BEN YOKUM
ehaletin ve cehaletten beslenen siyasetin ilk hedefi hep üniversiteler oldu.
Haziran 2013. Akp’nin mühendis bakanı Taner Yıldız bir konuşmasında, “Eğitim seviyesi arttıkça Akp’nin hitap ettiği alan daralıyor” der.
Ocak 2019. Sayın Soylu epeydir İçişleri Bakanı. Diyanet “Peygamber ve gençlik” kitabı yayımlıyor ve “Tahsil ile dindarlık arasında ters yönlü bir ilişkiden bahsedilebilir. Seküler alanlarda yüksek tahsil yapmanın genel anlamda dindarlık, özelde dini inanç ve ibadetler üzerinde olumsuz etki yaptığı tespit edilmiştir.” Üniversite mezunu bakandan çıt yok. Varsa da ben bilmiyorum. Hani eğer Sayın Bakan, Erbaş’ı arayıp “Seni izliyoruz hocam. Konuşmalarınız bizi üzüyor” filan dediyse “Hah” diyeceğim, “Demek ki huyu bu.”
Yayınları taradım. Bir şey dememiş.
Aralık 2016. Süleyman Soylu yeni İçişleri Bakanı. Profesör Doktor Bülent Arı. Hatta bir ara rektör yardımcısı da olmuş. “Ben daha çok okumamış, cahil halkın ferasetine güveniyorum. Ülkeyi ateşe atanlar üniversite mezunları, sonra lise ve ortaokullular, en garantili ilkokul mezunları. Çünkü zihinleri berrak” diyor bir konuşmasında. Üniversite mezunu kesin olan bakandan çıt yok. Varsa da ben bilmiyorum. Hani eğer Bülent Arı’yı arayıp “Seni izliyoruz hocam. Konuşmalarınız bizi üzüyor” filan dediyse “Hah” diyeceğim, “Demek ki huyu bu.”
Yayınları taradım. Bir şey dememiş.
Şubat 2021. Süleyman Soylu bir hayli zamandır İçişleri Bakanı. Boğaziçi Üniversite’sine 8 sene rektörlük yapmış Ergüder hoca bir demeç veriyor; “Kurumlar naziktir, taş üstüne taş koyarsınız. Bazen yarım asır sürer kurumları yerleştirmek, pekiştirmek, oturtmak. Fakat yıkması da bir o kadar kolaydır. Yani taş üstüne taş koyarak bir duvar örersiniz, birisi gelir arabasıyla çarpar veya bir tekme atar orayı yıkar.”
Arı’yı, Erbaş’ı aramayan İçişleri Bakanı Soylu telefona sarılıyor. “Böyle işlere girmeyin” diyor. Sonra da millete “Üstün Ergüder bu işlerin göbeğindendir ve içindedir. Hâlâ daha bu işleri kaşımak için yazılar yazıyor, tahrik ediyor. ‘Çocuklara doğru öğretmişim’ diyor. Hadi reddetsin de göreyim. 80 yaşında. Bu ülkenin ekmeği ile büyümüş, Boğaziçi Üniversitesi’ni öğretim üyelerinin üzerinden karıştırması ahlaksızlığın dibidir. Bu kadar basit. Buna pirim vermeyiz ve vermeyeceğiz” diye çıkışıyor.
Sonra 1460 kişi hocaya destek için “Saygılı Olmaya Davet Ediyoruz” başlıklı bir bildiri yayımlayıp, “Her zaman demokrasiden, özgürlükten, eşitlikten, hukuktan, üniversite özerkliğinden yana olan ve tüm bu değerleri bütün yaşamı boyunca sorumluluk aldığı alanlarda etkili kılan bilim insanı, uluslararası akademi dünyasında büyük bir saygınlık kazanmış Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü çok kıymetli Prof. Dr. Üstün Ergüder’in meslektaşı, öğrencisi, dostu, arkadaşı olmaktan onur duyuyoruz” yazıp altına imza atıyorlar.
Cesarete bak.
“Eyyy 1460 kişi. Kafayı mı yediniz? Bülent Arı’nın konuşmasını dinlemediniz mi? Erbaş’tan, Taner Yıldız’dan haberiniz yok mu? Neyinize güveniyorsunuz? Maazallah bir telefon gelir feleğiniz şaşar? Sayın Çakıcı da mektup yazıp, bilimden yana tavrını koyduğuna göre malum nedenlerden ötürü listede yokum arkadaşlar.”
C