‘PANDEMİ GÜNLERİ BİZE KENT HAKKININ ÖNEMİNİ HATIRLATTI’
karlık örneği. Esas demokrasi dışı olan Gezi direnişini tetikleyen polis şiddeti ve hükümetin protesto hakkını hiçe saymasıdır. Sonrasındaki Gezi’ye ilişkin yargılamalar da hukukun birtakım talimatlarla, araçsallaştırılması örneği. Çarşı’nın yargılandığı davadan, son olarak Osman Kavala’nın ve diğer sanıkların beraat ettikleri davalara kadar hepsi için geçerli bu. Aslına bakarsanız, tüm yargılamalardaki sanıklar Gezi’nin kitleselliği ve çok sayıda kente yayılmışlığını düşündüğümüzde bir avuç kişi. Yargılayanlar da onların böylesine bir direnişi örgütlemiş olmadıklarını biliyorlardır sanırım. Ama belki de lidersiz, belirgin öncüleri olmayan bir hareket olması Gezi’yi daha da korkulacak bir hareket haline getirdi AKP için. Bir de şu var: Üzerinden 7 yıl geçti ve iktidar hâlâ Gezi’yi gündemde tutuyor, çünkü Gezi Akp’nin kaybettiği bir moment. Gezi’yi gayrimeşru göstermek, dış güçlere, Gülen Cemaatine bağlamak bu nedenle hâlâ önemli AKP için. Gezi’deki protestocular için ise en önemli kazanım Gezi’nin hâlâ park olarak kalmasıdır. AKP Taksim’i şekillendirmekten vazgeçmedi. Refah Partisi döneminden beri İstanbul’un o bölgesini fethedilecek bir bölge olarak görüyorlar. Karşı çıkılan şey Taksim ve Beyoğlu’nun, önemli ölçüde gerilemiş olmasına karşın, kozmopolitliği ve sekülerliği. Meydanın bir yanında yıkılmış Akm’nin yerine yapılan opera binası, diğer yanında Taksim Camii. İkisi de “Yeni Türkiye”nin mekansal sembolleri. Ama şunu unutmamak lazım, Taksim Meydanı iki önemli müdahale ile, yani cami ve opera inşaatlarıyla, “Yeni Türkiye’nin” mekansal sembolü olsa da, halen Gezi Parkı’na dokunulmamıştır. Ama elbette henüz Gezi Parkı’nın yerinde durması AKP iktidarının yeni hamleler yapmayacağı anlamı taşımıyor, daha kentlerin yapılaşPANDEMI süreci, bir kez Bu bağlamda Gezi Parkı masını da gündeme getirdi. olursanız ne diyebilirsidirenişini değerlendirecek niz? zaman kârı özelleştirKapitalizmin mantığı her üzerine. Bir kâr mek ve maliyeti toplumsallaştırmak az sayıda kişiye veriliyor. etme fırsatı varsa bu hep konusu ise bunun toplumun Bir kayıp, bir maliyet söz edilmesi söz konusu. Gezi’ye tüm kesimlerine fatura kâr o mekandan bir şirketin AVM yapılsaydı bu durum ve toplum ortak kullanımetmesi anlamına gelecekti Zaten insanlar Gezi’de daki parkı kaybetmiş olacaktı. Pandemi günleri bize, kent bu kayba da karşı çıktılar. olduğunu, ekolojik dengeye hakkının ne kadar önemli ne derece hayati oldudaha fazla zarar vermemenin günleri bitmiş değil, değunu hatırlattı. Mesafelenme bir kentte kişi başına düvam ediyor ve İstanbul gibi Sonuçta deprem toplanma şen yeşil alan çok çok az. edildi. Deprem riski bile alanlarına bile Avm’ler inşa ve maliyetin kapitalist mantığın kârı özelleştirmesinin geçemedi. Böyle batoplumsallaştırmasının önüne iyimser olmak zorlaşıyor. kınca pandemi günlerinde