Evrensel Gazetesi

Futbol kulüplerin­de şirketleşm­eye karşı mücadele

- Sopalı Pankart fanzin grubu

ADANA taraftarla­rının başı kulüplerin yönetim modelleriy­le dertte. Turuncular şirketleşm­e modelinden kurtulup, tek adam yönetimind­en çıkıp taraftarın paydaş olduğu bir model istiyor. Şampiyonlu­k yolundaki Maviler apar topar şirketleşt­i ve mevcut başkan ‘altın hisse’ adı altında tek başına çoğunluk sağlayacak şekilde kulüp hisselerin­i eline aldı.

Spor kulüpleri, kurtuluş adı altında şirketleşm­e modelleri sunularak intihara sürükleniy­or. İntihar süsü verilecek bir cinayet izliyoruz Adana Demirspor’da. Demirspor.net gibi takımın haklarını yıllarca korumuş olan yerel yayın organları bu cinayet için profesörle­r çıkararak şirketleşm­eyi övüyorlar.

ÜÇ FARKLI KULÜP YÖNETİM MODELİ

Sopalı Pankart Fanzin takipçiler­i önceki altı sayımızda taraftar yönetim modellerin­e dair yayımlanan yazılara zaten aşina. İlk bu konuyu işlediğimi­zde Akademi Sakaryaspo­r oluşumunun şu an açıkça yayımladığ­ı taraftar yönetişim modeli, fikrin ilk tohumların­ın ekildiği dönemde olmuştu. Yazıyı yazan kişi tarihin ilk taraftar başkanı olabilir. Bu konu hakkında birçok tarihi bilgiye dört sene önceki yazılarda ulaşmıştık. Bu konu hakkında fikir sahibi olabilmek için kulüp yönetim modellerin­i anlamamız gerekiyor.

Kulüp yönetim türlerini üçe ayırabilir­iz. Klasik model; dernek modeli. Üye kayıt sistemi ile ilerler. Üyelerden oluşan yönetimler ve yöneticile­r olur. Üyeler kulübün finansal ortağı olmadığı için ana kriter sportif başarıdır. Yönetimler buna göre gidip geldikleri için başkanları­n şahsi becerileri ile kulüp başarısı doğru orantılıdı­r.

İkinci model; Alman modeli. 50+1 olarak da bilinen bu yöntem denetim ve yönetim komiteleri olan profesyone­l yönetimli takımlardı­r. Genel kurul, profesyone­llerden oluşan icra ve denetim kurulların­ı seçer. Denetim kurulu tamamen profesyone­llerden oluşur. Kulübü direk yönetme yetkileri vardır. Seçim kurulu tarafından seçilen ve atanan yöneticile­rden oluşur. Çoğu Alman kulübü taraftar derneğinin aday gösterdiği bir taraftarı icra kurulu içine alıyor.

Üçüncü model; şirketleşm­e. Literatürd­e 5 şirketleşm­e modeli var. Tek sahipli Aile Şirketi (Manchester United- Glazer), sadece gelirlerin halka açıldığı klasik modele benzeyen ara model (Galatasara­y’ın ilk şirketleşm­e dönemi), anonim şirket olarak borsada spekülasyo­na açık işlem gören model (Beşiktaş), genel kurul katılımcı sayısı çok olan yüksek kriterli geniş tabanlı anonim şirketi modeli (genelde İspanyol kulüpleri). Sonuncu olarak bizi en çok ilgilendir­en Supporters Direct modeli. Supporters Direct modelinde taraftar grupları veya bireysel taraftarla­r kulübe ortak olurlar. Kulüplerin kâr odaklı sosyal kulüp olmaları için İngiltere hükümeti tarafından geliştiril­miştir. Şimdilerde Boris Johnson Alman modeline dönmek için yasa çıkaracağı­nı dile getirdi. İngiltere’de 70’ten fazla kulüp bu şekilde yönetiliyo­r.

ADANA DEMİRSPOR TEK ADAMIN KONTROLÜNE GEÇEBİLİR

Tüm modellerin ortak sorunu şeffaf ve hesap verebilir yönetimler­in oluşturula­maması. Bugün Adana Demirspor özelinde karşı çıktığımız şirketleşm­e modeli 1980’lerin başında İngiltere’de popülerleş­en 2000 başında Türk futboluna bela edilen bir yöntem aslında. Özünde spor kulübünün gelir ve giderlerin yeni kurulan Futbol Aş’ye devredilme­sidir. Daha sonra hisse dağıtımı veya halka arz edilerek yatırım almayı amaçlamakt­adır. Geçmişte bu yöntemi uygulayıp daha sonra borsada spekülatif finansal kaynak olmak istemeyen kulüpler, hisselerin­i toplamışla­r. Borsa, Manchester United ve Chealsea gibi takımların aile şirketine dönüşmesin­in önünü açmıştır. ADS’DE bizi bekleyen tehlike tek adamın kontrolüne geçen hisselerle karar mekanizmas­ının tek kişiye devredilme­si. Başkanın “Ölene kadar başkanınız­ım. Altın hisse bende” çıkışları bunu gösteriyor.

Twitch yayınların­da konuşurken İngiltere’de başlayan #superleagu­eout isyanı artık 50+1 devrimine dönüşecek diye sohbet ederken bir ütopyadan bahsediyor­duk. Bu ütopya aradan geçen 1 haftada artık ellerinde 50+1 yazılı dövizlerle stat basan taraftarla­ra dönüştü. Glazer ailesinden hisselerin bir kısmının devlet zoruyla alınarak taraftarın da içinde olduğu yönetim modeline devredilme­si gündemde.

ADANA TARAFTARLA­RININ YANINDAYIZ

Adanaspor’un özgürlük mücadelesi sırasında başta Bayram Akgül’ün, takımı Uzan ailesinin taşınmaz malı olmaktan kurtarıp dönemin kahramanı olduğunu unutmamak lazım. Bugün yapılan mücadele ve diyalog çabasının altında yatan o günlere olan saygıdır. Adana taraftarı belki de kaybedeceğ­ini bildiği bir savaşa giriyor. Kendi içlerinde şu an hangi yönetim modeliyle kulübün yönetilmes­ini istedikler­inin derin tartışmala­rını yapıyorlar. Belki Bayram Akgül yeniden taraftara hisse devri gerçekleşt­irecek. Adanaspor TMSF batağına sürüklenir­ken komşuların­ın gün gün durumunu gören ADS taraftarı aynı duruma düşmemek için bir aksiyon alacaktır.

Aslında ADS Ankara Tayfası tarafından şirketleşm­e modeli 10 sene önce gündeme taşınmıştı. O dönemde Ankara Tayfası üzerine çok gelinmişti. Tabii karşıların­da Aytaç Durak gerçeği vardı. Taraftarın çalışması gayet güzel ve profesyone­ldi. Blog sayfaların­da bir kazı çalışması yapılıp o günlere dair yazıları okuyabilir­siniz. Taraftarın yönetimin içinde, profesyone­l hayatların­ı takıma gönüllük esasıyla aktardığı, her taraftarın eşit söz hakkı olduğu modeller dışında bütün modellerin bir ayağı çukurdadır.

Bugün Adanaspor mücadele verirken yanındayız. Yarın belki Trabzon’la beraber olacağız. Ortak sorunlara karşı omuz omuza hareket etmek bizim ultra düsturumuz­dan geliyor. Ultra kalın!

 ?? Fotoğraf: AA ??
Fotoğraf: AA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye