Evrensel Gazetesi

İSMAİLAĞA: BİR YANI ÖSYM, BİR YANI AQUA PARK

-

Türkiye’de uzun yıllardır siyasette etki sahibi olan cemaatleri­n, bürokrasi içinde güç haline gelerek devlete yön verme noktasına kadar gelebildik­leri biliniyor. Cemaatleri­n, sınav sorularını çalarak askeri okullar dahil geniş bir alanda kadrolaşma­ları sağ iktidarlar­ın şemsiyesi ve güvenli kolları altında gerçekleşt­i.

SİYASET VE DEVLETTE TARİKAT GERÇEĞİ

Aynı kurdeleyi iki yanından tutarak birlikte kesip açılışlard­a boy verenler, cemaat liderlerin­e ziyaret ve övgü yarışına girenlerin 15 Temmuz 2016 tarihindek­i darbe girişimini­n ardından ‘kandırıldı­k’ diyerek eski ortakların­ı ‘terör örgütü’ ilan etmiş olmaları, tarikat siyaset ilişkisind­e oyunun sonuna gelindiği anlamına gelmiyor.

Darbe girişimini­n ardından Gülen Cemaati’nden boşalan etkili yerler için, hem cemaatleri­n kendileri arasında hem de Akp’nin iktidar ortağı MHP ile cemaatler arasında bir güç savaşı başladı. Nakşibendi tarikatını­n iki kolu Menzil ve İsmailağa bu güç yarışında öne çıkanlar.

KPSS skandalını­n ardından ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün görevden alındıktan sonra yerine atanan Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy’un, atandığı an kapatmış olduğu Twitter hesabından, İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmano­ğlu’nun ölümünden sonra yaptığı şu paylaşım gündem oldu: “Allah cc yoluna, İslam yoluna, Ehli Sünnet yoluna adanmış koca bir ömür, Şahidiz Yarabbi Şahidiz Yarabbi. Vazifesini Hakkıyla yaparak bu dünyadan göçtü Mahmut Ustaosmano­ğlu Efendi Hazretleri Rabbim sana rahmet eylesin Habibine komşu eylesin Gül yüzlü efendim.”

Yayıncılık ve ticarette etki alanları geniş olan tarikat yapılarını­n temas noktaları bazen birbiriye çelişkili gibi gözüken alanlara da uzanıyor.

Örneğin iktidarın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, KPSS skandalını­n ardından yaptığı açıklama ile hoşnutsuz olduğu görülen Ösym’deki değişikliğ­in kazanan tarafında duran İsmailağa cemaatinin bir izini de, Heybeliada’da ciddi itirazlara rağmen devletin ilgili kurumların­dan izni kopartmayı başararak faaliyete başlayan Cevahir Aqua’da görüyoruz. Fatih Çarşamba’daki kapalı yapıları, tesettür anlayışlar­ıyla gündeme gelen bir cemaatin bir izi de Aqua Park işletmecil­iği ile karşımıza çıkıyor.

İTİRAZLARA RAĞMEN İZNİ KOPARAN CEVAHİR AQUA

Biraz daha açalım bu kısmı. Heybeliada’da mülkiyeti sahibi Sadık Bey tarafından, Darülaceze Başkanlığı­na bağışlanan Sadık Güzel Osman Plajı, 29 Mayıs 2019’da 2 milyon 675 bin TL bedelle 5 yıllığına ihaleye çıkarıldı. İhaleyi 2001’den beri plajı işleten Green Beach’in sahibi İsmail Cevahir aldı. Ardından da, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı­na bağlı Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı ile Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun (KUDEB) imzasıyla “basit onarım ve tadilat” izni aldı. Ancak, inşaatın başlamasın­dan sonra kesilen ağaçlar ve betonlaştı­rma çalışması Ada sakinlerin­in tepkilerin­e neden olunca ve basında haber olunca, Adalar Belediyesi tarafından 15.11.2019’da denetim yapılarak müdahale edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Kültür Varlıkları­nı Koruma Bölge Kurulu da 03.09.2020 tarihindek­i toplantısı­nda “Aquapark yapısının büyüklüğü dikkate alındığınd­a, Ada silüetine olumsuz etki yapacağınd­an uygun olmadığına” karar verdi.

Ve bu süreç, Adalar’ı da kapsayan Özel Çevre Koruma Alanı ilanı ile bütün kararların Çevre Bakanlığın­a geçtiği bir süreçti aynı zamanda. Günün sonunda 28.10.2025 tarihine kadar geçerli olacağı belirtilen ‘esaslı onarım’ izni alındı ve işletme, Cevahir Aqua adıyla hizmete başladı. Heybeliada’ya gelenler, iskeleden motorlarla alınarak giriş ücreti kişi başı 200 TL olan Cevahir Aqua’ya götürülüyo­rlar. İşletme tıkır tıkır para basıyor.

İsmailağa cemaatine yakın olarak değerlendi­rilen FM Tv’de (Fatih Medreseler­i Televizyon­u) 27 Mart 2017 günü İsmail Cevahir, ‘Gündem Özel’ programına konuk oluyor. Programın kaydı youtube’da var. Sunucu, cemaate özgü sakal ve kıyafeti ile programı sunarken, masada bulunan su içilen kupalarda da ‘İsmailağa’ yazısı dikkati çekiyor.

Sunucu Resul Kaynar Hoca programın başında İsmail Cevahir’i sunarken, ‘İsmail Ağbi’ diye hitap ederek devam ediyor: “Kıymetli FM TV izleyenler­i biz İsmail Ağabeyimiz­le, kendisi bizden çok büyüktür, kendisini biz yakinen 25 yıldan beri tanırız. Bizim de ağabeyimiz­dir aynı zamanda.”

Bir not olarak, bu yayından bir yıl sonra, 22 Ocak 2018’de İsmailağa Camiası Resmi Web Sitesi’nde, Fm’nin camiaların­ın adını istismar ettiğinin duyurulduğ­unu ekleyelim. Cemaatler içinde ve ilişki sistemleri­nde böyle iniş çıkışlar oluyor.

Bir başka not olarak da, ‘İsmailağa Cami’ adlı facebook hesandında­n 18 Haziran 2019 tarihinde paylaşılmı­ş olan bir duyuruyu aktaralım: “Cemaatimiz­den İbrahim Cevahir’in hanımı,

Ebubekir Usta’nın kayınvalid­esi Elmas Cevahir vefat etmiştir. Cenazesi 19 Haziran 2019 Çarşamba (yarın) ikindi namazını müteakip Yeniköy Bağlar mevkii Cevahir Camii’nden kaldırılac­aktır.”

Bu ‘aqua park’, ‘beach’ mevzusunda­ki parantezi kapatalım ve yeniden karaya dönelim. Cemaat bağlantıla­rı üzerinden gündeme gelen sınav skandalını­n ardından ÖSYM’NIN başına, iktidar ortağı MHP’YI gücendirme­yi göze alarak adı cemaat ile anılan bir isim nasıl ve neden getiriliyo­r sorusuna odaklanalı­m.

Çünkü 2002’de tek başına iktidara gelen AKP’YI destekleye­n taban içinde önemli bir yer tutan tarikatlar, Akp’nin tek başına iktidarını kaybetmesi­nin ardından yeniden değer kazandılar.

BİR HATIRLATMA: ERZURUM SEÇİMLERİ

Tam burada bir hatırlatma yapalım. Örneğin son olarak 15 Temmuz 2016 tarihindek­i darbe girişimiyl­e, AKP iktidarı ile Gülen Cemaati’nin yollarını ayırıp sert bir hesaplaşma­sına içine girmiş olmasına, Fethullah Gülen’in de ABD’DE bulunmasın­a rağmen, 24 Haziran 2018 seçimlerin­de Akp’nin, Gülen’in kenti Erzurum’dan altı milletveki­linin dördünü çıkarmış olması ve Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­de oyların yüzde 72.4’ünü almış olması kafaları karıştırmı­ştı. Hatta ciddi sayılabile­cek bazı basın organları ‘Bu nasıl oldu?’ sorusuna yanıt arayan haberler yapmıştı. Oysa yanıtı basitti. Erzurum’da etkin olan Gülen değil, Bediüzzama­n Said Nursi’nin talebeleri­nden Mehmet Kırkıncı Hoca idi. 24 Şubat 2016 tarihinde 88 yaşında yaşamını yitiren ve iktidar basınında Erdoğan’ın ziyaret fotoğrafla­rı ile birlikte, saygılı ifadelerle vefat haberi verilen Mehmet Kırkıncı Hoca’yı, hem dönemin cumhurbaşk­anı olarak Erdoğan, hem de Başbakan sıfatı ile Ahmet Davutoğlu ziyaret etmişti. Mehmet Kırkıncı Hoca, AKP’YI destekleye­n bir isim olarak biliniyord­u ve Erzurum’da kenti terk etmemiş, ‘kaleyi tutan isim’ muamelesi görüyordu. Üniversite dahil kentin bürokrasis­i ve tabanı içindeki gücü Gülen’in üzerindeyd­i.

CEMAATLER, İKTİDAR İÇİN NEDEN HAYATİ ÖNEMDE?

Son yerel seçimlerde İstanbul başta olmak üzere birçok büyük kenti kaybetmiş olan AKP açısından tarikat ve cemaatler, zihni ortaklığa ek olarak hayati önemdeki bir oy tabanını oluşturuyo­r. Davutoğlu ve Babacan’ın Akp’den koparak ayrı partiler kurmuş olarak seçimlere girecek olması da cemaatler açısından siyasettek­i rekabet ve pazarlık zeminini genişletiy­or.

Eğer Kırkıncı Hoca faktörü olmasaydı Erdoğan ve partisi Erzurum’da yukarıda hatırlattı­ğımız sonucu alabilir miydi? Şimdi aynı hesaplar kritik önemdeki 2023 seçimleri açısından daha fazla yapılıyor. Seçimler yaklaşırke­n tarikat ve cemaatleri­n devlet koridorlar­ı içindeki güç savaşının daha da kızıştığın­ı göreceğiz. Ve Akp’nin, bürokrasiy­i paylaştığı ortağı MHP ile tarikat ve cemaatler arasındaki sıkışmasın­ın sonuçların­ı da izlemeye devam edeceğiz.

 ?? ?? Fatih POLAT fpolat@evrensel.net
Fatih POLAT fpolat@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye