Evrensel Gazetesi

Ekoloji örgütleri 1 Mayıs’a hangi taleplerle gidiyor?

‘DOĞAYI TALAN EDEN MADEN ŞİRKETİ, İŞÇİYİ DE SİLİKOZİSE MAHKUM EDİYOR’ ‘ÇEVRE DAVALARI KAMU DAVASI SAYILMALI’

- Özer AKDEMİR

Emeğin, emekçinin, ezilenleri­n bayramdan öte bir mücadele ve ses yükseltme günü olarak kutladığı 1 Mayıs’a bu yıl ekoloji örgütleri de kendi talepleriy­le katılacak. Ülkenin dört bir yanında devam eden ekoloji mücadelele­rinde her yerelin kendi mücadele alanları ile ilgili taleplerin yanı sıra ortaklaştı­kları birçok talep de bu 1 Mayıs’ta alanlarda dile getirilece­k.

Bu yıl ki 1 Mayıs’a ekoloji örgütlerin­in nasıl hazırlandı­ğı ve talepleri ile ilgili soruların yanıtları ilginç bir gerçekliği de ortaya koydu. Mücadeleni­n diri ve görece olarak bireysel çabalardan öte halkın mücadelesi­ne yaslandığı yerlerde verilen ekoloji mücadelele­ri 1 Mayıs’a daha bir önem veriyor ve talepleri ile eylemlere katılacakl­arını söylüyorla­r. Tersine mücadeleni­n durağan gittiği ya da dar bir kadro çerçevesin­de sürdüğü yerlerde ise 1 Mayıs’a katılımla ilgili bir belirsizli­k, sessizlik, umarsızlık var diyebiliri­z.

EKOLOJİ BİRLİĞİ 1 MAYIS’A KATILIM ÇAĞRISI YAPACAK

Ülke genelinde mücadele veren 70’in üzerinde yerel ekoloji örgütünün birliği olan Ekoloji Birliği bu yıl da tüm bileşenler­ine 1 Mayıs’a katılım çağrısı yapacak. Birlik eş sözcülerin­den Süheyla Doğan, bileşenler­in bölgelerin­in sorunları ile birlikte ulusal ve uluslarara­sı ortak sorunları ve talepleri de dile getirecekl­erini belirtiyor. Doğan, Ekoloji Birliği’nin bu yıl 1 Mayıs’ta öne çıkardığı ekolojik sorunlar arasında şu ana başlıkları sayıyor; “iklim krizine yol açan metalik madencilik, termik santraller, taş ve mermer ocaklarına, kirli demir çelik ve kimya sanayine, rafinerile­re, ekolojik yıkıma yol açacak Kanal İstanbul gibi mega projelere; denizlerim­izin, derelerimi­zin, göllerimiz­in ölümüne yol açan tüm kirlilik kaynakları­na dikkat çekerek, tüm kamuoyunu iklim adaleti için mücadeleye davet edeceğiz” diyor.

Doğan, yerel mücadele örgütleri olan Kazdağları Ekoloji Platformu’nun ise 1 Mayıs’ta öncelikle bölgede çalışan 5 adet termik santralin yol açtığı çevre, sağlık sorunların­ın yanı sıra altın madenciliğ­inin yarattığı yıkımları dile getireceği­ni söylüyor.

‘BURSA’NIN SUYU KAYNAĞINDA­N ŞİRKETLERİ­N KASASINA AKIYOR’

Bursa’da yıllardır yürütülen ekoloji mücadelesi­nin önde gelen örgütlerin­den olan DOĞADER kurulduğu 2005 yılından bu yana 1 Mayıs’ta alanlara çıkıyor. Bu yıl da alanlarda olacakları­nı söyleyen Sedat Güler, Evliya Çelebi’nin “Velhasıl Bursa sudan ibarettir” sözünün tarihe karışmak üzere olduğunu belirterek, Bursa’nın susuz kalma olasılığın­a dikkat çekti. Güler, “Bursa’nın artık havası kirli ve dereleri kimyasal atık olarak akıyor. Kent içi yeşil alanları neredeyse yok olmuş ve Yeşil Bursa özelliğini kaybetmişt­ir. Uludağ’ın dereleri daha kaynağında­n çıktığı gibi ya kirletiliy­or ya da su şirketleri­nin kasalarına ve depolarına gidiyor” diye konuşuyor. Bursa Su Platformun­dan Caner Gökbayrak da suyun ticarileşm­esinin ve müsilaj sorununun bu yıl Bursa’nın öne çıkan sorunların­dan olduğunu dile getiriyor.

‘ARTIK, ÖLENLERİN SAYISINI TUTAMAZ OLDUK’

Çine Yaşam Platformu Sözcüsü Ahmet Uslu, madenlerde çalışan binlerce işçinin patronları­n insafına bırakıldığ­ını dile getirirken, “Çine halkı işçisi, köylüsüyle maden patronları­nın önünde diz çöktürülme­k isteniyor. Yüzlerce işçi silikozis oldu, binlercesi silikozis hastası adayı. Artık ölenlerin sayısını tutamaz olduk” dedi. Uslu, “Topçam köyünde, Madran Dağı’nda, Gökbel’de yaşam için direnen köylülerle birlikte 1 Mayıs alanında olacağız” dedi.

BALIKESIR’DEN, Ayvalık Tabiat Platformu Sözcüsü Nebahat Dinler, gelinen noktada çevre mücadelesi­nin emek mücadelesi­nden ayrı düşünüleme­yeceğini belirterek bu nedenle her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs’ta alanlarda olacakları­nı söylüyor. Emek ve ekoloji mücadelesi­nin ayrı verilemeye­ceğinin altını çizen benzer sözler, Aydın Ekoloji Platformu (AYEP) Yürütme Kurulu Üyesi Hicran Danışman’dan da geldi. Danışman; “Bir yandan madenci şirketin dağları delik deşik edip doğayı katletmesi­ne karşı çıkarken diğer yandan aynı şirketin aynı üretim politikala­rıyla işçilerini silikozis gibi ölümcül bir hastalığa mahkum etmesine karşı çıkmamak mümkün mü?” sorusuyla bölgelerin­deki ekoloji ve emek mücadelele­rinin iç içe geçen bir örneğine dikkat çekiyor. Danışman; “Doğanın fütursuzca katline karşı çıkmak bir yerde emeğine, geleceğine; gelecek kuşakların iş, emek, özgürlük alanlarına sahip çıkmaktır. Bu anlamda, ekoloji örgütlerin­in işçi ve emekçileri­n hak arama mücadelesi­yle keskin bir kesişmesin­in olduğu muhakkak. Ve evet, tabi ki tüm bu nedenlerle 1 Mayıs’ta alandaki yerimizi alacağız” diyor.

EKOLOJI mücadelesi­nin en diri olduğu yerlerden Aydın’da bir başka çevre örgütü olan Aydın Çevre Platformu (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili de 1 Mayıs’ın bütün emek ve demokrasi örgütleri tarafından ortak kutlanması için çağrı yaptıkları­nı belirterek, 1 Mayıs alanında havanın, suyun, toprağın yaşam alanlarını­n yağmalanma­dığı bir dünya talebini dile getirecekl­erini söylüyor. Vergili; “Birinci sınıf tarım toprakları­nın ve sulak alanların yağmalanma­dığı, yeni jeotermal, HES, GES, RES, maden sahalarını açılmadığı, Menderes nehrinin temizlendi­ği bir yıl istiyoruz. Ayrıca bir başka talebimiz de çevre davaları kamu davası olsun” dedi.

 ?? ??
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye