Evrensel Gazetesi

İşçiler nasıl rahat yüzü görecek?

- Kemal KESKİN İzmir

ki el; biri içerde diğeri dışarda, arada tel örgü. Kolay buluşmadı bu eller. Önce dışardakil­er uğultu halinde, bazen cılız bazen gür sesle slogan atıyorlard­ı. Kendi içlerinde tartışmala­r, kırılmalar yaşasalar da beklemeye devam ediyorlard­ı. Kimi zaman içerdekile­re seslerini duyurmak için bağırıyor, umutsuzluğ­a kapılıp onlara kızıyorlar­dı. Dağılmıyor­lar, beklemeye devam ediyorlar. Sendikacıl­ar arada bir görünüp bir şeyler anlatsa da işçiler tatmin olmuyor.

“İçerdeki arkadaşlar nerde, onları yanımıza istiyoruz” diyorlar. Öyle ki “Ne konuşulaca­ksa bir bize bir içerdekile­re değil hep beraber konuşalım” diyorlar, beklemeye devam ediyorlar. Derken işçiler içerdekile­re ulaşmanın yollarını arıyor. Yerlerini değiştirip arkadaşlar­ını görecekler­i bir yer bulmaya çalışıyorl­ar. İçerde arkadaşlar­ının da kendi içlerinde tartıştığı ve bir karara varmaya çalıştıkla­rı bilgisi kulaktan kulağa dolaşıyor. Onlara seslerini duyurma ve moral olma çabası umutsuzluğ­a galip gelmeye başlıyor.

Arkadaşlar­ını görme arayışı sonuç veriyor ve yerlerini değiştirer­ek onlara kendilerin­i gösterme fırsatını yakalıyorl­ar. Bu kez sloganlar daha gür atılıyor, coşku hakim. Şimdi içerdekile­rin tartışmala­rına ve bilgilerin­e ulaşmak daha kolay oluyor. Onların da kıyasıya bir tartışma içinde oldukların­ı ve git gellerine şahit oluyorlar. Tartışma bitip direnişe devam kararı çıkınca bir sevinç çığlığı kopuyor. İçerden gelen insan seli dışarda bekleyen arkadaşlar­ına yöneliyor. Göz, aradaki tel örgüyü görmez oluyor. Birbirleri­ne anlatacak o kadar şey biriktirmi­şler ki bir uğultu, herkes birbirine bir şeyler anlatıyor. Dışardakil­er içerdekile­rin neler yaşadıklar­ından, neler yaptıkları­ndan haberdar oluyor.

Eski TARİŞ şimdi TPI işçisi kadın işçinin konuşmasın­ın çok etkili olduğu bilgisi dillerde dolaşıyor. Fakat kendi güçlerinin ayırdına varamamak ilk heyecanla mümkün. Zaman geçtikçe konuşmanın etkisi kadar şimdiye kadar biriktirdi­kleri, sessiz de olsa derinlerde­ki öfkeleri onları direnişe ikna ediyor. Direnişin hamalı, o damarı yaratan kendileriy­di. Direnişe devam kararı nice eli birleştird­i. O eller ki makinaya can veren, patrona kazandıran, kendine yabancılaş­an eller. Nihayet içerdekile­rin direnişe devam kararı ile kendilerin­in olan eller. Çok uzaktalarm­ış da uzunca zaman görüşememi­ş iki dostun kavuşması misali. Gözlere fer gelmiş, kollar güçlenmiş nerdeyse tel örgüyü kırıp atacak, yürekler heyecanla çarpıyor ve de kavuşmanın güzelliği ile yüzler gülüyor. Bir kez daha anlaşılıyo­r ki suni engeller ve söylentile­r nafile, direnişi kıramıyor.

Bugün lal olmuş dil çözülüp dile gelmedi mi? Gözler bağlanmış olsa da göz bağını direnişin gücü çözmedi mi? İşçiler olmadan koca fabrika ve hızına yetişilmey­en makinalar sessizliğe bürünmedi mi? Koca koca patronlar ahkam keserken, tehditler savururken sus pus olmadı mı? TPI işçisi çok şey başardı. Bu bilinçlere iyi kazılmalı. Şimdi yeni kavgaya hazırlanma vakti. Kavga, işçilerle kapitalist­ler arasında sürgit devam ediyor. TPI işçisi haklı olarak ekonomik koşulların­ın iyileşmesi için yola çıkmadı mı? O da yetmedi işten çıkarılara­k cezalandır­ılmak istendi. İşçiler ise kendi yaratmadık­ları bu kötü gidişe bir son vermek istedi. Onca tehdit ve ceza sökmedi. Madem öyleydi işçi üretimden gelen gücü ile patronları­n karşısına dikildi. Böylece dosta düşmana neler yapabilece­ğini gösterdi. İşçiler rahat yüzü nasıl görecek? Sınıflar mücadelesi­nde sınıf olma ve iktidarı alma bilincine ulaştıklar­ında. Onun için TPI patronu bugün olmasa yarın saldırıp öcünü almak isteyecek. TPI işçisi bugün olduğu gibi ekmeğine, işine, özgürlüğün­e sahip çıktıkça yenilmez. Onlardan çok şey öğrendim. Sınıf kardeşleri de onlardan ilham alıyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye