İşçiler nasıl rahat yüzü görecek?
ki el; biri içerde diğeri dışarda, arada tel örgü. Kolay buluşmadı bu eller. Önce dışardakiler uğultu halinde, bazen cılız bazen gür sesle slogan atıyorlardı. Kendi içlerinde tartışmalar, kırılmalar yaşasalar da beklemeye devam ediyorlardı. Kimi zaman içerdekilere seslerini duyurmak için bağırıyor, umutsuzluğa kapılıp onlara kızıyorlardı. Dağılmıyorlar, beklemeye devam ediyorlar. Sendikacılar arada bir görünüp bir şeyler anlatsa da işçiler tatmin olmuyor.
“İçerdeki arkadaşlar nerde, onları yanımıza istiyoruz” diyorlar. Öyle ki “Ne konuşulacaksa bir bize bir içerdekilere değil hep beraber konuşalım” diyorlar, beklemeye devam ediyorlar. Derken işçiler içerdekilere ulaşmanın yollarını arıyor. Yerlerini değiştirip arkadaşlarını görecekleri bir yer bulmaya çalışıyorlar. İçerde arkadaşlarının da kendi içlerinde tartıştığı ve bir karara varmaya çalıştıkları bilgisi kulaktan kulağa dolaşıyor. Onlara seslerini duyurma ve moral olma çabası umutsuzluğa galip gelmeye başlıyor.
Arkadaşlarını görme arayışı sonuç veriyor ve yerlerini değiştirerek onlara kendilerini gösterme fırsatını yakalıyorlar. Bu kez sloganlar daha gür atılıyor, coşku hakim. Şimdi içerdekilerin tartışmalarına ve bilgilerine ulaşmak daha kolay oluyor. Onların da kıyasıya bir tartışma içinde olduklarını ve git gellerine şahit oluyorlar. Tartışma bitip direnişe devam kararı çıkınca bir sevinç çığlığı kopuyor. İçerden gelen insan seli dışarda bekleyen arkadaşlarına yöneliyor. Göz, aradaki tel örgüyü görmez oluyor. Birbirlerine anlatacak o kadar şey biriktirmişler ki bir uğultu, herkes birbirine bir şeyler anlatıyor. Dışardakiler içerdekilerin neler yaşadıklarından, neler yaptıklarından haberdar oluyor.
Eski TARİŞ şimdi TPI işçisi kadın işçinin konuşmasının çok etkili olduğu bilgisi dillerde dolaşıyor. Fakat kendi güçlerinin ayırdına varamamak ilk heyecanla mümkün. Zaman geçtikçe konuşmanın etkisi kadar şimdiye kadar biriktirdikleri, sessiz de olsa derinlerdeki öfkeleri onları direnişe ikna ediyor. Direnişin hamalı, o damarı yaratan kendileriydi. Direnişe devam kararı nice eli birleştirdi. O eller ki makinaya can veren, patrona kazandıran, kendine yabancılaşan eller. Nihayet içerdekilerin direnişe devam kararı ile kendilerinin olan eller. Çok uzaktalarmış da uzunca zaman görüşememiş iki dostun kavuşması misali. Gözlere fer gelmiş, kollar güçlenmiş nerdeyse tel örgüyü kırıp atacak, yürekler heyecanla çarpıyor ve de kavuşmanın güzelliği ile yüzler gülüyor. Bir kez daha anlaşılıyor ki suni engeller ve söylentiler nafile, direnişi kıramıyor.
Bugün lal olmuş dil çözülüp dile gelmedi mi? Gözler bağlanmış olsa da göz bağını direnişin gücü çözmedi mi? İşçiler olmadan koca fabrika ve hızına yetişilmeyen makinalar sessizliğe bürünmedi mi? Koca koca patronlar ahkam keserken, tehditler savururken sus pus olmadı mı? TPI işçisi çok şey başardı. Bu bilinçlere iyi kazılmalı. Şimdi yeni kavgaya hazırlanma vakti. Kavga, işçilerle kapitalistler arasında sürgit devam ediyor. TPI işçisi haklı olarak ekonomik koşullarının iyileşmesi için yola çıkmadı mı? O da yetmedi işten çıkarılarak cezalandırılmak istendi. İşçiler ise kendi yaratmadıkları bu kötü gidişe bir son vermek istedi. Onca tehdit ve ceza sökmedi. Madem öyleydi işçi üretimden gelen gücü ile patronların karşısına dikildi. Böylece dosta düşmana neler yapabileceğini gösterdi. İşçiler rahat yüzü nasıl görecek? Sınıflar mücadelesinde sınıf olma ve iktidarı alma bilincine ulaştıklarında. Onun için TPI patronu bugün olmasa yarın saldırıp öcünü almak isteyecek. TPI işçisi bugün olduğu gibi ekmeğine, işine, özgürlüğüne sahip çıktıkça yenilmez. Onlardan çok şey öğrendim. Sınıf kardeşleri de onlardan ilham alıyor.