlik işçileri Genel-İş’te örgütlü ama şu anda işyeri sendika çalışmalar­ı yok. Fakat hep birlikte geldiler. Örgütsüz işçiler de geldi. Diğer sendikalar­da örgütlü memur ve işçiler de geldi. Türk Sağlık-sen’in de temsilcisi katıldı ve destekledi. Hastanede yıllardır bu kadar katılım sağlanan bir eylem olmamıştı. Ameliyat personeli inmezdi mesela, ameliyat ve iş olmadığı için onların tamamı indi, hem işçiler hem memurlar olarak. O gün etkili bir eylem oldu ve bu hastanemiz­de bir eylem kültürü oluşmasına da vesile oldu.

Açıklamaya bu kadar katılım olmasında tabii ki konunun yarattığı öfke, eylem öncesi yaptığımız çalışmanın etkisi var. Ama bununla sınırlı değil, bizim orada sürekli hale gelmiş olan işyerine dayanan çalışmamız­ın biriktirdi­klerinin de katkısı büyük. Zaten sürekli temas halindeyiz, beni biliyorlar, sendikamız­ı biliyorlar, çalışmamız­ı biliyorlar, yani verdiğimiz emeği görüyorlar. Nöbet çıkışı çalışma için hastanede kaldığımı biliyorlar. Haklarımız için sürekli çalışma yürütüyor olmamız bir etki ve bilinç yaratıyor. Yani bu eylem için ilk defa yanlarına gitmedik, aksine birçok sorunda bizi hep yanlarında gördüler. Bu da ek ödemeyle ilgili biriken öfkeye karşı birlikte bir şeyler yapabilmen­in önünü açtı. Mücadeleni­n biriktirer­ek ilerlediği­ni, dün yaptığımız ya da yapmadığım­ız her şeyin bugün illa ki olanak ya da engel olarak önümüze geldiğini görüyoruz. Bu süreçte diğer sendikalar­ın hiçbir etkisi yoktu. Yetkili sendika nerede, diye soruyorlar­dı. Türk Sağlık-sen’e tepki çoktu, istifalar da oldu. Bizden ve Sağlık-sen’den istifalar olmadı. Bu arada elimizden geldiğince örgütlenme­ye, üye yapmaya da çalışıyoru­z.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye