GENEL MERKEZ İŞÇİNİN İRADESİNE DARBE YAPTI
ŞUBE yönetimi ve temsilcilerin, “Genel Merkez belediye ile asla görüşmesin” gibi bir tutumu yoktu. Belediyeyi yeniden masaya getirecekleri müdahalede sorun görmüyorlardı. Şube yönetimleri tıkandıkları yerlerde genel merkezlerin araya girmesini, görüşmeye katılmasını isteme hakkına da sahiptirler. Ama şube yönetimi ve temsilcilerin, genel merkez yöneticilerine “Bize rağmen, işçilere sorulmadan herhangi bir imza atmayın”, “Şube dışında genel merkez yöneticilerine herhangi bir öneri gelirse bunu bize iletin, işçiler oylasın, kabul ederlerse şube de kabul eder” denildiği, bunun bir tutum olarak en başından beri konulduğu hem işçiler hem temsilciler tarafından biliniyor. Buna rağmen Genel Merkez, neyi imzaladığını bile sormadığı sözleşmenin ardından, “Şube istedi ben de imzaladım” diyerek, işçilerin sendika içindeki birliğini bozmaya, güvensizlik yaratmaya çalıştı. Gerçekte belediye ile görüşme isteğinin genel merkezden geldiği, temsilcilerin de görüşülebileceğini ancak son kararın işçinin olacağını açık bir dille ifade ettikleri ve genel merkezden gelen kişilerin de buna dair söz verdikleri, en azından temsilciler tarafından biliniyor. Ama genel merkez bu sözde durmamış, binlerce işçinin, işçilerle yan yana yürüyen, onların bir parçası olan işçi temsilcilerinin ve şube yönetiminin iradesine darbe yapmıştır. Bu gerçeği teğet geçen herhangi bir değerlendirme, asıl tablodan uzaklaştırır bizi.
Şube yönetimi sözleşmeyi tanımadığını söylemiş, ancak işçilerin hiçbir kazanım elde etmediği duygusunu da kırmaya çalışmıştır. Bu ikilem işçilerde “Bu iş bitti” duygusunu güçlendirdi. Öğle saatlerinde işçiler içinde dağılmalar başladı, işbaşı yapanlar oldu ve şube yönetimi temsilcilerle gerçekleştirdiği bir toplantı sonunda grevin bu haliyle sürdürülemeyeceğine karar verdi. Bu kararların tamamı sadece şube yönetimiyle değil, işçi temsilcilerinin oy birliğiyle karar altına alındı. İşçi temsilcilerinden aleyhte oy kullanan, devam edelim diyen çıkmadı. Toplantıdan çıkan sonuçlardan biri de genel merkezin bu tutumunu teşhir etmek ve işçilerin talepleri için mücadeleyi sürdürmekti.
Şube yönetimi belki daha uzun bir zaman dilimi ayırarak, temsilcilerin kısa bir eğilim yoklamasının ötesinde, grevin nasıl sürdürüleceğini işçilerle tartışmaya açması, sandık koyması işçi sınıfı demokrasisi açısından daha iyi bir örnek teşkil edebilirdi. Buna rağmen temsilcilerin kendi komitelerinin fikirlerini aldıkları, eğilim yokladıkları ve şube yönetiminin grevi sürdürmeme kararını temsilcilerle birlikte aldığı biliniyor.