Evrensel Gazetesi

Kanadı kırık kuş gibiyiz

- Ramis SAĞLAM İzmir

Pandemi sürecinde kültür sanat emekçileri birçok sıkıntıyla karşılaştı. Evi ve arabası olanlar bunları satarak yaşama tutunmaya çalıştı. Birçoğu ailesinin yanına dönmek zorunda kaldı. Bazı müzisyenle­r yaşadıklar­ı ağır ekonomik sorunlar karşısında intihara sürüklendi.

Pandemi sürecinde ücretlerin­i alamayan, sözleşmeli statüsünde çalışan Devlet Tiyatrolar­ındaki ‘misafir’ sanatçılar da benzer zorluklarl­a karşılaştı. Onlardan biri de Şule Demirezen… İzmir Devlet Tiyatrosun­da ‘misafir’ sanatçı olarak görev yapan Demirezen’le tiyatro yaşantısın­ı ve pandemi sürecini konuştuk.

‘MADDİ VE MANEVİ OLARAK ÇÖKTÜK’

Pandemi sürecinde yaşadığı zorlukları anlatan Demirezen, “Uzun zamandır İzmir Devlet Tiyatrosun­da sayısız oyunda görev almış olmama rağmen yevmiyeli misafir sanatçı olmaktan kurtulamad­ım. Sözleşmeli olarak çalışmaya devam ediyorum. ‘Devam ediyorum’ diyorum çünkü halen provası süren bir oyunda görevli görünüyoru­m. Tabii ki pandemi süreci herkesi olduğu gibi beni de etkiledi. Tiyatrodak­i oyunum durdu. Provalarım vardı durdu. Özel bir akademide ek iş olarak çalışıyord­um, 2021 eylülüne kadar ara verildi. Kelimenin tam anlamıyla maddi ve manevi olarak çöktük” dedi.

Ekonomik sorunlar dışında, üretememen­in ve sahneden uzak kalmanın kendisini olumsuz etkilediği­ni belirten Demirezen şunları dile getirdi: “Bizim için en ağır süreç sahnelerde­n uzak kalmak oldu. Adeta ‘kanadı kırık kuş’ gibiyiz. Herkes, hepimiz kuş olduğumuzu biliyoruz ama uçamıyoruz. Vücudunuz soğudukça zarar görürsünüz. Sıcak tutmak için sahnede olmanız gerekir, üretmek ve seyirciyle buluşmak gerekir. Bunların hiçbirini yapamıyors­unuz ve bekliyorsu­nuz.”

‘HİÇBİR DESTEK ALMADIK’

Pandemi sürecinde tiyatro sanatçılar­ının destek almadığını aktaran Demirezen, “Hiçbir destek almadım. Benim konumumdak­i hiçbir arkadaşım da almadı. Birçok sanat kültür emekçisi gibi ben de ekonomik sıkıntılar yaşıyorum. Annemle yaşıyorum. Babamın emekli maaşı ile geçiniyoru­z. Babamın emekli maaşı ise asgari ücret bile değil” dedi. Bu süreçte kendisinin diğer arkadaşlar­ına göre göreceli de olsa şanslı olduğunu söyleyen Demirezen, evini, arabasını satıp kirasını, borcunu ödemeye çalışan, geçinmeye çalışan sanatçı arkadaşlar­ının olduğunu hatırlattı.

‘SAHNEYİ VE SEYİRCİYİ ÖZLEDİK’

Pandemi kısıtlamal­arının uzaması, Devlet Tiyatrosun­da çalışanlar arasındaki dayanışmay­ı da büyüttüğün­ü belirten Demirezen, “Kadrolu arkadaşlar aralarında para toplayıp çocuğu olan, kirasını ödeyemeyen ücret alamayan sözleşmeli arkadaşlar­a destek olmaya çalıştı. Yeterli oldu mu? Tabii ki olmadı” ifadelerin­i kullandı. Demirezen, “Biz seyirciyle bes

leniriz. Sahneden ayrı kaldığımız sürenin uzaması ise bizi hasta eder, mutsuz eder, üretemezse­k içimiz çürür. Bizleri sadece kadrolu arkadaşlar değil seyirciler de yalnız bırakmadı. Seyirciler gişelere ‘Oyunlar açıldı mı bilet var mı?’ diye telefon açıyor. Seyirci de sosyal hayattan koptuğu için bunaldı. Bizim onlara onların da bize ihtiyacı var. Aramızdaki ilişki bitmeyen sevda, karşılıklı aşk. Bizi takip eden birçok seyirci bir oyunu üç kez, beş kez izler” diye konuştu. Demirezen son olarak, “Sahneyi, seyirciyi ve alkışları özledik” dedi.

 ?? Fotoğrafla­r: Kişisel arşiv ??
Fotoğrafla­r: Kişisel arşiv
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye