‘Biz istedik vermediler’ anlayışı da gidecek
etrol-İş İzmir Şubesinin örgütlü olduğu Menemen Serbest Bölge ve Çiğli Sasalı’da faaliyet gösteren rüzgar türbini üreten TPI Composite fabrikası işçileri olarak düşük ücret, sendikanın geri tutumu ve ağır çalışma koşulları ile başlayan süreci direnişe çevirerek zafere ulaştırdık.
Amerika merkezli bu firma daha geçtiğimiz günlerde yatırımlarını arttıracağını açıklamış ve hükümetten gerekli destekleri istemiş olmasına rağmen, köle gibi sağlıkları hiçe sayılarak çalıştırılan biz işçileri açlık sınırının altına mahkum etmişti. Bu bağlamda patron servetine servet katmış bizler sersefil kalmıştık. Buna karşı işçiler olarak birlik beraberliği sağlayarak sendika yönetimini adeta mecbur bırakırcasına bir direniş başlattık.
TPI işçisi artık işveren ve sendikadan umudu kesmiş ve hükümetin asgari ücrete yapacağı zammı beklerken, işveren vekilleri işçilere tatmin edici iyileştirme sözü vermiş olmalarına rağmen yüzde 30’a ek olarak yüzde 5 iyileştirmeyi bize lütuf gibi sunmak istediler. Biz de soruyoruz altı ay önce 638 TL bizim cebimizden çıkıp patronun cebine girerken de ses çıkarmamıştınız. Ayrıca “Kıdemlerimizi eritip bugün bize zam vermiş gibi göstermeye çalışmak hangi akla mantığa sığmaktadır” diyen işçiler, direnişe şube yöneticilerinin ve işverenin oyunlarına rağmen devam etmiştir.
Dün olduğu gibi bugün de yanımızda olmayanlara, işveren ile birlikte işçi üzerinden oyun çevirenlere cevabımızı sandıkta verdik. Biz işçiler artık birlikteyiz ve sizin tüm oyunlarınızı bozacak tecrübeye, birikime sahibiz. Siz, “Biz tecrübeliyiz” derken asıl tecrübe sahibi olan bizler olduk. Sizler lüks arabalarınızla binlerce lira maaşlarınızla değil bizler üç kuruş maaşımızla çocuklarımıza yetmeye çalışırken o tecrübeleri yaşadık.
Dün olduğu gibi bugün de “İyiyi biz yaptık kötüyü onlar yaptılar” ile bizleri bölmekten vazgeçin. Yapmanız gereken her şeyi lütuf gibi işçiye gösterme devriniz bitmiştir. Yaptıklarınızı kendi payınıza vefa diye adlandırmaktan vazgeçin. Bir sendika başkanı düşünün, direnişte olan işçilerinin direnişte geçen 16 gün boyunca hiçbir ihtiyacını karşılamadığı halde direnişin zaferini kendine mal etmeye çalışsın. Yemiyoruz artık efendi; sen değil miydin direnişin ilk günü “İsteyen girebilir, ben sizi zorla tutmuyorum” diyerek kırılma yaratmak isteyen? Yine sen değil miydi yüzde 9’a hayır diyen işçiyi 4 defa sandığa götüren? Hatta çıkarılan işçileri koz olarak kullanan? Biz işçiler birlik olarak bu zaferi kazandık. Senin acemi oyunların ve işverenin kendince profesyonel oyunlarına rağmen direnişimizi kendi gücümüz ile meşru hale getirdik. Zafer senin gibi sendika ağalarının değildir, biz senden çok daha tecrübeli işçilerindir.
İşçi kardeşlerim, işçinin haklarını bildiği, sendikal eğitim verildiği bir sistemi gelin birlikte savunalım. İşçinin bilinçli olması korkutmasın sizi, tecrübe öyle ya da böyle toplumsal bilinci geliştirir.
Emekçi kardeşlerim kişisel çıkarlara hizmet edenlere, temsilci olmak
Piçin biat edenlere inanmayın, birlik beraberliğimizi daimi kılalım. Delege ve komitenin aktif çalıştığı bir sistem kuralım. Sözleşme taslağını beraber hazırlayıp, yasa, tüzük, kanun bilen liyakatli başkan, yönetim ve temsilcileri biz belirleyelim. Arkadaş, eş, dost diye oy vermekten vazgeçelim. Sorun çok, çözüm basit, birlik olursak başarırız. Hiçbir şey değişmez dersek zaten değişmeyecektir. İnanırsak değiştirmek için ilk adımı atmış olacağımızı bilmeliyiz.
6 çift çorabı bile sözleşmede alamayan bir zihniyetin bu gemiyi yürütemeyeceği aşikardır. Dün çare olamayanlar bugün umut da olamazlar. Umut işçinin çay alanları yetersizliğinden dem vurup çay molalarını çok görenler değildir. Umut “Keşke bilseydim böyle olacağını ama artık tecrübeliyim aynı hataları yapmam” diyenler de hiç değildir. Artık “Biz istedik vermediler” anlayışı gidecek, yerine işçinin söz sahibi olduğu, istediğinde emeğinin gücüyle alabildiği komiteli, tek bir elde olmayan bir sistem gelecek. Artık bizi kandıramazsınız, adamcı, alaycı, biatçı, yandaş, yalaka, karalamacı politikalarınızı da alın bırakın bu işi. Artık yeter diyoruz, işçiyiz, haklıyız, çare yok birlikte kazanacağız... olduğu söylendi.
Akabinde kendilerinin belirlediği delegelerle hazırladıkları listelere işçiler sendika odasına çağrılarak imza attırıldı. Bu hususta soru soran arkadaşlara “Bir şey yok, sendika istiyor” cevabı verildi. Israr eden arkadaşlara ise “Seçtiğimiz delegelere imza” denildi.
“Delegeler kim?” sorusuna ise bilgi olmadığı cevabı veriliyor. Uzun lafın kısası bir önceki yönetimin Ali Cengiz oyunlarını kendi koltuk ve ikrarları için pervasızca kullanıyorlar.
Dileğim odur ki, TPI emekçilerinin açtığı bu yolda yalnızca kazanan siz değilsiniz, Petrol-İş’e bağlı tüm emekçiler ve demokrasi kazanacak. Hepinize yürek dolusu sevgilerle. Direnen kazanır.