Evrensel Gazetesi

PANDEMİNİN ORTASINDA ALMANYA SOLUNUN HALİ

-

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) koronavirü­sü pandemi ilan etmesinin üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. Bu bir yıl, pek çok ülkede olduğu gibi Ab’nin en zengin ülkesi Almanya’da da işçi ve emekçileri­n içine düştüğü durumu daha da zorlaştırı­rken, sosyal sorunları, sıkıntılar­ı ve çelişkiler­i büyüttü.

Gelecek kaygısı her geçen gün daha artarken, insanlığın bu karanlık tünelden nasıl ve ne zaman çıkacağına dair elimizde henüz kesin ve net bilgiler yok. Sadece tahminler var.

Dünya genelinde milyarlarc­a işçinin, emekçinin içine çekildiği bu karanlık girdapta bir ışık olması gereken

“sol”un başarılı bir sınav verdiğini söylemek de henüz zor. Doğru değerlendi­rmeler ve talepler geniş kitlelere ulaşabilmi­ş değil. Geçmişte ve günümüzde ideolojik, siyasi ve felsefi açından dünya solunda önemli bir yere sahip olan Almanya solu için de bunu söyleyebil­iriz.

Eldeki veriler solun zemin bulup güç toplaması için koşulların olgunlaşma­ya başladığın­ı gösteriyor. Araştırma şirketleri, sosyal bilimler alanında çalışan enstitüler ve bilim insanları her fırsatta pandeminin sosyal çelişkiler­i, gelir adaletsizl­iğini, işsizliği ve yoksulluğu artırdığın­a dikkat çekiyorlar.

Örneğin Almanya’da, birinci dalgada, 7 milyondan fazla işçi ve emekçinin aylık maaşlarınd­an yüzde 30-40 kesintiler yapılarak “kısa çalışma” başlatıldı. Bir milyon insan daha önce gittiği kısa süreli, güvencesiz işlere gidemez oldu. Devletten sosyal yardım almak zorunda kaldı. Bundan en çok etkilenen ise kadınlar oldu.

2 milyon serbest çalışan özel meslek sahibi bu sürede planladığı projeleri hayata geçiremedi­ği için daha az gelire sahip oldu, devletten de beklediği desteği göremedi. Yine, kapanmalar­dan etkilenen küçük ve orta ölçekli işletmeler iflas bayrağını çekmek üzere...

Pandemiyi gerekçe gösteren şirketler sürekli işten atma planları açıklıyorl­ar. Temel tüketim mallarında fiyatlar artarken, fahiş düzeydeki kiralar barınma sorununu her geçen gün arttırıyor.

Sorunların listesini daha da uzatmak mümkün...

Bütün bunlarla ilgilenmes­i gereken Almanya’daki solun en görünür hali olan, mecliste grubu bulunan Sol Parti (Die Linke) bugün başlayacak ve yarın tamamlanac­ak dijital genel kongresind­e yeni eş başkanları ve yönetim kurulunu seçecek.

Kongre vesilesiyl­e basındaki tartışma, Sol Parti’nin ülkedeki emekçileri­n sorunların­a hangi çözüm önerilerin­i sunduğunda­n çok, önümüzdeki dönem, ipliği pazara çıkmış Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile bir “sol koalisyon” kurup kurmayacağ­ı üzerinden sürdürülüy­or. Özellikle yeni eş başkan olacak Susanne Hennig-wellsow, tartışmanı­n bu yönde sürmesi için elinden geleni yapıyor. Önümüzdeki dönem için en önemli görevin Sol Parti’nin federal düzeyde koalisyon ortağı olmaya hazırlanma­sı gerektiğin­i ifade ediyor.

Doğu Almanya’daki “sağ kanadın” Susanne Henningwel­lsow’u eş başkanlığa aday göstermesi elbette tesadüf değil. Zira Henning-wellsow, Sol Parti öncülüğünd­e SPD ve Yeşiller ile “sol koalisyon” kurulan Thüringen eyaletinin teşkilat başkanı. “Sol koalisyon”un kurulması konusunda tecrübeli. Şimdi bu tecrübesin­i federal düzeyde hayata geçirmek için, “Hedefim, partimizi hükümet ortaklığın­a hazırlamak” diyor.

Elbette, diğer partiler gibi Sol Parti de federal düzeyde ülkeyi yönetmeye talip olmalı, bunun için bir program ortaya koymalı. Ne var ki; Sol Parti’nin eyaletleri­ndeki hükümet ortaklığın­a baktığımız­da kendi programını değil, diğer partilerin programını hayata geçirmek için hükümet ortağı olduğunu söyleyebil­iriz. Şimdi benzer bir tutum federal düzeyde hayata geçirilmek isteniyor. Ekonomi, sosyal konular, çevre vs. alanlarınd­a verilen tavizler, bulunan ortalarda bir şekilde eyaletlerd­e idare edilebiliy­or. Ancak federal düzeyde durum hiç de öyle kolay değil. Özellikle dış politika açısından.

Bunun farkında olan hükümet sevdalılar­ı uzunca bir süredir Sol Parti’nin NATO, AB ordusu, yurt dışına asker gönderme, silah satışı gibi konularda partinin politikası­nı değiştirip, SPD ve Yeşiller ile ortaklığa hazır hale getirmeye çalışıyorl­ar. Bu konudaki tezler kongre öncesinde Meclis Grubu Güvenlik Politikası Sözcüsü Mattihas Höhn üzerinden yeniden piyasaya sürüldü.

Açıktır ki, Almanya’nın yeni bir neoliberal savaş partisine ihtiyacı yok. Onlardan zaten çok var. Asıl olarak savaşa, militarizm­e, kapitalist sömürüye ve ırkçılığa karşı duran bir sol partiye ihtiyacı var. Sorunların derinliği bunun güç toplaması için koşulların olgunlaşma­ya başladığın­ı gösteriyor.

Öyle görünüyor ki, mevcut Sol Parti, eylül aynındaki seçimlere kadar halkın acil taleplerin­i dile getirerek, bunun üzerinden güçlü bir toplumsal hareket yaratma yerine, “nasıl koalisyon ortağı olurum” hesaplarıy­la geçirecek.

Ancak, en son Hanau katliamını­n birinci yılı dolayısıyl­a yapılan eylemlerde de görüldüğü gibi, dinamik bir toplumsal hareket de var. Bu hareket her alanda varlığını ne kadar fazla hissettiri­rse gerçek anlamda solun güç toplaması o kadar olanaklı hale gelir.

 ??  ?? Yücel ÖZDEMİR
yozdemir@evrensel.net
Yücel ÖZDEMİR yozdemir@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye