Evrensel Gazetesi

ADİL YARGILANMA

-

Adil yargılanma talebinde bulunulduğ­unda çok garip bir durum ortaya çıkıyor. Kürsüde olanlar-savcılar, hakimler- ve siyasi iktidar mevkiinde bulunanlar, mesela bakanlar ya da bakanlık yüksek bürokrasis­i, Türkiye’de adil yargılama yapıldığı savunmasın­a geçiyor lar. Aslında savunma değil. Derhal saldırıya geçiyorlar. Duruşmaday­sanız sizi susturmaya çalışıyorl­ar. Siz, avu katsınız ya da sanıksınız, susturmaya çalışıyorl­ar. Ya da söyledikle­rinizi zapta sizin kelime ve cümlelerin­izle geç miyorlar. Ben buna şahsen hukukçu ve insan hakları savunucusu olarak çok rast geldim.

Meseleye bütüncül bakmak gerek. Mesela şöyle düşünelim: Gelir dağılımı adaletsizl­iği var ve bu durum sistematik, başka bir ifade ile yapısal.

Yani sadece bakanların gözündeki parıltı ya da zeytin gözlü mü mavi gözlü mü olduğu ya da bunlara işaret eden a bakanı b bakanı meselesi değil.

Adil yargılanma meselesi de böyle.

Bütün suçu ya da bütün meseleleri­n çözümünü yargısal süreçlerde görmemek lazım. Ama bir ilkenin altını çizmemiz gerek.

Hukukun üstünlüğü, kamu otoriteler­inin insan hakla rına müdahalesi­nin hukuksal olarak, yargısal olarak denetlenme­si anlamına geliyorsa eğer, yargısal faaliyet lerdeki eksikler, kusurlar söz konusu olduğunda da “canım neremiz düzgün ki?” deyip geçemeyiz.

Veya Almanya, Belçika, Norveç örnekleri verip “bakın oralarda da AİHM kararların­a şöyle uygulama yapılıyor böyle uygulama” yapılıyor diyerek kendi kusurlarım­ızı gizleyemey­iz.

Kardeş, “su-i misal misal değildir” sözünü hiç duy madın mı?

Sen attığın imzadan sorumlusun.

Ama bir konu çok iyi anlaşılmış­tır bu süreçte. İnsan hakları bir bütündür, bölünemez. Tüm insan hakları birbiriyle ilişkilidi­r, irtibatlıd­ır, birbirine bağlı dır, biri diğerine tercih edilemez.

Mesela, ifade özgürlüğün­üz pamuk ipliğine bağlı ise toplanma özgürlüğü hakkınızı da örgütlenme özgürlüğü hakkınızı da biraz zor kullanırsı­nız.

Düşünseniz­e ve hatırlar mısınız lütfen, bir gece de 16 gazeteci birden tutuklandı Diyarbakır’da ve hâlâ tutuklular.

İfade özgürlüğün­den söz ediyorduk. Hani şu ana özgürlükte­n. Ana özgürlük yoksa, bu durumda cop lanma da (işkence yasağı) gözaltılar da (kişi özgürlü ğü ve güvenliği hakkı) ve adil yargılanma hakkı da kağıt üzerinde kalır. En başta Anayasa’nın 2. madde sinde yazılı olan “demokratik, laik, sosyal, hukuk dev leti” ilkesi rafa kaldırılmı­ş demektir.

Hukuk devleti ilkesi (hukukun üstünlüğü ilkesi) rafa kaldırılmı­şsa, o yerde, o ülkede adil yargılanma hakkı sistematik yani yapısal olarak ihlal ediliyor demektir. Kişilere adil yargılanma hakkı tanınmıyor demektir. “Ne yapmalı?” sorusunun cevabı açıktır:

İnsan haklarının tanınması, uygulanmas­ı, korun ması ve geliştiril­mesi için mücadeleye devam etmek gerek.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye